Yemen savaşını sakın hafife almayın. Suudi Arabistan öncülüğünde, adı konulmamış bir “Arap Sünni Koalisyonu” oluşturuldu ve İran’ın desteklediği Husilere karşı ortak bir hava gücüyle savaşıyor. Ortak bir ordu için de hazırlıklar başladı. Bu ne demek?
Yemen’e Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi geleneksel bir oluşumun ortak kuvveti değil, İran’a karşı oluşan tepkinin doğurduğu bir koalisyonun silahlı gücü girmek üzere. Bu oluşumun fiili adı “Arap Sünni Koalisyon Gücü”dür ki önlem alınmazsa çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
“Barut” olarak görebileceğimiz gruplara engel olmak için kurulan Sünni illegal oluşumlar var ki, bunlara da “ateş” denebilir. İŞİD, El Kaide, El Nusra, El Şebap gibi örgütlerin ortak noktası, Şiiliği “kafirlikle” eş gören bir Selefi fikre sahip olması. Tüm çaba barut ve ateşi bir araya getirip patlama yaşatmak. Suriye, Irak, Yemen patlatıldı, sırada diğer ülkeler var.
İslam dünyasında mezhep savaşları büyük felaketlerle sonuçlanmıştır her zaman. Bu savaşların yaşandığı tüm dönemlerde Haçlı orduları da fırsatı kaçırmamış ve hep İslam topraklarına saldırmıştır. Batı İslam ülkelerinin zaaflarından faydalanmayı hep bilmiştir.
Şu anda tüm İslam dünyasını içine alacak büyük bir yangının başlangıcını izliyoruz. Yangın her geçen gün bir ülkeye yayılıyor. Mezhep savaşını “Batı'nın oyunu” diye tanımlamak kolaycılık olur. Doğru, mezhep çatışmasını körüklemek ve ateşi harlamak için Batılı istihbarat örgütleri ve kurumları büyük çaba içinde. Lakin onlar istediği için değil, İran bizzat inandığı için “Şii Diplomasisi” yapıyor, Suudi Arabistan da Vahhabilik güdüyor. Her iki ülke de kendi mezheplerini yaymak için muazzam servet harcıyorlar.
Herkesin korkması ve aklını başına toplaması gereken bir döneme giriyoruz.