|
Terörle mücadeleyi Kürtlerle mücadele diye anlayanlar

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın “Onların da bayramının tadı tuzu kaçacak" dedikten sonra olup bitenleri hep birlikte görüyoruz, yaşıyoruz.



Terör örgütü PKK, Kurban Bayramı'nı millete zehir etmek için bu yıl da özel bir çaba gösteriyor.



Bunların hiçbir kutsalının olmadığı, hiçbir kutsala da saygı duymadığını iki yıl önce yine bir Kurban Bayramı sırasında, 6-8 Ekim olaylarıyla görüp yaşamıştık.



Bu bayramda ise başka aşağılık eylemlere giriştiler, girişmeye çalıştılar.



Ak Partili Mehdi Eker'in aile mezarlığına, mezarlık ziyareti sırasında patlatmak için yerleştirilen birkaç tonluk

mesela.



Sonra, Bayram'ın birinci günü Van'da Ak Parti İl Başkanlığı önündeki polis noktasına yapılan

.



Figen Yüksekdağ'ın Van milletvekili olduğunu da hatırlatmak isterim.



Şimdi mesela savcılık çağırıp sorsa, ya da bir gazeteci mikrofon uzatıp “Onların da bayramının tadı tuzu kaçacak" derken bunu mu kast ettin, böyle bir saldırı olacağını nereden biliyordun?" dese ne diyeceğini merak ediyorum.



Karşımızda terörle dirsek teması açık bir şekilde ortada olan bir siyasi yapılanma var.



Bayram öncesi bu siyasi yapılanmanın yönettiği bazı il ve ilçelere

.



Sebep?



Fiilen terör örgütüne

vermek.



Örnek mi?



İşte Cizre'de 26 Ağustos'ta hafriyat kamyonuyla yapılan

.



Saldırıda kullanılan hafriyat kamyonunun HDP'li belediyeye ait olduğu ortaya çıktı.



Sonra bu ilçedeki HDP belediyesine kayyım atandı.



Şimdi şunu görüyoruz:



Teröre açıkça destek veren belediyelere kayyım atanıyor, terör örgütü PKK buna cevabını yeni terör eylemleriyle veriyor.



HDP yöneticileri de, şunu söylüyor: Eğer terör nedeniyle bu belediyelere el koyarsanız, biz de terör eylemlerinin artırılmasına destek oluruz!



KAYYIM UYGULAMASINI AMAÇ DIŞI KULLANMAK


Terör saldırılarına bilfiil destek veren HDP'li belediyelerin neden böyle bir muameleye maruz kaldığını, o belediyelerin bulunduğu yerlerde yaşayan insanlar dahil hemen herkes anlayabiliyor.



Zaten, el konulurken oralarda yaşayan insanlardan “Siz ne yapıyorsunuz?" diyen kimse de pek çıkmadı.



Kürtlerin sessiz çığlığı PKK ve HDP'yi bu meselede de zıvanadan çıkarttı diyebiliriz.



Nasıl olur da “halkımız" bizi orta yerde bırakır duygusu onları her geçen vakit daha bir hırçınlaştırıyor.



Burası böyle.



Ancak kayyım uygulamasının başlamasıyla başka türlü bir sorunla karşılaştık.



Nerede mi?



Ağrı'nın Diyadin ilçesinde.



Diyadin'de ilçe belediyesine kayyım olarak atanan Kaymakam Mekan Çeviren'in bu meseleyi anlamadığı, ya da yanlış anladığını gösteren bir vaka ile karşılaştık.



Kaymakam beyin kayyım olarak atandıktan sonra yaptığı ilk iş, belediye binasının tepesindeki Kürtçe 'Belediye' yazan tabelayı indirmek oldu.



Allah'tan pratik tutumu ile maruf İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, doğru bir zamanlama ile meseleye

.



Bakan Soylu, bu uygulamadan haberdar olur olmaz şöyle bir açıklama yaptı:



“Meselemiz terördür. Kürtçe bizim dilimizdir. Diyadin Belediyesi'nin tabelası hemen asılacaktır"



Açıklamadan sonra o Kürtçe tabela yeniden

.



Sıkıştığı dar alandan kurtulmak için bu türden 'can suyuna' ihtiyaç duyan PKK'nın hevesi kursağında kaldı.



Soylu'nun bu yaklaşımı sayesinde Devlet ve hükümetin Kürtlere karşı yaklaşımında eski hatalara dönülmeyeceğine dair yeni bir garanti verilmiş oldu.



Bir nevi “Bizim derdimiz terörle. Siz ve sizin haklarınıza, kazanımlarınıza terör var diye halel getirecek değiliz" denilmiş oldu.



Böyle bir hatırlatma yapılması iyi de oldu.


#Figen Yüksekdağ
#HDP
#PKK
#Kürtçe tabela
8 yıl önce
Terörle mücadeleyi Kürtlerle mücadele diye anlayanlar
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...