|
Papa ziyareti, casuslar toplantısı ve ters enerji

Washington iç dengelerini/çatışmalarını gösteren çok yazı yazdım ve en tazesi Cumartesi günüdür. Bölgemizdeki gelişmeler üzerine ettikleri “lafları birbirlerine söylüyorlar” yazmıştım. Amerika’dan sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet aleyhine haber çıkarmaya çalışanlar, o laflar Türkiye’ye sandılar ve kamuoyuna köpürterek yansıttılar.

Şimdi ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in istifası üzerine merkez medya ile paralel medyada çok haber yayınlanır ama sadedi söyleyemezler, çünkü haritanın bütününü görmüyorlar.

Oysa daha basit yazılamaz: ABD de Türkiye de sandık savaşına hazırlanıyor. Tüm dengelerin kullanım kılavuzu artık budur. Sır, birbirleriyle bağıdır!

Biz yine büyük resimden puzzle parçaları toplayalım...

SSCB ÜKELERİNİN İSTİHBARAT ŞEFLERİ TOPLANDI

Kazakistan’ın başkenti Astana bu aybaşında (5 Kasım) ilginç bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Eski SSCB ülkelerinin istihbarat şefleri, ‘Orta Asya’da radikal İslamî hareketlerin yükselişi’ üzerine kimi kaygılarını masaya yatırdılar.

İki korkuları ve bunların kesişmesinden doğan daha büyük bir korkuları var!..

Kısa vadede endişelendikleri “tüm korkularının toplamı”; Batı’nın Afganistan’dan çekilmesinin ardından Taliban ile DEAŞ/IŞİD arasında daha güçlü bir bağın kurulması. Bu ihtimal gerçekleşirse, tehdit altındaki ülkeler listesine Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan ekleniyor. Bu ülkeler saldırıya uğrayabilir. Bu öyle kuvvetli ihtimal görülüyor ki, adı geçen ülkeler başta da Türkmenistan sınır önlemlerini dahi almaya başlamış.

Kazakistan da bu gelişmelerden rahatsız ve istihbarat servisini bu konuya yönlendirmiş. Toplantının önemini artıran bilgi, Rusya iç istihbarat servisi FSB’nin (eski KGB) patronu Aleksandr Bortnikov’un da oturumda bulunması. (‘Spy conclave against Islamism’, 12/11, İntelligence Online.)

Toplantının stratejik bir özelliği de şu; istihbarat servislerinin şefleri Rusya’yı, Ukrayna yüzünden Ortadoğu’da Batı ülkelerinin gizli servisleriyle işbirliğini aksatmaması için uyarmışlar. Bortnikov da, “o iş ayrı bu iş ayrı, sorun yok” demiş!

PAPA TÜRKİYE’YE NEDEN GELİYOR?

‘Büyük Ortadoğu’, papaların sık ziyaret ettikleri bir bölge değil. Son dört Papa-ki görev süreleri 1963’den günümüze yarım yüzyılı kapsıyor-ancak 19 kez Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini ziyaret etmişler. Bu yüzden Papa’nın Türkiye’ye gelişini anlamamız gerekiyor...

Papa Francis, 2013 yılı Mart ayında görevi Papa Benedict’ten aldığı andan beri, Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki ilişkileri yakınlaştırmaya çalışıyor. 1054’te ayrılan kiliseler, gayrılık 1000 yıla ulaşmadan kavuşsunlar isteniyor herhalde.

Papa Francis’in göreve başlaması törenine Patrik Bartholomeos katılmıştı ve bu Hıristiyanlık tarihinde bir ilk oldu. Temaslar Mayıs’ta Kudüs’te, Haziran’da da Vatikan’da tekrarlandı.

Ziyaretin manasına gelince.. Yorumunu 500 yıllık Cizvitlerin ilk ve tek Türkiye vatandaşı Peder Antuan Ilgıt şöyle yapıyor; “Sayın Erdoğan’ın Petrus ve Andreas kardeşlerin şahsında Roma Kilisesi ve Rum Patrikliğini İstanbul’da kucaklaştırması Türkiye’nin başarısıdır. Ülkemiz için gurur vesilesi olmasının yanında, güncel konjonktürde oynayacağı rolün sağlam bir işaretidir.” (‘Papa’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor?’, 26/10, BBC.)

Doğu-Batı kiliselerinin yakınlaşması, Patrik-Papa görüşmeleri ‘farklı yönlerden’ ele alınabilir. Ancak bölgemizde yaşananlara göre bu ziyaretin ve Türkiye’nin verdiği mesajın ne demek olduğunu görmek gerekiyor. Onu da ‘reaksiyonlardan’ anlayacağız.

ABD KENDİ ‘ENERJİ BATAĞI’NA SAPLANABİLİR

Ekonomik yaptırımlar, petrol-gaz fiyatlarının düşü(rülü)şü ve Ukrayna yüzünden Avrupa ilişkileri sendeleyen Rusya, geçtiğimiz 6 ay içinde Çin ile iki büyük doğalgaz anlaşması imzaladı.

Bu adım ABD enerji sektörünü, özellikle doğalgaz üreticilerini ağır yaralayan stratejik bir sürece evrilebilir!

Çünkü ABD’li üreticiler de doğal gazlarını (LNG) Çin’e satma planları yapıyorlardı. Ancak Rusya’nın vereceği fiyatla (11$) ABD’nin baş etmesi çok zor. Bu bir...

İkincisi, ABD’nin dünya enerji ve bağlantılı politik dengelerde stratejik silah olarak pahalı yöntemlerle ürettiği ‘kaya gazı’, aşırı üretim ve düşük fiyatlar nedeniyle kendi sektörünü finansal açıdan vuruyor.

Böylece a) Hemen değilse de fiyatlar yükselecek. b) ABD’nin Avrupa’daki rekabet gücü zayıflayacak. c) Asya ve Avrupa’daki ekonomik yavaşlama enerji taleplerini kısacak. d) ABD hem Avrupa hem Çin’de rekabet alanlarını daraltmış olacak ki, çok yönlü siyasi sonuçları görülecek!

Rus-Çin doğal gaz boru hattı birkaç yıl sonra tamamlandığında, Çin doğal gaz stokunun yaklaşık %17’si Rusya’dan geliyor olacak. Yani; Avrupa, Ortadoğu, Rusya dengeleri üzerinde ağırlığı bulunan enerji oyunu, ABD’nin “Pasifik Yüzyılı”nı da fena çarpacak.

Hasılı, ABD’nin enerjiyi tıpkı rakibi Rusya gibi stratejik silah olarak masaya sürmesi, tam dünya turu yaparak kendi iç-dış ekonomik ve politik dinamiklerini baltalama noktasına ilerliyor. İki yıl sonraki ABD seçimlerinde önemli ‘politik para’ tedarikçisi olan sektörün cüzdanı kimin tarafına açacağını da belirleyecek.

İşte Putin de böylesi enerjik bir zamanda Türkiye’ye geliyor...

twitter.com/nedretersanel
#Washington
#Amerika
#Chuck Hagel
9 yıl önce
Papa ziyareti, casuslar toplantısı ve ters enerji
NATO’nun kuruluş yıldönümünde millet iradesini hiçe sayan bir geceyarısı bildirisi yayınlayanlar bu ülkenin askeri olabilir mi?
Pusuda bekleyenler
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı