Rusya'da bir milletvekili, uçağa karşılık Ayasofya'yı istiyor. Türkiye, iyi niyet göstergesi olarak, Ayasofya'yı Ortodoks kilisesine vermeliymiş.
“
Aramızdaki ticareti geliştirelim
” derken, kast ettiğimiz bu değildi.
Milletvekili Gavrilov yanlış anlamış.
Yine de tekliflere açık olmak iyidir.
Bir düşünelim.
Biz uçağı düşürdük; mütekabiliyet (karşılıklılık) esasına göre, siz de
Ayasofya'yı düşürebilirseniz, düşürün
.
Tabii sınır ihlali yaparsak…
Angajman kurallarınızı ihlal edersek…
Yarım dakikada bir olmak üzere, toplamda on defa yapılan ikazlara uymazsak.
Ayasofya bir gün F16'lar gibi uçarsa ve bu şekilde bir macera yaşanırsa, sizindir.
*
Rus uçağı düştü…
Rus uşağı üzüldü.
Hiç kimse için sürpriz değil.
İçimizdeki Fransızların, bu hadiseden sonra hemen Rus olduğuna şahitlik ettik.
'Şarli'lerin hemen 'Vladimir' olduğunu gördük.
*
Ahmet Hakan, programına konuk ettiği emekli Hava Korgeneral
Erdoğan Karakuş
'a ne sordu gördünüz mü?
Yalan olmasın, ben görmedim.
Uzun zamandır o kanala bakmıyorum.
Ertesi gün haber haline getirilmiş kısa videoya baktım sadece.
Şöyle soruyor: “
12 saniye ihlal yapmışsa ne olmuş? Çok mu önemli, bir uçağı vurmak için bir gerekçe olabilir mi?
”
Kötü bir niyeti yok, biliyorum.
Ama olmaz ki, böyle de sorulmaz ki.
'Sınır' öyle bir şeydir ki…
Neyse odur.
Biraz o tarafa gidemez, biraz bu tarafa gelemez.
Hem ülke sınırı öyledir, hem yaş sınırı öyledir.
Diyelim ki bir konuda 25 yaş sınırı getirildi.
24 yaşındakinin mağduriyetinden söz edilemez.
Çünkü mantıklı bulacak olur da sınırı 24'e çekerseniz, aynı durum 23 için geçerli olur ve böyle devam eder.
Ülkelere ait sınırların da durumu aynı.
O çizgi neden oradan çekildi, yüz kilometre ileri gidemez miydi, geri gelemez miydi diye konuşmak sadece kuru gürültü sayılır.
*
Sınır, öyle bir şeydir ki bir başka kelimeyle ifade etmek gerekse, en yakın olan 'namus'tur.
12 saniye ihlal edilmişse ne olur sorusunu mantıklı bulursak, gerisi gelir.
12 dakika da olabilir, 12 saat de.
Ardından 12 gün gelir, sonra 12 hafta.
Bir bakarsınız 12 aylık ihlale de ses çıkarmamak gerektiğine hükmedersiniz, 12 yıllık olana da.
Korgeneral sert cevap vermiş:
“Bu egemenlik meselesidir. Sizin siyasileriniz bırakın Ankara'ya kadar gelsin derse mesele olmaz. Sizin egemenliğiniz değil mi bu sınırlar? İstemiyorsanız korumayın efendim.”
Cevap sert ama -göründüğü kadarıyla- sinirlenme derecesine göre son derece nezaketli.
Askere “
Buradaki sınırı koruyacaksın
” emri verilmişse, “Çok kısa süreliğine sınırı ihlal ettiler, ses çıkarmayalım” diyemez.
Sınır koruyan askerin takdir hakkı olmaz.
Tecavüzün süresi kısaydı uzundu diye bakılmaz.
Sayın sunucu, evine biri girip kısa süreli tecavüze yeltense, “
Olsun ziyanı yok, uzun sürmedi
” diyebilir mi?
*
Rusya sabrımızı denedi.
Ciddiyetimizi ölçtü.
Sözümüzde durup durmayacağımızı bilmek istedi.
Hakikaten dedikleri gibi davranacaklar mı diye baktı ve cevabını aldı.
DAEŞ terör örgütüne karşı mücadele etmek için girdiği Suriye'de
vurduğu yerler, hiç DAEŞ militanı bulunmayan Türkmen bölgesi olmasaydı, belki Türkiye'nin tepkisi bu kadar sert olmazdı.
Savaş uçakları havada 'it dalaşı' ile yetinir ve Rus uçaklarını yön değiştirmeye zorlamakla yetinebilirdi.
Bu da fazla bir şey değiştirmezdi.
Çünkü Ruslar birkaç gün içinde tekrar sınır ihlalinde bulunur ve yine aynı sonuç yaşanırdı.
*
İngiliz Guardian gazetesi, düşürülen Rus uçağı ile ilgili olarak “
Havlayan köpek ısırmaz
” yorumunu getirdi.
Bu defa havlayan köpek değil, ayı.
Rus ayısı.
Ayı havlar mı?
Yabancı dili varsa ister havlar, ister anırır.
*
Hem dost olup hem düşmanca davranmak, Ruslara yakışabilir.
Putin'in yaptığı açıklama aslında rol çalmak.
Bizim söyleyeceğimizi önce davranıp o söyledi.
Sırtından hançerlenen Rusya değil, Türkiye.
#düşürülen rus uçağı
#ayasofya
#ahmet hakan
8 yıl önce
Sırtından hançerlenen Rusya değil, Türkiye
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset
