|
Zekât faizin zıddıdır
Hadis-i Şerif: “Zekâtı vermeyip de Allah'ın cezalandırmadığı bir millet yoktur.” (Riyazüssalihin'den).

Acaba bir millet nasıl cezalandırılır?

İlkin, tedavüldeki malın azalmasından doğan kıtlık o millete musallat olur. Kıtlık olunca, kimse yalnızca malından dolayı değil, canından da emin olamaz.

Hırsızlık olayının arttığı yerde bilmeliyiz ki, gelir bölüşümünde bir adaletsizlik var bulunmaktadır. Ben çocukluğumuzun geçtiği Anadolu'nun bir küçük kentinde büyüklerimizin şöyle dua ettiğini çok işittim, derlerdi ki: “Allah'ım bizi açlıkla imtihan etme!”

Açlığın, başka bir görüntüyle fakirliğin nerdeyse küfre yakın olduğunu ifade eden Peygamber kelamına da burada dikkatimizi yöneltmeliyiz.

Türkçe'deki “Mal canın yongasıdır” sözü de ilginçtir. Yonga, eğer ağaçtan veya herhangi bir nesneden yontularak çıkartılmış parçacıkları ifade ediyorsa, mal da bu bağlamda canımıza şekil vermek için ondan çıkartılmış, kopartılmış parçacıkları ifade etmelidir. Şu kadar var ki, yonga candan kopartılmış olması hasebiyle onu vermek acıtıcı gelir. İşte buna rağmen verilebiliyorsa o edim değer taşır.


Öte yandan, mala, yongaya edilmesi gereken muamele uygulanmalıdır. Yani? Yani o aslında atılacak bir değersiz nesne yığını anlamına geliyor sayılmalıdır. Yongaya gereğinden fazla değer izafe etmemelidir. Onu atmak gerekir. Kime atılacak? Elbette atılan şey kamuya mal olacaktır. Elde tuttuğun sürece sana ağırlık olur. Attığın sürece kamu ondan yararlanır.

Zekât faizin zıddı kâmilidir.*

Faiz paradan para kazanma işidir.

Zekât ise birikmiş maldan başkasına veya kamuya bir pay ayırmaktır.

Faiz alanın parası (veya malı) zahiren çoğalmış gibi görünürken, zekâtta mal azalmış gibi görünüyor.

Oysa gerçekte faizli işlemlerde iktisadi bir artış olmazken, zekâtta topluma aktarılan mal tedavül hacminin genişlemesine yol açar.

Zekât malın maldan istiğnasıdır. Oysa faiz malın mala göz dikmesidir.

İslam akidesinde kim neye göz dikerse ondan mahrum bırakılır. Ve kim neye istiğna gösterirse o şey onun ardına koşulur.

Kişinin mülkiyetinde bulunan mal özünde kim sayesinde kazanıldı? Eğer kişi toplum içinde yaşamıyor olsaydı ticaret yapabilecek miydi? Öyleyse elde edilen kazanımda bütün toplumun payı vardır: o, içinde yaşadığı toplum üzerinden kazandı. O halde, kamunun hakkı ona döndürülmelidir. Bu hak aynı zamanda kişinin üzerinde Allah'ın hakkıdır.

Zekât marifetiyle topluma aktarılan her birim mal tedavüle girdiğinden, onun tedavüldeki her devri kamuya yeni bir kazanım olarak döner. Biz bunun farkında ve bilincinde olsak da, olmasak da...

_________

(*) Keynes refah düzeyi ile faiz arasında ters orantılı bir ilişki bulunduğunu söyler. Refah ne kadar yüksekse faiz o kadar düşük olur der. Faizin sıfır olduğu yerde refah, teorik olarak sonsuzdur. Zekât ise faize nispetle sıfırın altında (negatif) bulunan değere tekabül eder.
#zekat
#Faiz para
#faiz
9 yıl önce
Zekât faizin zıddıdır
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti