|
Kirlenme

Elli yıl önce Erzincan’da “çöp derdi” yoktu. “Atık su” meselesi de yoktu.

Belki sadece sebze halinin ve çarşı içinin çöplerini alan yaşlı bir beygirin çektiği çift tekerli ahşap çöp arabaları vardı.

Evlerden çöp çıkmıyordu.

Naylon ve deterjan yoktu.


Yemek artığı olursa kapı itlerine verilir; kavun karpuz kabukları bir tenekede toplanır, mahallede inek besleyip, süt satan aileler bunları alırdı.

Her şey son kırıntısına kadar tüketiliyordu. Zaten tüketim ihtiyaca göre idi ve her aile tüketeceği yiyeceği çokluk kendi üretiyordu.

Erzincan küçük bir şehirdi, nüfusu azdı.

Her evin bahçesinde bir foseptik kuyusu vardı. Belediyenin iki tane eski foseptik aracı bulunuyor, bunlar kuyuları temizleyip atıkları şehrin civarındaki tarlalara boşaltıyordu. Tarlaları ekip biçenler zehir ihtiva etmeyen, tabii gübre sayılan bu atıkları kendileri istiyor ve o tarlanın mahsulü verimli oluyordu. Zamanla şehrin nüfusu arttı. Foseptik arabaları ihtiyacı karşılayamaz oldu. Bunun üzerine şehre bir kanalizasyon şebekesi yapıldı.

Artık toplanan atık sular şehrin altından geçen Karasu’ya (Fırat) boşaltılıyordu.

Sonradan bir arıtma tesisi yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.

Ne var ki ülkemizde pek çok şehrin ve kasabanın atık sularının derelere, nehirlere ve göllere boşaltıldığını biliyoruz.

Bu sebeple nehirlerimiz, göllerimiz kirleniyor. Bunu herkes biliyor. Sanayileşme bu kirliliği artırmıştır. Aşağıda yer alan bilimsel veriler sadece “Van Gölü”nün nasıl bir kirlenme yaşadığını belirliyor:

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı 2017-2023” raporunda Türkiye’nin en önemli göllerinde yaşanan kirliliğe dikkat çekiliyor. Raporda Van Gölü’nün Türkiye’nin en büyük gölü olduğu vurgulanarak şu bilgilere yer veriliyor:

“Kapalı bir havza olan Van Gölü Havzasındaki önemli yüzeysel sular Van Gölü, onu besleyen önemli dereler olan Zilan Deresi, Deliçay, Bendimahi Deresi, Karasu Çayı, Akköprü Deresi, Hoşap Çayı, Gevaş Güzelkonak Deresi, Yeniköprü Çayı, Erçek Gölü ve onu besleyen Özalp Çayı ve Nazik Gölü olarak sayılabilir.

Havza genel olarak değerlendirildiğinde Van Gölü’nün pH, tuzluluk, TP parametreleri açısından çok kirlenmiş, Organik Madde ve Amonyum Azotu açısından kirli su seviyesinde olması havzadaki önemli problemlerdendir. Özellikle toplam fosfor parametresinin birçok istasyonda kirli ya da çok kirlenmiş su seviyesine düşmesi gübrelerden kaynaklanan yayılı fosfor kirlenmesine işaret etmektedir. Göle etki eden en büyük baskı kentsel atıksu deşarjları. Göl civarında yer alan Edremit, Gürpınar, Gevaş, Adilcevaz, Erciş ve Muradiye ilçeleri ve bunlara bağlı belde belediyelerinde oluşan atıksular doğrudan veya Karasu ırmağı, Bendimahi Çayı, Deliçay ve Hoşap Çayı vasıtasıyla göle deşarj edilmektedir. Van Merkez, Ahlat, Tatvan, Erciş ve Muradiye ilçelerinde Atıksu Arıtma Tesisi olmasına karşın bunlardan yalnızca Ahlat ilçesinde etkin olarak çalışmaktadır.

Van Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan atıksu arıtma tesisleri yetersiz olup depremden sonra çalıştırılmamakta, atıksular arıtılmadan Morali Deresi ile Van Gölü’ne karışmaktadır. Tarımsal uygulamalar ve düzensiz depolamanın yapıldığı katı atıklar yağışların etkisiyle Van Gölü’ne ulaşmaktadır.”

Van Gölü’ne Tuz Gölü, Mogan Gölü, Sapanca, Manyas gibi göller eklenebilir.

Önemli nehirlerimizden Gediz, Menderes, Sakarya, Ergene çok kirlenmiştir.

Alanında başarılı çalışmalara imza atan Sayın Veysel Eroğlu’nun bir “Ergene” projesi olduğunu biliyorum.

Ergene gibi sanayi tehdidi ile iyicene zehirlenmiş bir su kaynağının, Haliç benzeri temizliğe kavuşturulması örnek bir başarı hikâyesi olacaktır. Sanayi ve nüfus artışının beraberinde getirdiği bir kirlenme var. Bu çelişkiyi yokedebilir miyiz acaba? Soru bu işte.

#Veysel Eroğlu
#Ergene
#Tuz Gölü
#Van Gölü
7 yıl önce
Kirlenme
Halep’in intikamı çok acı olacaktır..
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…