|
İncirlik'te Alman, Katar'da Türk üssü...

'HDP Eşbaşkanı Demirtaş, Buldan ve HDP Dış ilişkilerden sorumlu Eşbaşkan yardımcısı Özsoy Perşembe günü Amerika'ya vardılar.'



Böyle yazınca ortada gerçekten de dış politikada kurumsallaşmış bir parti/organizasyon var sanılır.. İşin özü şu ki, Amerikalı muhataplarına ancak, "biz ve bileşenlerimiz çok sıkıştık. Ne olur araya girin, arabulucu olun, bizi kurtarın" mealinde, IŞİD ve 'en laik biziz' minvalli şirinlikler dahil, muhatabın oryantalist şehvetini okşayabilecek kalibrede laflar edecekler...



Pazarlık yapabilecekleri başka bir şeyleri de kalmadı zaten.



Tam da aynı gün, ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Amerikan Senatosu'nda soruları yanıtlarken HDP heyetine, "Welcome to America” dedi...



“Senatör: PYD'yi ve YPG'yi hiç duydunuz mu?



Savunma Bakanı Carter: Evet.



Senatör: Bunlar kimdir?



Savunma Bakanı: Kürt gruplar.



Senatör: YPG, PYD'nin silahlı kanadı mı?



Savunma Bakanı: Evet, doğru.



Senatör: Raporlar bunların PKK ile bağlantılı olduğunu belirtiyor. Doğru mu?



Savunma Bakanı: Evet.



Senatör: PKK Türkiye için bir terör örgütü?



Savunma Bakanı: PKK ABD'nin nazarında da terör örgütüdür.



Senatör: Türkler'in Suriye'de YPG'yi silahlandırdığımız için bize kızması şaşırtıcı mı?



Savunma Bakanı: Hayır.”



Harika, değil mi?



MÜESSES NİZAM(LAR): CIA'DEN DE 'MESAJ' BEKLİYORUZ


Bu cevaplar Washington'un kimi mahfillerinde o denli panik yarattı ki, bir kaç saat sonra ABD Dışişleri'nden Savunma Bakanı'nı düzelten açıklama geldi; “ABD'nin terör örgütü PKK ve PYD hakkındaki politikalarında bir değişiklik bulunmamaktadır. YPG'yi ise terör örgütü olarak tanımıyoruz”.



Suriye konusunda ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları arasında rekabet olduğunu zaten biliyoruz. Üstelik

ülke seçim sürecinde olduğundan, 'tüm katılımcılar' bu tahterevallinin uygun oturağına abanmanın fırsatını kolluyor.


Bir de CIA var. O da bu rekabetin parçası. Elbette resmi açıklama yapamaz.. Ama öyle bir taşı fiskeler ki, Kasım ayında “savaş” diye bağıran değil, “savaşacak” başkan seçilir.



'ÇATIRDAYAN DÜZEN'...


“Son birkaç yüzyıldır dünyaya hakim olan düzen artık çatırdamaktadır. Yaşanan sorunlar, üst üste gelen krizler, yeni bir değişim dalgasının habercisidir. Bu süreci çok iyi değerlendirmeliyiz. İslam dünyasının umudu Türkiye'dir”...



Bu cümleler de aynı gün söylendi...



IŞİD, PKK, Suriye dramı gibi 'üst üste gelen sorun ve krizlere' emperyalist ahlakın verdiği yanıt ortada.



'Umut Türkiye'nin ahlakı ise, 'dünya beşten büyüktür'den besleniyor ve işte, 'bu süreci iyi değerlendirmeliyiz'in örneği Katar'daki Türk üssüdür!


Keza, Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerin hızla ve karşılıklı ısıtılması da odur. S. Arabistan malûm. Bunu neden yapıyorlar? Çünkü anladılar ki, Batı onları korumayacak, gelecekte de Batı'ya güvenilemez.



İran'ı da bu sepete dahil edebilirsiniz. Tahran yaklaşan tabloyu 'İslam İşbirliği Teşkilatı' zirvesinde zaten gördü.



Üstüne, "yine aynı gün"; ABD, İran'ın 2 milyar dolarlık mal varlığına el koydu. 'Çeşitli terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat için'.. Herhalde hesaba 1979 devrimi sırasında Amerikan büyükelçiliğine/imajına verdikleri zarar da dahildir.



İran Cumhurbaşkanı Ruhani şöyle dedi; "Hırsız, karşı saldırıdan muaf tutulacağını düşünüyorsa yanılıyor. Bu sonuçlarına katlanmadan yutabileceğiniz bir lokma değil."



Kızgın olduğu denli şaşkındı çünkü bu hamle bazı bölgelerde yenilenecek “seçimler öncesi” gelmişti.


ANKARA'NIN GÖRDÜKLERİ: DİPNOT SAYISI 1 MİLYON!


ABD'den PYD'ye de mesaj vardır; “Rusya'ya yaklaşırsan seni Dışişleri kurtaramaz, 'terörist' oluverirsin”. Suudilere de vardır; “Türkiye'ye yaklaşırsan seni Ankara kurtaramaz, terörist oluverirsin”.



E, Ankara'ya da vardır; “Seninle sorun istemiyorum. PKK'yı silahsızlandırıp PYD yapalım. İçeriyi zaten temizliyorsun. Kobani'de kontrol/elinin altında yaşarlar.”



Bunları Bakan Carter'ın söylediklerine dahil görmek zorundayız..

İlk kez PKK ile PYD'yi 'birleştiriyorlar'.


Cumhurbaşkanı'nın hepsine toptan verdiği cevap yukarıdadır...



Aşağıda ise o cevaba Ankara'nın düştüğü delil dipnotları var...



Buyurun...



“ABD Savunma bakanlığı: 'Çin hipersonik füze denemesi yaptı". (27/04, Reuters.)



.” (27/04, NTV)



“Berlin'in hayalet havaalanı hâlâ açılamıyor.” (26/04, CNBC. 2010'da açılması gereken bu havaalanını, THY ve 3›üncü havaalanı ile birlikte düşünelim!)



“ABD ordusunun Almanya'da gerçekleştirdiği NATO hava indirme tatbikatı skandalla bitti. Zırhlı araçlar yere çakıldı.” (22/04.)



.” (DW, 26/04)



.” (26/04)



.” (28/04, Karar.)



.” (28/04, Milliyet)



Alman DW'den üç tweet arka arkaya; “1. Türkiye'de nükleer santral planlanıyor. Uzmanlar radyoaktif atık sorununa dikkat çekiyor. 2. Uzmanlar deprem ülkesi Türkiye'de nükleerden kaygı duyuyor. 3. Uzmanlar güneşi bol Türkiye'de nükleere anlam veremiyor.” (26/04)



(26/04)



Şununla bağlayalım;

Büyük Ortadoğu'da iki yeni toprak 'düzenlemesi' oldu.

Biri, S.Arabistan Mısır'dan adalarını aldı. Diğeri, Türkiye Gürcistan'dan toprağını aldı.


#İslam İşbirliği Teşkilatı
#PYD
#Almanya
8 yıl önce
İncirlik'te Alman, Katar'da Türk üssü...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle