|
Suud Kralı Salman’ın çantasında ne var?

2015 Eylül sonunda Ankara'da görevli üst düzey bir devlet yetkilisiyle bir yurtdışı gezisinde konuşurken, konu Suudi Arabistan'a geldi.



Muhatabımız,

'kötü şeyler olacak'

anlamına gelen mimik hareketiyle, yani dudağını ısırıp başını sallayarak şunu söyledi:



“Suudi Arabistan'ı iyi takip edin, bir iki ay içerisinde ciddi hadiseler olacak. Birileri orada darbe planı yapıyor.”


Bu konuşmanın üzerinden üç ay geçtikten sonra, Suudi Arabistan'da, Eylül sonunda duyduğumuz sözlerin zihnimize üşüşmesine yol açan gelişmeler arka arkaya gelmeye başladı.



2 Ocak'ta, aralarında Kraliyet Ailesi'nin devrilmesi için açıktan çağrı yapan bir Şii din adamının da bulunduğu 47 kişi idam edildi.



Bu gelişmenin ardından Tahran'daki Suudi Elçiliği göstericiler tarafından ateşe verildi ve iki ülke, diplomatlarını karşılıklı olarak çekerek ilişkileri kesti.



Açık alanda gördüğümüz bu gelişmeler, Kraliyet ailesini hedef alan darbe planının suya düşmesini sağladı.



“ABD, SUUDİLER ÜZERİNDEKİ KORUMA KALKANINI KALDIRDI”


Peki darbe planının arkasında Tahran mı vardı?



Hem evet, hem hayır.



Yüzyıllar sonra Pers İmparatorluğu hevesine kapılıp 'ayranı kabaran', bunun için İslam dünyasındaki etnik ve mezhebi çatışmayı körüklemekten gocunmayan İran için, Suudi Krallığı'nın devrilmesi planında aktif rol almaktan daha doğal bir şey olamazdı.


Ancak, Kraliyet ailesi için yapılan planları bize birkaç ay önce haber veren Ankara'daki devlet yetkilisinin yaptığı analizde salt İran unsuru yoktu.



Eylül 2015'te söz konusu isme darbe planları için

“neden”

diye sorduğumuzda

“ABD, Suudi Krallığı üzerindeki koruma kalkanını kaldırdı”

cevabını almıştık.



Bütün bunlar neyin nesi, diye soruyor musunuz?



Şöyle diyelim.



Ortadoğu ve İslam coğrafyasında Sünni kuşağı baskılayıp, daha etkisiz ve kontrol edilebilir Şii kuşağının önünü açmayı hedefleyen ve epey süredir sürümde olan malum proje var ya hani, Suud örneğinde de parçaları birleştirince karşınıza bu resim çıkıyor.



TÜRKİYE-SUUDİ ARABİSTAN İLİŞKİLERİNDE BAHAR DÖNEMİ


Son dönemde gördüğümüz gibi Türkiye ve Suudi Arabistan yönetimini aynı dönemde sıkıştıran malum irade, Ankara-Riyad arasındaki safların sıkılaştırılması gibi bir sonuç üretti.



Önceki gün Ankara'ya gelen Kral Salman Bin Abdülaziz'i Cumhurbaşkanı Erdoğan havalimanında bizzat karşıladı.



Arap Baharı sonrası Kral Abdullah döneminde “Osmanlı geliyor” heyulasına kapılan Suudi yönetimi, Ankara'yla mesafeyi açarak çok kötü bir sınav vermişti.


Halbuki, Arap Baharı bastırıldıktan sonra Kraliyet ailesi, yukarıda anlattığımız hikayede olduğu gibi, ne yazık ki o dönemde karşılaşabileceği kötü sonuçlardan daha fazlası ile karşılaştı.



Yeni Suudi yönetimi bunu gördü.



Kral Salman, işbaşına geçtikten sonra, -ilk esaslı hamlesini yaparak- Ankara ile yaşanan soğuk savaşı bitirdi, bu maliyetli sürece bir son verdi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tam da o darbe hazırlıklarının yoğunlaştığı bir dönemde, yani 2016 başında Suudi Arabistan'a yaptığı ziyarette, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasına karar verilmişti.



Yani bundan sonra iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin ciddi bir ivme kazanacağını düşünebiliriz.



Siyasi konularda ise, son durum şöyle.



-İki ülke Suriye konusunda küçük nüanslar dışında ortak bir tutum izliyor. Başından beri gelişen bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye ve Suudi Arabistan Suriyeli muhaliflere destek niteliğindeki tutumlarından hiç vazgeçmediler.



-İki ülke de, İran'ın yayılmacı tutumundan rahatsızlık duyuyor. Ankara'nın mezhepçi dış politikadan uzak durma konusunda daha düzgün bir yerde durduğu ise bir başka gerçek.



-Kral Salman Ankara'ya gelmeden önce darbeci Sisi yönetiminin hakim olduğu Mısır'da idi.



Mısır'dan Ankara'ya bir mesaj getirdi mi? -ki muhtemelen getirdi- bunun sonuçlarını göreceğiz.



Bununla birlikte, bu hafta İstanbul'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı Konferansı'na Mısır'ın Dışişleri Bakanı düzeyinde katılacak olması dikkate şayan olsa da, Ankara'nın hele hele Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sisi yönetimine karşı mesafeli tutumunun devam ettiği ve edeceğini tahmin etmek zor değil.


#Suud Kralı Salman
#Kraliyet Ailesi
#İslam İşbirliği Teşkilatı Konferansı
8 yıl önce
Suud Kralı Salman’ın çantasında ne var?
Açılım değil toplumsal barış
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?