|
PKK’yı bırakın sadece DAİŞ’e odaklanın diyorlar

DAİŞ'in İstanbul Havalimanı saldırısı sonrası ABD ve Avrupa basını, Türkiye hakkında kendi ortalamalarının çok üstünde yayınlar yaptı.



Diyebilirim ki, bu mecralarda Gezi kalkışması sonrası ilk defa bu kadar çok yazı çıktı, haber oldu.



Sanki, yine böyle bir şey olursa (Gezi'de böyle olduğu konusunda şüphe taşımıyorum) nasıl davranılacağına dair önceden bir rol paylaşımı yapılmış, ortak bir sözleşme gereği, herkese içeriği

'benzer temalardan'

oluşan yayınlar yapma görevi verilmişti.



Bir tür durumdan vazife çıkarma hali sözünü ettiğim.



Elbette bu denli vahşi bir saldırının bu yaygınlıkta haber olmasında şaşılacak bir durum yok.



Ancak şu iki şeye baktığımızda, zihnimizde bazı kıvılcımların parladığını söyleyebilirim.



1-Aynı vahşi türden saldırıyı PKK, Ankara'nın göbeğinde yaptığında, Batı'da bu yayınların onda biri bile olmamıştı.



Bu da demek oluyor ki; Türkiye'de bir saldırı olduğu bilgisi yayıldığında ABD ve Avrupa basını önce “kim yapmış?” sorusuna bakıyor. Fail PKK ise küçük, DAİŞ yapmışsa büyük harflerle görüyorlar.



2-İkinci daha dikkat çekici nokta, bu son yayınlarda ağız birliği edilmişçesine hemen hemen aynı şeylerin söyleniyor olması.



Mesela Amerikan New York Times gazetesi ile İngiliz Guardian Gazetesi ve içerideki

'Amerika'nın Sesi'

diye tabir ettiğimiz kalemlerin aynı anda

“Kürtlerle (aslında PKK ve YPG demek isteniyor) uğraşmayı bırakın artık”

cümlesini yaptıkları yorumlara yerleştirmesi ister istemez bu nasıl oluyor diye sormanıza yol açmaz mı?



ABD YÖNETİMİ SÖYLEMEK İSTEYİP DE SÖYLEYEMEDİĞİ BAZI ŞEYLERİ BASINA SÖYLETİR


Bu yayınlara dikkat çekmemizin şöyle bir nedeni var.



Bir süre önce Ankara'da bu işlerden anlayan bir dost

“Amerikalılar kendi söylemek isteyip de söyleyemedikleri şeyleri ABD basınına söyletirler”

diye bir laf etmişti.



DAİŞ saldırısı sonrası iki şey gördük.



Birincisi;

Türkiye kamuoyundaki panik katsayısını daha bir artırmak için ABD menşeli istihbarat raporları Türk basınına boca edildi. Anlaşılıyor ki, meselenin ne kadar ciddi olduğunu görün, ülkenizi yönetenlere baskı yapın ki, başka bir politikaya yönelsinler demek için böyle yaptılar.



'Evet meselenin ciddi olduğu fark edildi ama bu, siz neden böyle yapıyorsunuz? Maksadınız nedir?' sorularının sorulmasına engel mi? Değil.



İkincisi;

yukarıda atıf yaptığımız konu.



ABD yönetimi Türkiye'nin PKK'ya yönelik mevcut tutumunu değiştirmesini istiyor. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde ABD desteğiyle yürüyen PKK oluşumu gerçeğini tanımasını ve artık buna tepki vermemesini arzu ediyor.



Şimdi olan şu:



DAİŞ saldırınca bunu fırsat bildiler, bazı şeyleri kendileri söylediler, söyleyemediklerini de ABD basınına söylettiler.



ABD yönetimi Türkiye'nin PKK ile masaya oturmasını istiyor.



Nisan ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington ziyareti sırasında bu teklifi açıktan yaptıklarını da bu köşeden duyurmuştuk.



O gezide bu teklif net bir şekilde reddedilmiş, konu kapanmıştı.



Geçen gün Erdoğan'ın yakın kurmaylarından biriyle bu konuyu konuşurken, ABD yönetimine kızgınlığını şöyle dillendirmişti.



“Onlara şunu söylüyoruz. Şartlar belli. PKK silah bırakmadan bu iş olmaz. Hem siz madem bu kadar sıkı fıkısınız, kendiniz bunu PKK'ya söyleyin. Bize masaya oturun diyeceğinize, PKK'ya bunları söyleyin diyoruz.”


Peki onlar ne cevap verdiler böyle deyince?



“Ne diyecekler. Topu taca atıyorlar!”


Ankara'nın ABD telkinlerine karşı hassas bir yerde durmasının çok haklı bir gerekçesi var.



Onların Kürt projesi dedikleri şey, aslında bir PKK projesi ve hepimiz biliyoruz ki, nihai hedefi sadece Suriye sınırlarından ibaret değil.



Oradaki çevreleme projesi bittiğinde sıra yeniden Türkiye topraklarına gelecek ve PKK'ya “haydi aslanım bu defa olacak” telkini verilerek yeni kalkışmalar üretilecek.



DAİŞ konusuna geri dönelim.



İstanbul'daki saldırı, ABD'nin yaklaşımından bağımsız şekilde düşündüğümüzde de alarm seviyesini yükseltmeyi zorunlu kılıyor.



Ankara'da kulak verdiğimiz kaynaklar, örgütün Türkiye'yi doğrudan hedef almasının üç gerekçesi olduğundan söz ediyorlar.


Bu gerekçelerin üçü de Suriye ile ilgili.



1-Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki Membiç kentinin DAİŞ'ten kurtarılması amacını taşıyan operasyonlara katılmaları için oradaki Arap aşiretlerini ikna etmesi örgütü çok rahatsız etti.



2-Türkiye'ye müzahir muhalif grupların DAİŞ'e karşı sürdürdükleri savaş.



3-Sınır'dan obüslerle yapılan top atışları.



Yani aslında bu örgütün Türkiye'yi hedef seçmesinin temel nedeni, ABD yönetiminin, basınının söylediklerinin tam tersine Ankara'nın bu işin üstüne üstüne gidiyor olması.


#İstanbul
#DAİŞ
#ABD
8 yıl önce
PKK’yı bırakın sadece DAİŞ’e odaklanın diyorlar
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı