|
Çocuk ve cinsellik I
Anne ve babaların belki de cevaplamakta en çok zorlandıkları ve sıkıntıya düştükleri soruların başında gelir çocuklarının cinsel içerikli soruları. Özellikle 3 yaş sonrasında bu tür sorularla çok sık karşılaşırız. Ebeveyn çocuğun sorularını gelişim düzeyine uygun biçimde cevaplamaz ve çocuk aldığı cevaptan tatmin olmaz ise soruların ardı arkası kesilmez. Sonunda sorularla bunalan ebeveyn çareyi kestirip atmakta bulur.

Aşırı merak duygusunun var olduğu bu gelişim döneminde anne babalar, cinsellik dışında da çok farlı konularda soru bombardımanına tutulurlar. Çevresini, dış dünyayı yeni yeni tanımaya çalışan çocuğun bu tür soruları elbette doğal karşılanmalıdır. “Ayıptır, sen anlamazsın, daha küçüksün” gibi kaçamak cevaplarla çocuğu baştan savmak veya soruyu cevapsız bırakmak onun merakını bir kat daha artırır. Bu merakı gidermek için çocuk, anne babanın yatak odasına ani baskınlar düzenler, onları banyo yaparken gizlice izlemeye çalışır.

Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun kendini ve karşı cinsi tanıma ile üremeye yönelik merakları yatar. Bu merak, çocuğun uzaya ve gezegenlere olan merakından çok da farklı değildir. Dolayısıyla çocuğun cinsellik anlayışı ve algılayışı, bizlerin anlayışıyla özdeşleştirilemez. Anne ve babaların sorular karşısında duyduğu gerginlik ve panik hali, bu farkı bilmemekten kaynaklanır. Çocuğa hayatının en önemli konularından biri olan üreme hakkında bilgi vermek için en uygun kişiler anne- babalar olmasına karşın, çoğu anne-baba bunu pek beceremez. Yaş ilerledikçe çocuklar bu konudaki bilgileri dışarıdan başka yollarla öğrenmeye çalışırlar. Böyle bir bilgi edinme sürecini bizim kontrol edebilme şansımız yoktur.

Çocuğa verilecek cevaplar onun merakını giderici ve doyurucu olmalıdır. Ancak bilgi verme amacıyla çocuğa her şeyi detayı ile anlatmak da gerekmez. Onların neyi anlayıp anlayamayacağını kavramak zor değildir. Yaşlarına uygun sade bir dil kullanarak bilgi verilebilir. Çocuklara cinsel konularda yaşlarına uygun bilgi vermek, onlara trafik kurallarını öğretmek gibidir. Bu bilgilerden onları uzak tutmak, ileride karşılaşacakları olaylara karşı savunmasız bırakacak ve hayat boyu bazı izlerini taşımalarına neden olacaktır.

Vereceğimiz her türlü bilginin doğru ve abartısız olması gerekir. Uydurma, yanlış, saçma ve hayali bilgiler, çocuğun zihnini bulandırır. Anlatımda çok basit bir dil kullanılmamalı ve gereksiz detaylara girilmemelidir. Diğer taraftan onlara, yaşlarına uygun olmayan derinlikte bilgiler vermek de cinselliğin erken devreye girmesine neden olabilir.

Bazı anne ve babalar çocuklarının soruları karşısında bütün bildiklerini bir çırpıda anlatıp, adeta ağır bir yükün altından kalkmak isterler. Bu tutum çocukta bocalama oluşturacak ve verilen bilgiler özümsenmeyecektir. Cinsel konulardan bahsederken anne- babanın yüz ifadesi, gerginliği ve huzursuzluğu da çocuk tarafından dikkatle algılanır. Huzursuz, gergin ve utangaç bir ifadeyle ne söyleneceğini bilemeyen anne-babalar, çocuklarına bu konunun aslında konuşulmaması gerektiği mesajını vermiş olurlar.

Çocuğa cinsel bilgiler vermenin en ideal zamanı onun konuyla ilgili soru sormaya başladığı dönemdir. Bu tür sorular genellikle 3 yaş civarında sorulmaya başlanır. Genellikle sorular kendi bedeni, anne-babanın bedeni ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. Vereceğimiz cevaplar yaşa bağlı değişebilir. Ancak asıl olan gerçek dışı ifadelerden kaçınmaktır. Örneğin, “Bebekler nasıl dünyaya gelir?” çocukların sıkça sorduğu bir sorudur. Buna çok basit şekilde şöyle cevap verebiliriz. Bebekler annelerinin karnında oluşurlar. Orada bebeklerin büyümesi için özel bir yuva vardır. Burada büyürler ve bir süre geçtikten sonra dışarı çıkarlar.

Çocukların bir kısmı anne ve babalarının cinsel yaşamı hakkında da soru sorarlar. Cinsel bilgi verme adına anne babaların çocuklarına cinsel yaşantılarından bahsetmesi, son derece gereksizdir. Cinsel yaşantıların çok özel konular olduğu ve başkaları ile paylaşamayacağı ifade edilmelidir.

Çocuklar kendi vücutlarını ve karşı cinsin vücudunu merak edip, keşfetmek isterler. Bu nedenle gözleme, dokunma ve soru sorma yöntemini kullanırlar. Bu durumda çocuğa bağırmak ve tepki göstermek yerine, merak ettiği, öğrenmek istediği şeyleri bize sorabileceğini söylemek gerekir. Çocuğun bu merakı doğal karşılanmalı ve doğru okunmalıdır. Çocuklarda başkasına dokunma ve gizlice izleme davranışı gözlendiğinde ise arkadaşlarının bu işten rahatsız olacakları, hoşlanmayacakları ve bu hareketin uygun olmadığı anlatılmalıdır.
#çocuk ve cinsellik
#mücahit öztürk yazıları
#yeni şafak pazar yazarları
9 yıl önce
Çocuk ve cinsellik I
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle