|
Çık çık! 180 değil daha fazladır
Teyyo Pehlivan 1999 yılında vefat etmiş.

Bugünlere yetişseydi, kesin,
“Benim veliahtım olsa olsa Kemal Kılıçdaroğlu olur”
diye bir demeç patlatırdı.


Evvelsi gün gazete ve televizyonların yöneticileriyle buluşan CHP Genel Başkanı, iki mühim! açıklama yaptı.



“15 Temmuz kontrollü bir darbe girişimi”

dedi,

“Bylock kullanıcısı 180 iktidar milletvekili var”

diye ekledi.



Biliyorsunuz, ilk cümlenin telif hakkı FETÖ'cülere ait.



Şimdi, Kılıçdaroğlu'nun, darbe kalkışmasını yapanlarla aynı omuz hizasına gelmek için 9 ay 10 gün bile bekleyemediğini görüyoruz.



Kaderimize rıza gösterelim.



Özellikle seçim dönemlerinde 70 model kasaba politikacısına dönüşen bir ana muhalefet lideri var karşımızda.



Doğrulardan yana sermayesi pek güçlü olmadığı için, çok güzel yalan söylüyor.



FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI/BYLOCK MESELESİ


Şimdi bu Bylock kullanan vekil meselesini biraz daha açalım.



“FETÖ'nün siyasi ayağı”

tartışmaları gündeme geleli beri, Başbakan Binali Yıldırım'ın bu konuda benim takip edebildiğim, birbirini tamamlayan üç ayrı açıklaması oldu.



Başbakan, bir ay kadar önce Çankaya Köşkü'nde benim de aralarında bulunduğum gazeteci topluluğuna bu konuda şöyle demişti:



“MİT müsteşarına bunu sordum. Bylock kullanan milletvekili var mı? Kim varsa bu bilgileri bana getirin, dedim. MİT bana bağlı bir kurum. Getirdiler bir şey yok.”


Yıldırım, diğer iki açıklamasında ise,

“Bylock kullanan bir tane bile vekil yok”

deyip konuyu kapattı.



Başbakan böylesine net ve iddialı bir açıklama yapıyorsa,

“180 tane Bylock kullanan vekil var”

diyen Kılıçdaroğlu için yanında götürmeyi unuttuğunu söylediği dosyayı, dosyanın yanına gittikten sonra kamuoyuna açıklamak dışında bir seçenek kalmıyor.



İnsanların kafasında şöyle bir soru var:



“Bu FETÖ'cüler her tarafa sirayet etti de bir tek siyaseti mi ihmal etti? Bu örgütün siyasi ayağı ne olacak?”


Bu önemli ve ihmal edilmesi mümkün olmayan bir soru.



Kılıçdaroğlu da zaten, bu soru üzerine Teyyo Pehlivanlığa soyunup elini yükselttikçe yükseltiyor.



FETÖ'nün siyasi ayağı konusunda Ak Parti teşkilatlarında bir takım adımlar atıldığını biliyoruz.



Geçen sonbahar itibariyle, Genel Merkez üzerinden il ve ilçelere gönderilen talimat sonucu aralarında belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin de bulunduğu 100 kadar isimle yollar ayrıldı.



Bu isimlerin bir kısmıyla ilgili adli takibat da yapıldı.



Bu, yukarıdaki soruyu soranlar açısından tatmin edici olmayabilir.



Ancak, vaka bundan ibaret ise başka ne denebilir ki?



SORUNUN CEVABI: FETÖ SİYASETE DEĞİL DEVLETE OYNADI


Eğer derdimiz hakikati aramak ise, FETÖ'nün siyasi ayağı bağlamında şu iki başlığa değinmek yeterli olacaktır:



Birincisi;


15 Temmuz darbe kalkışmasını yapan örgüt, Türkiye'de siyaseti değil,

'müesses nizamı'

hedefledi.



İngilizlerin

'Establishment'

dedikleri, kurulu düzeni yani.



FETÖ, 27 Mayıs 1960 darbesini yapanların modelini bire bir kopyalayarak ilerledi.



Neydi o kurulu düzen?



Devlet iktidarı...



Orduda, yargıda, bürokraside, istihbaratta hakim olduğun zaman devlete hakim olmuş oluyordun.



Siyasi partiler, hem gelip geçici oldukları için, hem de devlet iktidarının çizdiği kırmızı çizgilerle hareket etmek zorunda oldukları için, oraya yatırım yapmaya lüzum yoktu.



Ayrıca, gizlice örgütlenip buraları ele geçirdikten sonra, meydanlarda milletin karşısında terlemenin ne alemi olabilirdi ki?



Fetullah Gülen'in siyasetle ilgili zaman zaman aşağılayıcı laflar etmesinin arka planında da böyle bir okuma vardı.



O halde şunu söyleyebiliriz:



FETÖ'nün siyasete yaklaşım biçimi, siyasi partileri ele geçirmek değil, elindeki devlet gücünü kullanarak siyasi partileri/iktidarları, Hacivat/Karagöz oynatır gibi sütre gerisinden oynatma düşüncesinden ibaretti.



Meclis'te Bylock kullanıcısı milletvekili çıkmamasının bir sebebi budur.



Bu kadar hakim, savcı, emniyet mensubu, asker öğretmen FETÖ aidiyeti nedeniyle görevden uzaklaştırılırken bir tane bile FETÖ'cü vekil olmaz mı sorusunun cevabı da burada saklı.



İkincisi;

Ak Parti'nin mevcut Meclis grubu, FETÖ ile kavga başladıktan sonra iki seçim görüp, iki kere elekten geçmiş bir grup.



Yani, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi milletvekili listeleri hazırlanırken

“Aman bir FETÖ sızması olmasın”

diye yüksek bir duyarlılık sergilendi.



Muhtemel sızma girişimleri engellendi.



Bu iki başlığın, Bylock kullanan vekil meselesini izah ettiğini düşünüyorum.



Derdimiz propagandanın değil de, gerçeğin peşinde koşmak ise, gerçek budur.

#Başbakan
#Binali Yıldırım
#FETÖ
#Bylock
#MİT
7 yıl önce
Çık çık! 180 değil daha fazladır
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset