|
Ruhumuz geride kaldı, biraz bekleyelim yetişsin

Meksika'da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle (Kızılderili) yola koyuluyor.



Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar.



Aynı hızla biraz daha yol aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve öylece beklemeye başlıyorlar.



Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar.



Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyulduktan sonra tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına geliyorlar.



Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor,

“Hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere bekledik?”


Yaşlı rehberin cevabı;

“Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik.”


Ak Partili Türkiye'nin 14 yıllık dış politikası üzerine kafa yorarken bu hikaye aklıma geldi.



Teşbihte hata olmaz ama galiba uyuyor.



Ve galiba şimdi biraz oturup, ruhumuzun arkadan yetişmesini beklemekte fayda var.



14 yıllık dış politika hikayesinin özetini ben şöyle yapıyorum.



Öncesinde, hiçbir pırıltısı olmayan, etki gücü Kuzey'de Meriç'ten, Güney'de Habur'dan öteye geçmeyen etkileşimsiz bir dış politika var iken, sonrasında sadece bölgede değil, küresel ölçekte ses getiren, kulak verilen, karşılık bulan, fincancı katırlarını ürküten bir dış politika hikayesi çıktı karşımıza.



Son 4 yılda olup bitenlerin özünde de, bu politikaları yürütenlerin yaptıkları hatalardan çok daha fazla,

'uyku düzeni kaçanların'

bu ülkeyi yeniden sınırları içine hapsetme çabaları var.



Haydi ilkeli olmayı, vicdana hitap etmeyi, adil bir düzen istemeyi, diktatörlerin değil halkların yanında durmayı,

“Dünya 5 ten büyüktür”

demeyi

“canımın içi dış politika dediğin şey çıkarlarını korumaktan ibarettir”

monşerliğiyle karşılayanlara da, bir cevap vermeden geçmeyelim.



Kuzusu, iyi tamam da 36 milyar dolarlık ihracat oranı 150 milyar dolar seviyelerine nasıl çıktı bir deyiver bakalım.



Evet imkanlarla hedefler örtüşmedi.



Zaten o yüzden diyoruz, durup ruhlarımızın arkadan yetişmesini beklemekte fayda olabilir diye.



ÖZÜR DEĞİL ÜZÜNTÜ


Bir günde iki ülke ile birden kriz bitince bir sürü bilgi kirliliği ortaya çıktı.



Düne kadar

“Yapayalnız kaldık”

diye feveran eden Paralel, Gezici, Solcu, PKK'lı tayfası, şimdi de

“Diz çöktük”

diyerek kara propaganda yapıyor.



Bugüne kadar durdukları yere bakınca onlardan başka türlüsü de beklenmezdi zaten.



Ortada diz çökmek ya da diz çöktürmek gibi bir durum yok.



İki ülkeyle yapılan iki anlaşma var ve göründüğü kadarıyla herkesin bir şeyler kazandığı bir tablo var karşımızda.



İsrail ve Rusya ile krizleri bitiren anlaşmaların Ankara'daki merkez üssü Beştepe.



Yani bütün bilgiler orada.



Cumhurbaşkanlığı makamından bize verilen bilgiler doğrultusunda Rusya bağlamında şu konuları netleştirmiş olalım.



1-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'e gönderdiği mektupta 'özür' ifadesi kesinlikle yok. Düşürülen uçaktaki pilotun ailesine dönük “üzüntü, taziye ve kusura bakmasınlar” deniyor. Ayrıcı üzüntü Rusya devletine değil, aileye iletiliyor.


(İngilizce bilenler anlayacaktır.


Mesele şu: İsrail, Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye'den özür dilerken 'apologise' tabirini kullanmıştı. İngilizcede özür ifadesinin tam karşılığı bu kelime.


Erodoğan'ın Putin'e gönderdiği mektupta ise 'excuse us' ifadesi geçiyor. Bu da Erdoğan'ın kişisel üslubuna en uygun düşecek karşılığıyla 'kusura bakmasınlar' anlamına gelir.)


2-Mektupta tazminata dair herhangi bir ifade yer almıyor. Bunu Başbakan Binali Yıldırım da açıkladı zaten. Yani, uçak düşürme hadisesi nedeniyle Rusya'ya tazminat ödenmesi gibi bir taahhüt söz konusu değil.


3-Beştepe'den gelen üçüncü mesaj şöyle: Suriye, Ukrayna ve Kırım konularında Türkiye'nin pozisyonunda bir değişiklik olmayacak. Ama bu konularda eskiden olduğu gibi Rusya ile doğrudan görüşülecek ve gerektiğinde müdahil olunacak.


4-Rusya ilk elde turizm ile ilgili tahditleri (sınırlamaları) kaldıracak. Devamında tarım ürünleri ve diğer alanlardaki yaptırımlar kaldırılacak.


SİZE RAHAT YÜZÜ YOK DEMEK İSTİYORLAR


Aynı gün iki büyük kriz çözülünce daha sakin bir dönem umudu ortaya çıkmıştı. Ancak İstanbul'un en kritik bölgesinde Havalimanında, yine zaman ayarlı bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. Pazartesi ortaya çıkan tabloya birilerinin anında cevap vermek istediği anlaşılıyor.



Kim yaptı? Sorusunun cevabı Türkiye'nin son hamlelerini kim kendisi için tehdit olarak görüp baltalamaya çalışıyor sorusunun cevabında saklı.



Böyle zamanlarda ülkeyi yönetenlere ve güvenlik güçlerine destek olmak lazım. Başımız sağolsun.




#İnka tapınakları
#Dış politika
#Rusya
#Putin
8 yıl önce
Ruhumuz geride kaldı, biraz bekleyelim yetişsin
Nerede o eski insanlar?
Eski Avrupa’da ABD yenilgisi ve Kahire Kalaşnikof’u
Övmek ve övünmek
‘Yandaşlar’ birbirini yemeye başladı veya şarap içmenin ‘faydaları’
Ne olacak bu anne babaların hali?