Aynı dönemde, yeni iş başı yapan
, sıkça eleştirdiği ve Deaş'la mücadele yöntemlerini yetersiz bulduğu Obama'nın onayladığı Rakka planını
'a geri göndermiş, yeni bir plan hazırlamalarını istemişti. Erdoğan ve Trump arasındaki telefon görüşmesinde Rakka'yı Deaş'tan birlikte temizleme konusu da masaya yatırılmıştı. O günlerde karşılıklı olarak yapılan üst düzey ziyaretlerde bu konu da muhtemelen enine boyuna tartışılmıştı. Ancak Pentagon kendilerine verilen süre dolduğunda Trump'a,
önerisinden farklı bir şey sunmadı. Pentagon yetkilileri “son kararı Beyaz Saray'ın vereceğini" belirtmekle birlikte
) yeni adıyla andıkları YPG'yle ortaklıklarının devam ettiğini açıkladı.
Gerçek şu ki, apar topar başlayacak zannedilen
oldukça gecikti. Muhtemelen Trump, Pentagon'un teşviklerine rağmen Erdoğan'la yüz yüze görüşmeden bu operasyonu nasıl ve kiminle başlatacağına karar vermek istemedi. Trump-Erdoğan arası görüşme 16 Nisan referandumu sonrasına ertelenince süreç uzadı. Son günlerde ABD destekli YPG güçlerinin Rakka yönündeki
'yı ele geçirdiği yönünde coşkulu haberler çıkıyor olsa da, orası daha önce de çok kez el değiştirmiş bir kasaba.
bu kenti Deaş'tan geri aldığı haberleri manşetlerdeydi.
Öte yanda ise, Türkiye sıranın
'te olduğunu vurgulayınca, uzun süredir
'nin kontrolünde olan bu kasaba da
bırakılmıştı.
Deaş kontrolünden YPG'ye geçen kasabanın kontrolünün Şam rejimine bırakıldığını, Türkiye'nin YPG'nin Münbiç'ten çekilmemesi halinde vurulacağını son kez kararlılıkla söylemesi üzerine,
bizzat duyurmuştu. Türkiye tarafı, probleminin terör örgütüyle ilgili olduğunu belirterek sonuçtan rahatsız olmadığını duyurdu.
böylece tamamlanmış oldu.
'ta ise, 2014'teki Deaş saldırıları sonrası PKK'nın eline geçen
bölgesi, son üç yılda ikinci bir
haline geldi. Kandil'e yönelik Türk hava saldırıları nedeniyle PKK tarafından daha güvenli görülmekte olan Sincar, aynı zamanda coğrafi konumu yüzünden
için de büyük öneme sahip. Türkiye bugüne kadar,
yönetimini Sincar'daki PKK varlığı ile ilgili uyarmasına rağmen hiçbir şey yapılmadı.
yönetiminin
çağrılarına kulak asılmadı.
Tüm bunlara rağmen Türkiye, sınır ötesini terör örgütlerinden arındırma kararlılığını vurgulamaya devam etti. Hatta Cumhurbaşkanı'nın bu yöndeki en dikkat çekici açıklamalarından biri, 16 Nisan referandumu sonrası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde vatandaşlara hitap ederken söyledikleriydi: “Suriye'de terör örgütlerine verdikleri destekle ülkemize karşı husumetlerini açıkça ilan etmekten çekinmeyenler şunu bilsinler,
Bölgede paralı asker gibi kullandıkları teröristlerle Türkiye'yi dize getirebileceklerini sananlar yanıldıklarını çok yakında görecekler.
"
Nitekim 24 Nisan'ı 25 Nisan'a bağlayan gece
,
ve
bölgelerine hava harekatı düzenledi. Harekattan 1-2 saat önce ABD ve Rusya dahil olmak üzere ilgili ülkeler haberdar edildi; bu harekat için kimseyle istişare edilmedi. O gece ve ertesi gün terör örgütü ve destekçilerinin şaşkınlığı ve tepkileri görmeye değerdi.
, ABD liderliğindeki koalisyonu Türkiye'yi durdurmaya çağırır ve Rakka operasyonunun sekteye uğrayacağıyla tehdit ederken,
“Deaş'a karşı fedakarlıklar gösteren ortaklarının vurulmasını" kınadı ve PKK mevzilerine “vurulan yerleri incelemek için" asker gönderdi. Sosyal medyada ise örgüt ve destekçileri yoğun bir kampanyaya başladı.
Bu hava harekatı, bazı kesimlerce bir gözdağı gibi okunsa da ilerleyen günlerde
ve
Suriye sınırındaki önemli bölgelere de TSK'nın top atışlarıyla, PKK'dan gelen saldırılara müdahale edildi.
'ın karşısındaki
yönünde devam eden askeri sevkiyat da halen göze çarpmakta. Özetle,
u Fırat Kalkanı Harekatı ile bölen Türkiye'nin
hazırlığı içerisinde olduğu fark ediliyor. Gelişmeler sınır boyuna yerleşen PKK'ya yönelik bir süpürme operasyonunun eli kulağında olduğunu düşündürüyor.
'den başlayabilecek yeni bir operasyon ise
kimin yapacağı noktasında belirleyici özellik taşıyor. 16-17 Mayıs'ta gerçekleşmesi beklenen Trump-Erdoğan zirvesi öncesi yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'nin hava harekatlarıyla sınırlı kalmayacağı, tüm engelleme çaba ve hazırlıklarına rağmen üç vakte kadar Suriye ve Irak'ta oyun dönüştürücü önemli bir adıma hazırlandığı izlenimini veriyor.
Cumhurbaşkanı'nın dün TÜMSİAD'da yaptığı konuşmadaki şu cümlelerse bu izlenimi doğruluyor: “Vakti saati geldiğinde yapmamız gerektiğini biliriz,
.
Onun için hiç kimse kusura bakmasın. Terör örgütlerine müsamaha göstermeyeceğiz."
: Bir gece ansızın gelebiliriz