|
Yarın

Önemli bir günün arifesinde yazı yazmak, bayramda çalışmaya benziyor. Çalışalım. Yeter ki iş olsun.



Yarın oy kullanacağız. İlk oyumu otuz yıl önce kullanmışım. Otuz yılda neler gördük, yaşadık?



Hasdal mezarlığında iki şehit kabri var. Birbirlerine yüz küsur metre mesafedeler. Biri 1988 yılında, diğeri de geçen sene şehadet şerbetini içmiş. Kıdemli olanın mermeri kararmış, yazıları solmuş. Sürekli kapanmayan, kanayan bir yaradan bahsediyoruz. Gençliğimizde bölücü terör vardı. Şimdi evlatlarımızın askerlik çağı geldi. Millet hayatına dadanan musibet devam ediyor. Otuz yıl boyunca her türlü siyasi görüş iktidara geldi. Çeşitli yollar, yöntemler denendi. Olmadı.



Geride bıraktığımız otuz yılı düşünmeyi sürdürüyorum. İkinci Dünya Savaşı için şöyle söylenir:

“Milletler kaybetti, şirketler kazandı."

Bunun neye karşılık geldiğini biz de yaşadık. 28 Şubat sürecinde, 2001 krizinde ve daha nicesinde, millet kaybetti, şirketler kazandı. Hele bazı dönemlerde ülkemizi adeta şirketler, holdingler, patronlar yönetti. Hâlâ aynı hevesi taşıyanlar var.



Otuz yıl içinde, ihanet şebekesinin nereden nereye geldiğine de şahitlik ettik. Cennetmekân Erbakan Hocamızın dışındaki bütün siyasi liderlerle münasebet kuran bir kimse düşünün. Sağdan sola kadar. Yani sadece Sayın Erdoğan'ı aldatmış olmuyor. On beş sene önce, bu grubun tehlikesine işaret eden üç veya dört yazı kaleme almıştım. Geldiğimiz yer:

'İki ebe bir çocuğu topal eder' derler. Paralel devlet yapılanması, neredeyse ülkemizi sakat bırakacaktı.

Tehlike geçti mi? Hayır. O güzelim bahar kelimesini bile kirlettiler.



Batının ikiyüzlü tavrını, çifte standardını ve acımasızlığını kitaplardan okuyorduk. Ömrümüzün son yirmi beş yılında, bizzat görme talihsizliğimiz de oldu.

Milletin ve ümmetin hayrına olan bütün gelişmelerin karşısında duruyorlar.

Daima darbecileri, hainleri, teröristleri destekliyorlar. Sözleri söz, niyetleri niyet değil.



Buradan içimizdeki hayranlarına, uzantılarına geçelim. Bizim üç asırlık zayıf tarafımız. İnsanımızın isteği ve iradesine karşılık hep başkalarının projesini destekleyen garip zümremiz. İçinden çıktığı toplumu hor görenler. Bir azarla her şeyin düzeleceğine inananlar. Bugün bu kitlenin temsilciliğini hangi parti üstleniyor?



***


Türkiye, bitmemiş bir işin akşamıdır. Bu yüzden rahat edemiyoruz, huzurlu değiliz.


Bu 'seçim' başka. Siyasetin üstünde, memleketin hizasında.



Konuştuğumuz zaman bizi kim alkışlıyor? Kimlerden destek görüyoruz?

Mazlumun duası mı, zalimin imkânları mı bizimle beraber?


Herhangi bir partinin üyesi değilim. Büyük milletin küçük bir mensubuyum. Bütün bu adreslerin 'hayır' dediğine 'evet' demek mecburiyetindeyim.


#28 Şubat
#Anayasa referandumu
#16 Nisan 2017
7 yıl önce
Yarın
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler