|
Esed’in yanındakiler, minik Aylan’a üzülebilir mi?
Bodrum sahilinde cansız bedeni bulunan 3 yaşındaki Aylan Kurdi, Suriye'den kaçan mültecilerin sembolü haline geldi.

Dünyayı ayağa kaldıran o fotoğrafı görünce yüreği yanmayan var mıdır?

Kişi herkesi kendi gibi sanırmış.

Biz sanıyoruz ki herkes ziyadesiyle üzüldü…

Bir çözüm yolu bulunması için gayret gösterilmesi gerektiğini düşündü.

Keşke öyle olsa.

*

Halkını bombalayan ve pek çoğunun ülkesini terk etmek zorunda kalmasına sebep olan
Beşşar Esed
'i haklı bulanlar, destekleyenler…

Masum halkı öldürmesi için silah satanlar, tahtını koruması maksadıyla arkasını kollayanlar…

Koşa koşa gidip ziyaret edenler, sırıtarak birlikte fotoğraf çektirenler…

Onlar da öyle düşünür mü?

Esed'in sponsorları ve hayranları, minik Aylan'ın fotoğrafına bakıp “
Olur böyle şeyler… Hamama giren terler, botla denize açılan boğulur
” demiyorsa ben bir şey bilmiyorum.

*

Kemal Bey bütün Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğini duyurmuştu.

Bağıra bağıra söylemişti kürsüden.

Büyük bir projeden bahseder gibiydi.

Bodrum'daki o görüntü üzerine, Kemal Bey'e sormak gerektiğini düşündüm; “
Minik Aylan'ın cansız bedeni de memleketine gönderilsin mi?”
diye.

Yaşanan gelişmeler üzerine öyle bir soru gereksiz hale geldi.

Minik yavrunun cenazesi Bodrum'dan İstanbul'a getirildi. Buradan Şanlıurfa'ya götürüldü. Kobani'de defnedilecek.

Kemal Bey'in içi rahat etsin. Sıkıntı yok.

Kanaatimce o fotoğraf ödül alır, yıllar sonra unutulur ve yeni karelerin peşine düşeriz cümbür cemaat.

İKİ SARHOŞ, ÜÇ BEŞ ÇAKAL

Seçim hükümetinin Başbakan Yardımcısı
Tuğrul Türkeş
, kendisini MHP'den atmak isteyenler için ağır konuştu.

Kimler oldukları sorulunca, şöyle cevap verdi:

“Beni partimden ihraç etmek isteyenler, iki sarhoş ve üç beş çakal…”

*

Hayretin yaşı yok, sınırı yok.

Kaç yaşına gelirseniz gelin, hiç beklemediğiniz yeni bir durumla karşılaşıyor ve ister istemez hayrete düşüyorsunuz.

MHP'de sarhoş olduğunu düşünür müydünüz?

Yahut kurt bildikleriniz arasında çakalların bulunduğunu?

Hem de üç beş tane…

Belki doğru değildir.

Tuğrul Bey kızgınlıkla öyle söylemiştir.

ŞAKİRTİN KURU TEHDİTİ

Dünkü yazıma şakirtlerden biri çok kızmış. Gönderdiği mesajda, önce seviyeyi beğenmediğini belirtiyor.

Sonra da o yazıyı yazma '
cesareti
' göstermeme hayran kaldığını söylüyor.

Ben o cesareti “
Mahalle kabadayısı
”ndan alıyormuşum.

Tahmin edin bakalım kast ettiği kim? (İsim vermiyor ki Özkök gibi kıvırma payı olsun.)

Bitirirken de tehdit etmeyi ihmal etmiyor:

“Bu yazdiklarinin bir yere de yazildigini hatirlatayim. Saginda ve solunda elemanlar var dikkat et!”

*

Ne diyeyim, teşekkür ederim.

Böyle kuru tehditlerle nereye varacağını düşündüğünü kestiremedim.

Yazdıklarımın ayrıca bir yere yazılması gereksiz. Boşa zahmet.

Bütün yazılar zaten arşivlerde duruyor. Bir yere gittiği, kaybolduğu yok.

Ayrıca demirden korkan trene binmez. (Ben de anlamamış gibi yapıyorum; ne var yani?)

Sağımda ve solumdaki elemanlara ne şekilde dikkat etmem gerektiğini de belirtseydi keşke.

Ben Dumanlı'ya seslendim, üstelik kendi cümleleriyle.

Ses başka yerden geldi.

Eleman, o yazıda Dumanlı'yı kovduğumu sanmış.

Hayır kovmadım. Başının derde girmemesi için “
vakitlice gitmesini
” tavsiye ettim.

Tıpkı diğer abileri gibi. Tıpkı hocası gibi.
#aylan bebek
#tuğrul türkeş
#mülteciler
9 yıl önce
Esed’in yanındakiler, minik Aylan’a üzülebilir mi?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı