Suriye topraklarında yürütülen Fırat Kalkanı Operasyonu, artık çok daha geniş çevreler tarafından destek görüyor.
Nedeni şu:
Bu çıplak gerçeği artık çok daha farklı kesimlerden çok daha fazla insan görebiliyor.
MHP lideri Bahçeli önceki gün,
operasyona açık destek verdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu bile, her ne kadar akşama başka şeyler söylese de, El Bab'dan gelen şehit haberleri sonrası cesur bir açıklama yaptı.
Şöyle dedi:
söylemine dair laflarını sürekli duyduğumuz için, Kılıçdaroğlu mevzu bahis olduğunda şu yukarıdaki cümlelerin altını kalın bir şekilde çizmek ve tarihin kayıt defterine göndermek daha doğru olacaktır.
Neden derseniz, Kılıçdaroğlu'nun Fırat Kalkanı Operasyonu'na
cümlesiyle sahip çıkması, başlı başına önemli bir ilerlemeye/değişime işaret ediyor.
Şu bir buçuk yıl içerisinde metropol kentler dahil, yaşadığımız kanlı terör sürecinin kaynağında Suriye var.
Terör örgütleri, Suriye'de eğittikleri adamları Türkiye'ye gönderip, Ankara'da, İstanbul'da, Gaziantep'te patlatıyorlar.
PKK'nın estirdiği terör rüzgarının kaynağında da, Rojava hayallerini Türkiye'ye taşımak çabası vardı.
Fırat Kalkanı Operasyonu başladıktan sonra önce Kilis kurtuldu.
DEAŞ, artık, menzili 25 km olan Katyuşa füzelerini Kilis'e fırlatamayacak kadar sınırlarımızdan uzaklaştı.
Dahası, bu örgütün Türkiye'nin diğer bölgelerinde terör eylemi yapabilme kapasitesi de Fırat Kalkanı Operasyonu sayesinde önemli ölçüde azaldı.
Bu görülebiliyor.
Gazete ve televizyonlarda, haberler bazen önem sırası gözetilmeden yayına veriliyor.
Bazen, bütün gazetelerde manşet, bütün haber bültenlerinde birinci haber olması gereken bir haber, aralarda kaynayıp gidiyor.
Geçen hafta böyle bir haberin kamuoyunun dikkatini çekemeyecek kadar satır aralarında kalıp gözden kaybolduğunu gördük.
Neydi o haber?
Başbakan Binali Yıldırım'ın Kahramanmaraş'ta yaptığı bir açıklama.
Yıldırım şöyle demişti:
Olup bitenleri yakından izleyenler açısından Başbakanın sözleri tevil edilemeyecek kadar açıktı.
derken, Fırat Kalkanı'nı Fırat'ın doğusuna da taşıyacağız demek istiyordu.
Ya nereye?
PKK'nın Suriye kolu PYD'nin hakim olduğu bölgelere.
Açıklamadan bunu anlıyoruz.
Başbakanın bu açıklamaları yapmadan önce Beştepe'de yapılan güvenlik zirvesine katıldığını, arkasından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun süre baş başa bir görüşme yaptığını hatırlatmış olalım.
Başbakanın bir hafta önce yaptığı ama içeriği fark edilemeyen açıklamasına değindik.
Şimdi bir de, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı
bazı cümleler aktaralım:
Erdoğan'ın her biri işaret fişeği niteliğindeki sözlerinin içinde benim en fazla dikkatimi, tehdit altındaki şehirleri sayarken, Gaziantep ve Kilis ile birlikte Şanlıurfa'yı zikretmesi oldu.
Gaziantep ve Kilis'in karşısı, Fırat'ın batısı oluyor.
Yani şu an El Bab içinde devam eden operasyon buralarda yapılıyor.
Ama Şanlıurfa'nın karşısında DEAŞ değil, YPG var.
Telabyad var.
Biliyor musunuz?
Telabyad, 8 Haziran 2015'te
.
Burada hepimizin zihni 7 Haziran'da yapılan seçimler ile meşgul iken, ABD müttefiki YPG'ye bir işaret vermiş, onlar da gidip bu kenti ele geçirmişler, orada yaşayan insanların hepsi de, Şanlıurfa'ya kaçıp gelmişlerdi.