|
Biden’e Türk kahvesi ikram etmeyin

“Böyle organizasyon görmedik. Çok iyi eğitilmiş, çok iyi finanse edilen, çok stratejik, çok vahşi ve tamamen acımasız. Bunları bir arada da daha önce görmedik. Gözlerimizin önünde yeni bir dünya düzeninin belirlendiğini görüyoruz. IŞİD gibi bir şeyi daha önce hiç görmedik. Dünya şu anda hiç olmadığı kadar tehlikeli.” Bu sözler ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’e ait...

“IŞİD’in ciddi bir askeri üst aklı var. Hiçbir bölgeye kalıcı refleksle saldırmıyor. Bir bakıyorsunuz Kobani’ye bir bakıyorsunuz Irak ve Suriye’de başka bir bölgeye saldırıyor...” Bu sözler de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sözcüsü Sefin Dizayi’ye ait.

ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey’in, “Benim görevim IŞİD, Esad’ı devirmek değil” sözleri ile kısa süre önce Kongre’de sarf ettiği, “IŞİD’le mücadelede üç ileri iki geri adım atılıyor” sözlerini anımsayın. Karşısına, ABD’nin eski Suriye Büyükelçisi Roberd Ford’un, “Suriye’nin doğusundaki IŞİD hedeflerini vurarak, Esad’a yardım ettik” cümlesini koyun.

Ardından General Dempsey geçtiğimiz Cumartesi gecesini İncirlik’te geçirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefonda görüştü. Sanki, “geldi, bir uğramadı demesinler” araması gibiydi. Eş zamanlamayla, ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD temsilcisi eski General John Allen Ankara’daydı ve manşetlere çıkacak kadar konuştu; “IŞİD kolay hedef!..” (Milliyet, 20/11.)

Tarihin gördüğü en tehlikeli ve stratejik organizasyon ‘kolay hedef’ oldu?

Şimdi ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da Türkiye’de. Bütün üst makamlarla görüşmeleri var. (Üstüne, 183 sivil toplum kuruluşunun temsilcileriyle buluşacak!)

Sayıları kolayca artırılabilecek bu örneklere bakınca, dünyanın büyük siyasi ve askeri gücü Amerika’nın bölgede olup-bitenleri dışarıdan ve aciz biçimde sadece izleyebildiğini, bir üst ve stratejik akıl karşında çaresizce savrulduğunu sanırsınız...

Olan şu; ABD yönetiminin her kafasından bir ses çıkıyor çünkü o sözler sadece dışarıya değil içeriye, birbirlerine karşı söyleniyor!..

“ABD’de yayınlanan New York Times gazetesine konuşan Amerikalı generaller Barack Obama’’nın IŞİD ile savaşını yetersiz görüyor...” (‘Şimşek gibi çakın’, 11/11, Yeni Şafak.)

OBAMA SİYASETEN ÖLÜ

Biden’ın tam da ülkemizde misafir bulunduğu gün bu cümleleri kurmak istemezdim ama Türkiye’nin “müstakbel Başkan” ve yeni yardımcısına göre şimdiden hesap yapmaya başlaması gerekiyor.

Biden’ın politik ümitleri 4 Kasım Amerikan ara seçimlerinin ardından çöpe gittiğinden, altı yıl sonra yaşının da etkisiyle görevin ihtiyaç duyduğu enerjiyi veremeyeceğinden, Türk ‘derin devletinin’ şimdiden ön sıralarda koltuk tutması faydalı olacaktır... (Perşembe doğum günüydü ve 72. İki yıl sonra Beyaz Saray’ı yine de deneyebilir. Ziyareti bu yönde kullanmasına imkân vermemeli.)

‘Topal ördek’ meselesi elli kere yazıldı-çizildi ve ben ilk gün ‘kötürüm’ demiştim; 44’üncü Başkan Obama’nın ‘iç’ durumu tam odur ve elinin daha rahat olacağı söylenen dış politikaya da yansıyor.

Daha ilk sınavda, NSA’nın Amerikalıların telefonlarını izlediğinin anlaşılması üzerine Kongre’ye sunulan istihbarat reformu, “ellerimizi arkadan bağlamak için olabilecek en kötü zaman” diyen muhalefet tarafından terslendi.

Obama’nın sandıktan sonra da yetkilerini agresif biçimde kullanacağını açıklamış olması da artık anlamlı değil. Çünkü klasik muhalefetin yanında, sivil-asker bürokratik muhalefet ve en acısı partisinden gelen ataklarla da uğraşmak zorunda.

Barack Obama’nın ilk günler hariç, uğraşmaya hevesli olduğu konulardan biri değildi dış politika. (“First lady”nin de uzun gezilerden haz etmediği, ‘baba Obama’nın görevlerini aksatacağını düşündüğü de yazılıp çizilmişti.)

ELİNDE KALAN: POSTALLAR!

IŞİD’e yönelik mücadeleden sonuç almak için üç yıl sonrasının gösterilmesi çok önemli ipucudur! Beyaz Saray Ortadoğu’nun en can alıcı krizlerinden birini halefine miras bırakmış durumda. Yani iki muharebe alanı var; 1. Washington’da iktidar kavgası, 2.Ortadoğu’da savaşı kim yönetecek kavgası. İşte, ikisinin de sahibi 45’inci ABD Başkanı olacak.

Obama’nın genel stratejisi, Orta Doğu’daki mevcut ihtilaflardan çekilmek ve Rusya’yı baskı altında tutmak, bunları yaparken postal kullanmaktan kaçınmaktı. Kadere bakın ki, şu an en rahat kullanabileceği araç olarak o postallar kaldı elinde.

George Friedman şunları yazıyor; “Birleşik Devletler’in muhalifleri, başkanın artık Washington’ın kontrolünde olmadığının, belli bir son kullanma tarihi olduğunun ve ne kadar rağbet görmeyen işler yaparsa, halefinin onları o kadar reddetme olasılığının bulunduğunun farkındalar.”

Devam... “Diğer ülkeler başarısız başkanlara ayrıcalık tanımaktansa gelecek başkan ile muhatap olmayı tercih ederler. Gelecek ABD başkanlık kampanyalarını şekillendirmek açısından yurt dışında askeri ve siyasi muhalefeti kullanırlar. (‘On Obama and the Nature of Failed Presidencies’, 18/11, Stratfor.)

Joe Biden’in Türkiye ziyareti Ankara’ya bir şey katmayacak. Hele uçuşa yasak bölge, güvenli bölge gibi beklentileri olanlar varsa en azından şunu akıllarında tutsunlar; 24 Kasım-İran süreci ‘olağanüstü’ durumdur. ABD olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar almaz.

Tavsiyem, Biden’e çay ikram edilmesidir. Türk kahvesinin hatırı uzun sürer. O kadar zamanları yok...

twitter.com/nedretersanel
#Chuck Hagel
#IŞİD
#Sefin Dizayi
#Dempsey
9 yıl önce
Biden’e Türk kahvesi ikram etmeyin
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset