AK Parti'nin anayasa ekibi, Başkanlık Sistemi'ne geçişi de öngören anayasa değişikliği için sabahlara kadar çalıştı, çalışıyor.
Dün bu çalışmalara katılan AK Parti'nin anayasa hukukçularından birini aradım.
Aramamın bir sebebi de, Bahçeli'nin sözlerini benim gibi anlayıp anlamadığını test etmek idi aslında.
Kendisi sabaha kadar ayakta kaldığı ve güne biraz geç başladığı için
haberdar değildi.
MHP liderinin sözünü aktarınca canı sıkıldı, üç kere
çekti.
Anlaşıldı ki ikimiz de Bahçeli'nin o sözünden aynı şeyi, yani
anlamını çıkarmıştık.
Cümle şuydu:
Bu cümle, kendi başlattığı süreçte MHP liderinin frene basması, hatta biraz su koyuvermesi anlamına geliyor.
Mesele bu şekliyle kalacak olursa, Bahçeli, üzerinde yeniden kafa yoracağımız,
diyeceğimiz yeni bir açıklama daha yapmazsa, Başkanlık ile ilgili bir referandum ihtimali de zora girmiş olacak.
Neden derseniz bunun şöyle bir cevabı var:
Bahçeli'nin Başkanlık ile ilgili çıkış yapması, özünde
mantığı üzerine kurgulanmıştı.
Dün, sorular üzerine tekrar ettiği gibi Başbakan dahil herkes bunu böyle anladı.
Ancak Bahçeli şimdi
deyince, Ak Parti'nin anayasa paketi konusunda kendilerini ikna etmesini şart koşmuş oluyor.
Kendisi zaten parlamenter sistemden yana olduklarını deklare etmiş durumda.
Bu da demek oluyor ki, AK Parti'nin MHP yönetimini Başkanlık sistemi konusunda ikna etmesi hiç de kolay olmayacak.
Bu durumda da referandum konusu, gündeme gelmeden gündemden düşmüş gibi bir şey olacak.
Yani, en başa dönmüş olacağız.
Yani mesele, Bahçeli'nin böyle bir meseleyi neden gündeme getirdiğini anlamak için kafa patlattığımızla kalmış olacak.
Tabii, kendisinin, yani Bahçeli'nin ilk çizgiye uygun bir yörüngeye dönmesi halinde bu ihtimaller devre dışı kalmış olacak.
Oysa Bahçeli bu konuyu ortaya attığında, mesele,
biçiminde anlaşılmıştı.
Lafların berisine arkasına bakınca da böyle bir anlam çıkıyor muydu, evet çıkıyordu.
Bahçeli, Çankaya Köşkü'nde görüştüğü Başbakan Binali Yıldırım'a
fikrini en açık haliyle anlatmıştı.
Başbakan da, parti yönetimini toplayarak,
demişti.
Ama şimdi Bahçeli, başka şeyler söylüyor.
Yani, Meclis'te ve sandıkta aynı oyu kullanırız diyerek,
mesajı vermiş oluyor.
MHP lideri dün şöyle bir cümle daha kurdu:
Ne demek bu?
Bahçeli, Türkiye'de sistem sorununun devam etmesini arzu edenleri, bugünlerde yapılabilecek en ciddi suçlamayla
olarak nitelendiriyor.
O zaman şu soruya da kendi zihninde bir cevap bulmuş olmalı.
Kendi gündeme getirdiği bir konu, kendi tutumu nedeniyle kadük kalırsa, devam edecek sistem sorununun sorumluları arasına kendisi de dahil olmuş olmayacak mı?
Birkaç ihtimal var.
1-MHP lideri,
” diyen kimi partililer tarafından ikna edildi ve ilk pozisyonunu terk ederek bu noktaya geldi.
2-Bahçeli,
diyerek böyle bir hamle yapmak istedi. Hamlesini yaptı ve gündem olmayı başardı.
3-Geçen yılki koalisyon görüşmeleri sırasında izlediği ve partisine ciddi oy kaybettiren tutumun intikamını almak için AK Parti'ye siyasi bir pusu kurmak istedi.
4-Dün sarf ettiği o cümleyi bir şekilde tevil edip, baştaki pozisyonuna dönecek ve referandumun önünü açarak, Başkanlık konusunda gerçekten de milletin son noktayı koymasını sağlamış olacak.
Bakalım, ne olacak.