|
Kemal abi, bak Tanrıkulu ne diyor?!...

Yurtdışında ülkelerini şikayet edince n'oluyor anlamıyorum… Hani, 'içeride derdimizi anlamıyorlar, bari eloğluna anlatalım' diyerek rahatlıyorlar mı acaba?...



Kılıçdaroğlu ve ekibi bunu hep yapıyor…



Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin

… Tanrıkulu; “Hükümet, kendi halkını (Türkmenler ve Arapların da içinde olduğu) temsil eden PYD'den neden rahatsız?..' diyor… (Yahu Türkmenleri ve Arapları, ve hatta kendi gibi olmayan Kürtleri bölgeden temizleyen PYD değil mi?...)



Yani Tanrıkulu'na göre PYD bir terör örgütü değil…



Tanrıkulu PYD ile ittifak yapan, onlara silah veren ABD gibi düşünüyor…



Aynen Hizbullah militanlarıyla PYD'ye destek veren İran gibi düşünüyor…



Aynı şekilde, Şam'da PYD ofisinin açılmasına izin veren ve destekleyen Esed rejimi gibi düşünüyor…



Tabii ki, Moskova'da Rusya Adalet Bakanlığına bağlı sivil toplum kuruluşu statüsünde PYD'nin temsilcilik ofisinin açılmasına izin veren Rusya gibi düşünüyor…



Ve elbette 'sırtını PYD'ye yaslayan' HDP gibi düşünüyor…



Sadece, PYD'nin PKK'nın Suriye kolu olduğunu.., Silah, terörist, lojistik..vs, her türlü desteğin var olduğunu bilen ve bu tecrübeyi yaşayan Türkiye gibi düşünmüyor… (Hoş, PYD'ye kadar uzanmaya gerek yok… Devleti şiddet uygulamakla suçlayan akademisyenlere de sahip çıkarak HDP ve PKK'ya da selam çakmıştı Tanrıkulu…)



Hadi bakalım, biri bu denklemi çözsün…



PKK'nın Suriye kolu PYD, ABD, Rusya, Hizbullah, İran ve Esed için stratejik ortaklık yapılabilecek faydalı bir örgüt!... HDP için sırtını yaslayabilecek kadar güvenilir!... Ve bazı CHP'li vekillere göre de rahatsız olunmaması gereken meşru bir örgüt…



İnsan gerçekten hayret ediyor!... (Nerden çıktı bu yahu?!...)



Nasıl bir konsorsiyum, nasıl bir ittifak, nasıl bir çatıdır bu?!... (Eminim bunun 'şeklini' Bahçeli bile çizemez!...)



Acaba diyorum Türkiye PYD ile çatışsa CHP'li Tanrıkulu hangi safta yer alır?... (Öyle ya, İran ile savaşırsak İran safında yer alacak vekil de var CHP'de…)



Lakin Kılıçdaroğlu PYD ile ilgili olarak dün bir açıklama yaptı; “Kim PKK'ya destek veriyorsa, biz onu PKK'nın yavrusu olarak görürüz…” dedi…



Tamam da o zaman bir temizlik yapman lazım Kemal abi… 'PKK'nın yavrusundan rahatsız olmayın' diyen Tanrıkulu'nu nereye koyacaksın?... İrancı ve Rusçu Erdem'i n'apacaksın?... Maklubeci vekillere n'olacak?!...



Sen bunları bırakmış, senin de; 'incir çekirdeğini doldurmaz' dediğin Atatürk resmini kim indirdi, kim kaldırdı meselesiyle 57 gündür meşgulsün… Bir de faturayı Aylin Nazlıaka'ya kestiniz… “Aylin'in suçu ne” onu da anlamadık!...



Olmuyor böyle Kemal abi!...



*


Ne gerek vardı Böke, kime ne?!...



Bu seferki tartışmanın sebebi dış mihraklar… 7 Haziran seçimlerinde 'The Economist'in yapmış olduğu bir haber… The Economist CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke için şu ifadeyi kullanmış; “

…” (Tercümesi; Arap Hıristiyan ve saygın bir iktisatçı…)



“Ee, ne var bunda?...” diyeceksiniz… Evet, bir şey yok…



Lakin basında ve sosyal medyada 'CHP sözcüsü Böke, vaftiz edilmiş' haberleri yayılınca bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş Böke;



“Evet, Ailemin bir tarafı Müslüman, diğeri Hıristiyan. Yalnız değilim, milyonlarla bu mücadeleye devam edeceğim” demiş…



Bu açıklamaya ne gerek vardı anlayamadık… Kimin yüzde kaç Müslüman, kimin yüzde kaç Hıristiyan olduğu kimi ilgilendirir… İstersen yüzde 25 de Budist ol, kime ne?...



Kime, neyi açıklıyorsun, ne gereği vardı Böke?



Hayır korkum o ki, CHP içinde 'Böke'yi kim vaftiz etti' tartışması başlarsa yandık!...



(Not: Aylin abla, aman ha, sen bu işlere hiç karışma... Herkes kurtarır, sonra kabak yine senin başına patlar!...)



*


Babıali, ABD ve AB


saldırı için ne diyecek?...



Dün sabahın erken vakitlerinde Yeni Şafak'a ve Akit Medya Grubu'na saldırdılar… Molotoflu, silahlı ve eş zamanlı saldırılardı bunlar… Terörle mücadelede devletin yanında duran, ucu uzantısı başka bir yerde olmayan, halkın vicdanı, yerli ve milli medya gruplarına saldırdılar… Binalarda hasar oluştu ama hamdolsun ölü ya da yaralı yok…



Şimdi Hürriyet'in camı çerçevesi kırılınca (ki biz de şiddetle kınamıştık) ne olduğunu hatırlatalım;



ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby: “Hürriyet gazetesine yönelik şiddet ve vandallık kabul edilemez”.



AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Hürriyet ile ilgili endişesini bildirdi…



ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass bizzat Hürriyet'i ziyaret edip 'geçmiş olsun' dedi…



Kılıçdaroğlu ve Demirtaş '

' ziyaretleri yapmıştı…



Biz de geçmiş olsun dedik ve saldırıyı kınadık…



Bakalım eşzamanlı gerçekleştirilen bu 'molotoflu, silahlı' saldırıyı Babıali nasıl değerlendirecek?...



Bakalım ABD Dışişleri, AB Konsey Başkanı, ABD ve/veya AB büyükelçileri ne diyecek?...



Bekleyip göreceğiz…


#Yeni Şafak
#Böke
#CHP
8 yıl önce
Kemal abi, bak Tanrıkulu ne diyor?!...
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti