Konjonktüre uygun pozisyon değişiklikleri kimsecikleri yanıltmasın.
Haliyle, terör belasını da nihayetinde bu aziz milletin iradesi gömecektir. Yani, şu veya bu şekilde kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.
Bakınız,
ın Suriye politikası
'dan çok farklı olacak; Türkiye'nin malum kaygılarına “
” yakışır şekilde yaklaşacak, denildi değil mi?
Tamam,
dönemine nazaran (en azından şimdilik) bir farklılık olduğu inkâr edilemez.
aralık kapı bıraksa
'nın bıraktığı yerden aynen devam edecekleri de muhakkak.
En azından
konusunda bu böyle.
geçen hafta
'ın ağzını yoklarcasına, “
” diye sorunca aldığı cevap şu oldu: “
”
Kısa, net ve kesin bir cevap.
Demem o ki,
terör örgütü kabul ettiği
'nın Suriye kolu
ile çalışmaktan vazgeçmiş değil.
, Obama'dan farklı olarak bunu Türkiye'ye rağmen yapmak istemiyor. Onun için de
'ı ikna etmeye çalışıyor ama hiçbir şekilde ikna edemeyeceği aldıkları cevaptan belli.
Takdir edersiniz ki, Erdoğan'ın kararlı tavrı bu milletin kararlılığının ifadesidir.
Evlatlarını teröre kurban veren bu aziz milleti “
” birlikte olmaya kimse ikna edemez.
Uzun lafın kısası, ABD için durum tam anlamıyla kilitlenmiş vaziyette.
Gelgelelim, böylesi kilitleri açmanın “
” hep olmuştur. Mesela,
'ın
'ya tekrar kabul edilmesi böyle gerçekleşti.
Şayet
'in
olmasaydı, Türkiye'de hiçbir demokratik siyasi iktidar,
'ın
'ya geri dönmesini onaylamaya cesaret edemezdi.
Böylesi bir iş bu milletin gözlerine (bakmak zorunda olan partilerin) değil, başka merkezlerin gözüne bakanların harcı olabilirdi.
Öyle de oldu.
ABD'nin “
” dediği 12 Eylül darbesi Yunanistan'ın NATO'ya dönmesini sağladı.
Doğrusunu isterseniz,
'in
ile alakalı o sorusuna
'ın verdiği cevaba muttali olunca, bir an için, ABD “
” arayabilir mi diye düşündüm.
Zira…
Türkiye'nin “
” birlikte çalışmasını ancak bir “
” sağlayabilirdi.
Lakin 15 Temmuz işgalini ordusuyla omuz omuza püskürten bu “
” darbe yapmak da o kadar kolay değildir.
Biz ABD “değişik yönteme” de başvuramaz derken,
gazetesi
'ten, “
” manşeti geldi.
Yanlış anlaşılmasın…
Bir süredir başta
olmak üzere
'a ve onun şahsında
'ya yöneltilen haksız, mesnetsiz ve çirkin iftiralardan biz de çok rahatsızız.
Savaştaki bir ordunun Genelkurmay Başkanı'na bu şekilde alçakça tezvirlerle saldırmak en hafif ifadeyle “
”
Ne ki, başörtüsü konusunda meramını anlatmaktaki (ilgili haberde yer alan) sorunlu ifade, “
” manşetlerini çağrıştıran “
” manşetiyle birleşince, bu manşet de tescilli darbeci
'te arzı endam edince ortaya bambaşka bir fotoğraf çıkmış oluyor.
Bu fotoğraf şudur: “
”
Bu “fotoğrafa” gıkını çıkartmadığına göre anlaşılan o ki “
”
Aydın Doğan'ın adamları yaptıkları açıklamada, “
” demişler.
'in her darbeyi arkalayan hatta teşvik eden kirli tarihi hariç herhalde…
