|
American Crime Story: Yüzyılın davası

Her sezon farklı, gerçek bir suç hikayesini ekrana getirecek olan American Crime Story, yüzyılın davası olarak nitelenen O.J. Simpson vakası ile başladı. 1994 yılında futbol yıldızı Simpson'un boşandığı eşi ve erkek arkadaşını öldürdüğü çifte cinayet vakasının yargılanma süresi iki yılı bulduğu gibi, dava sürecinde yaşananlar köklü değişimlere sebep oldu. Cinayet vakası neden ve nasıl bir medya gösterisi haline gelir, bu gösteride yaşananlar toplumu nasıl etkiler sorularına 10 bölümlük diziyi izleyerek cevap bulmak mümkün.



Dizi, Simpson'un suçlu olup olmadığıyla ilgilenmiyor, derdi yargılamak ya da aklamak değil; yargılama sürecinde yaşananlar. Savcı, yargıç, polis ve savunma avukatlarından oluşan kalabalık karakter kadrosuna eşit mesafede durup; ne oldu, nasıl oldu, nelere sebep oldu ve davaya kim, nasıl etki etti sorularına cevap arıyor.



Dava sürecinde üretilen komplo teorilerine paralel hakkında onlarca makale ve kitap yazılması, medyanın toplumsal etkisi söz konusu olduğunda akla gelen ilk vakalardan olması sebebiyle, yazar grubunun elinde zengin bir doküman olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor. Ama bu zenginlik yanında yerli dizilerde sorulmayan ben bu hikayeyi neden anlatıyorum sorusunun sorulmuş olması önemli. İki yıl sürmüş, toplumun her kesiminin gözünü ekrandan ayırmadan seyrettiği bir davanın, 50 dakikalık 10 bölümde anlatılması dizinin en güçlü yanı. Gerçek karakterlerin yer alması dramayı güçlendiriyor; gerçek bir olay, temposunu, merak duygusunu kaybetmeden objektif bir kurmacaya nasıl dönüşür, ders olarak okutulacak nitelikte.



Medyanın toplumsal etkisi açısından önemli bir dava Simpson davası. Halk zamanla olaydan haberdar olmuş talebini oluşturmuş değil. Polislerin şöhretli birine karşı tavırları Simpson'un kaçmasına sebep olur. Otobanda kovalamaca devam ederken; TV kanalının NBA finallerini yarıda keserek canlı yayınlaması, dikkati vakaya çeker. İddia edildiği gibi halk talep etmiyor, seyirci dikkati yoğun bir şekilde ekrana bakarken, maç yerine otoban takibine muhatap kalınca, istem dışı olayın takipçisi olarak buluyor kendini. Ekran başında basket maçı seyretmek üzere hazır bulunan halkın olaya dahil edilmesi, ertesi gün reyting listesinde otoban takibinin üst sıralarda yer almasına sebep olduğu gibi; kameralardan dolayı polis görevini layıkıyla yerine getiremez. Canlı yayındayız unutmayın uyarısı yapılır sıklıkla.



Siyahi bir Amerikalı, beyaz eski eşini öldürmekle suçlanmasına rağmen, polis teşkilatının ırkçı geçmişinden dolayı, Simpson'a komplo kuruldu teorisi üretilip satılarak dava ırkçılıkla ilişkilendirilir.



Senaryo her bölüm bir kişiye biraz daha yaklaşarak, savcı, savunma makamı, yargıç, polis; olaya bir şekilde müdahil bu kişilerin geçmişlerinin, kişisel hikayelerinin olayın yönünü nasıl değiştirdiğini ve etki ettiğini gözler önüne seriyor. Mahkemenin canlı yayınlanmasından dolayı kamera etkisinden kurtulamadıkları gibi yapılan yorumlardan da ziyadesiyle etkileniyorlar.



Simpson'ın cinayeti işlediğine dair sabit kanıtlar olmasına rağmen, savunma makamının, müvekkili olaya dahil etmeden hikaye üretmeliyiz teorisi işe yarar. Savcı iddialarında akla, mantığa, bilimsel delillere başvururken; savunma, tam tersine mahkemeyi polis ırkçılığı ve rüşvetçiliği suçlamasına çevirir. Davayı cinayet davasından ziyade ırk adaletsizliği üzerine açık oturum haline getirmeyi başarır.



Kararın açıklanması TV tarihinin en çarpıcı olaylarından biridir. Dokuz TV kanalı normal akışlarını terk ederek mahkemeye canlı bağlanır. İnsanlar; evlerinde, halka açık yerlerde, sınıflarda toplanırlar, kararın seyredilebilmesi için borsa durur, uçak seferleri ertelenir.



Dava boyunca televizyonun yayın akışına hükmeden Simpson vakası, internetin gündelik hayatta yerini almaya başlaması, üretilen komplo teorilerinin 7/24 sohbet ve görüşmelerde tartışılması sebebiyle aynı zamanda internet gösterisine dönüşür. Paranın en iyi avukatları, teknik uzmanları, sonunda adaleti satın alabileceğini gözler önüne sermesi bakımından bir sınıf gösteridir.



Douglas Kellner Medya Gösterisi isimli kitapta, “Sipmson efsanesi, eğitlenceye ve sansasyonel basın kültürüne kilitlenmiş bir milletteki ve belki de dünyadaki gazeteciliğin çöküşünde önemli bir olaydır” der. “Medyanın haber kuşaklarına hakim olacak, günlük hayatın saplantılı fenomenleri haline gelecek şöhret ve medya skandallarının takip edileceği, yeni bir sansasyonel basın çağının sinyallerini veren bir vakadır.”



Hukuk sisteminin ve politikanın medya gösterisinden ne kadar derinden etkilendiğini oldukça başarılı bir şekilde anlatıyor American Crime Story.




#Medya
#Dizi
#Simpson
8 yıl önce
American Crime Story: Yüzyılın davası
Kuraklık ve Backster etkisi
Yaşar Kaplan’a rahmet
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’