|
El Bab’tan ötesi ne olacak?

Dün sabah güne, Antalya'dan gelen fotoğraf karesiyle başladık.



Fotoğraf karesine bakınca gördüğümüz şuydu:



Türkiye, ABD ve Rusya Genelkurmay Başkanları, aynı masa etrafında bir araya gelmişlerdi.



Türkiye-ABD-Rusya Genelkurmay Başkanlarını buluşturan böyle bir toplantı ilk defa yapılıyor.



Haliyle, Antalya'dan yansıyan fotoğraf herkesin dikkatini çekti.



Buluşmanın mahiyetini ise, öğleden sonra Ürdün Başbakanı ile kameraların karşısına geçen Başbakan Binali Yıldırım'dan öğrenmiş olduk.



Yıldırım'ın verdiği bilgilere göre, üç ülke Genelkurmay Başkanları'nın bir araya gelmesinin iki temel amacı vardı:



1-Suriye'deki terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlarda eşgüdüm/koordinasyon sağlanması.


2-Bu üç ülkenin askeri operasyonları sırasında, Başbakan'ın ifadesiyle, tatsız hadiselerin tekrar yaşanmasının önüne geçmek. (Yıldırım'ın kastı, geçen ay El Bab'da Rus uçaklarının TSK unsurlarını yanlışlıkla vurması hadisesi olmalı)


FIRAT KALKANI SINIRA DAYANDI MI?


Şimdi gelelim, diğer konumuza…



Suriye'nin Kuzeyi'nde Münbiç özelinde yeni bir hareketlilik yaşanıyor.



Bu yeni durumun ne anlama geldiğini, nasıl ilerleyeceğini anlamak/öngörmek için iki şeye bakmamız gerekiyor.



1-Türkiye'nin Suriye hedefleri ile sahadaki gelişmeler nereye kadar nasıl örtüşecek?


2-Meselenin diğer paydaşlarının (Asıl kastım ABD ve Rusya tabi) Türkiye'nin Suriye'deki varlığının sınırlarını nereye kadar kabul ettiği/edeceği sorusu.


Gelinen noktada Ankara'nın Suriye yaklaşımının şu ana temeller üzerine oturduğunu söyleyebiliriz:



-Savaşın bir an evvel sona ermesi, Suriye'den kaynaklanan güvenlik sorunlarının minimum düzeye inmesi.


-Ankara'nın yeni Suriye yaklaşımında Esad rejiminin varlığı öncelikli tehdit olmaktan çıkmış durumda. Başbakan Yıldırım'ın Münbiç'e rejim güçlerinin yerleşmesi konusunda yaptığı açıklama bunu en açık işareti oldu.


-Suriye meselesi söz konusu olduğunda Ankara için temel mesele, PKK/YPG'nin etkinlik alanının genişlemesini önlemek.


Şimdi diğer paydaşların pozisyonuna gelelim;



ABD VE RUSYA TÜRKİYE'YE 'BURAYA KADAR' DİYOR


ABD, en baştan beri Türkiye'nin Suriye'de varlık göstermesini hiç istemedi. PKK kuşağı projesini aktif bir biçimde destekledi, sadece Fırat Kalkanı Operasyonu'yla bu projeyi revize etmek zorunda kaldı.



Şimdi Ankara destekli ÖSO'nun bir adım daha ileri gitmesi, onların arzu ettiği bir şey değil.



Gelinen noktada Rusya ile yapılan işbirliğinin sınırlarını da görebiliyoruz.



Türkiye, Fırat Kalkanı'nın başında, ABD'yi, biraz da oradaki seçim döneminin avantajlarını kullanarak bypass edip, Rusya ile işbirliği yapmayı başardı.



El Bab'ın ele geçirilmesi, bu işbirliği sayesinde mümkün oldu.



Ancak, anladığımız kadarıyla Ruslar da daha fazlasını istemiyor.



El Bab'ın düşmeye yakın olduğu bir dönemde Moskova'nın hızlı bir manevra ile PYD çevreleri ile dirsek temasına geçmesi, bunun bir işareti olarak görülebilir.



Açıkçası, ABD de, Rusya da, El Bab düştükten sonra daha ileri gitmemizi istemiyor, Fırat Kalkanı'nın burada durmasını istiyor.



O zaman ne olacak?



İşin burasında, Ankara için ehven-i şer yaklaşımının devreye girdiğini görüyoruz.



Nerede mi?



Münbiç'te elbet.



Geçen gün Sinop dönüşü meslektaşlarımıza açıklamalar yapan Başbakan Yıldırım, Münbiç bahsi açılınca şöyle demişti:



“Rejim güçleri girdi, YPG'liler de şehirden ayrılıyor diye, yeni bir bilgi var. Bu, bizim açımızdan olumsuz bir şey değil. Bizim orada istediğimiz, PYD/YPG unsurlarının olmaması. Bu sağlandıktan sonra nihayetinde Suriye toprakları Suriyelilere aittir.”


Bu açıklamalar neye işaret ediyor?



Cevabı çok açık:



YPG Fırat'ın Doğu'suna geçtiği sürece bizim için sorun yok.



Netice-i kelam, ABD ve Rusya, Münbiç konusunda, bu kentin Esat rejiminde kalması konusunda mutabık kalmışlarsa eğer, Türkiye için Fırat'ın Batısı ile ilgili pek bir sorun kalmamış olacak.



DEAŞ gidince, El Bab'ın güneyinden geçen karayolu ile Güney'den rejim ile fiili bir sınır çizilmişti.



Yani artık orada silahların uzun süre devre dışı kalacağı beklenebilir.



Benzer bir çizgi Münbiç'in batısından da çizilirse, aynı şey olacak demektir.



Başbakanın “

Münbiç, Suriye sorununun çözümünde anahtar rolü olabilir”

sözünü buralara bir yerlere oturtmak yerinde olacaktır.



Bu durumda geleceği muamma olma halini sürdüren tek yer El Bab'ın doğusu.



Yani PKK'nın sözde Afrin Kantonu.



Orası şimdilik öylece duruyor.


#El Bab
#PKK
#YPG
#ABD
7 yıl önce
El Bab’tan ötesi ne olacak?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’