|
Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde gençlerden büyük ders
Geçen hafta benim de öğretim üyesi olarak çalıştığım Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji bölümünün düzenlediği Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresinde idim. 20. si düzenlenen bu kongreye ülkemizin dört bir yanından yaklaşık 1500 e yakın psikoloji öğrencisi katıldı. Psikoloji öğrencilerinin amatörce düzenlediği bu kongrenin amacı, farklı üniversitelerde psikoloji eğitimi alan gençleri, ülkemizden ve yurt dışından gelen, konusunda uzman hocalarla buluşturup, onların bilgi ve tecrübelerini aktarmalarını sağlamak. Bu yılki kongre güneydoğuda terör olaylarının yoğunlaştığı döneme denk gelmesi açısından ayrıca önemli idi. Ben ve arkadaşlarım aslında katılımın beklediğimizden çok düşük olacağı konusunda hayli endişeli idik. Ancak gençler bizi yanılttı.

40 dereceyi aşkın sıcakta, genç öğrenciler o salondan bu salona koşuşturdular. Bir şeyler öğrenebilmek, zihin dağarcıklarına meslekleri adına yeni bir şeyler koyabilmek için salonları, derslikleri tamamen doldurdular. Meraklı, canlı, heyecanlı ve mutlu gözlerle takip ettiler kongreyi son gününe kadar. Sordular, notlar aldılar. Geleceklerini, meslek yaşamlarını planlama konusunda bilgi topladılar. Toplantı aralarında ise birbirleri ile tanıştılar, çimenlerde oturup sohbet ettiler, halay çektiler. Farklı fikirlerde olmaları, kıyafetleri, etnik kimlikleri, geldikleri yöreler engel olmadı bu kaynaşmaya. Siyaset de konuştular, spor da, psikoloji de, geleceklerini de. Umutsuz ve karamsar değildiler. Aslında böyle olmaları da gerekirdi. Çünkü hemen 70 km uzaklarındaki sınır ötesinde yangın var iken, insanlar evlerini terk etmiş ülkelerinden kaçarken, bizim gençlerimiz geleceklerini planlama adına bir kongreyi izleyebiliyorlardı. Bu ülkenin gençlerini birbirine sudan bahanelerle düşürmeye çalışanlar, kavga kültürünü yaymaya çalışanlar eminim çok üzülmüşlerdir bu tabloyu görünce. Rahatsız olmuşlardır bu kendi yaşamına kendi karar verme direnişine. Başkalarının maşası olmama eylemine.

Batı dünyasında, ülkemize yönelik karalama kampanyaları ve terör korkusu salma çabalarına rağmen güle oynaya kongremize İngiltere'den katılan, varoluşçu psikoterapi konusunda dünyaca ünlü Prof. Dr. Emmy Van Dourzen, erişkin otistik bozukluklarda çok önemli isim Prof. Dr. Digby Tantam ve bilişsel psikoterapiler konusunda üstat Satwant Singh de bize hocalığın ne demek olduğunu gösterdiler. Ülkemiz gençliği adına teşekkür ediyorum onlara. Bir teşekkür de yavrularını bu tip toplantı ve kongrelere gönderen anne babalara. Terör ve terörden beslenenlerin en önemli amacıdır, yaşamı normalin dışına sürüklemek. Korkutmak, sindirmek ve doğal seyreden her süreci baltalamak. İnatla ve ısrarla normal yaşamı sürdürme çabası, inatla ve ısrarla öğrenmeye, çalışmaya devam etmek, bu kötü niyete verilecek en ciddi cevap olacaktır.

Gençliğin sadece isyan etmek ve karşı gelmek olmadığını gösterdi psikoloji öğrencileri. İnsanoğlunun en büyük değeridir üretebilmek. Kendisi ve başkaları için üretebilmek. İnsanlık için üretebilmek. Bu ancak bir donanım ile mümkündür. Bu donanımı olmayan kişilerin, bırakın ideolojilerine ve inançlarına, kendilerine yararları olamaz.
#Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi
#Hasan Kalyoncu
#Batı dünyası
#Emmy Van Dourzen
9 yıl önce
Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde gençlerden büyük ders
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı