erör örgütü PKK''nın lideri Abdullah Öcalan''ın, geçen haftaki son duruşmada, "Ben aslında Atatürk milliyetçisiyim" demesi kimi çevrelerden tepki gördü, ama hoş bir tartışma da başlattı bence. Öcalan ile yaptığı mülâkatı kitaplaştırdığı için 13 ay ceza alan Cumhuriyet yazarı Oral Çalışlar, o mülâkattaki bazı sözleri sütununa taşıdı; Öcalan''ın adını andığı İlhan Selçuk da ''Pencere''den konuya yaklaştı.
Terör örgütü liderinin Mustafa Kemal ve Kemalizm üzerine düşündüğünü biliyoruz. Hemen her röportajda, bir punduna getirip, konuyla ilgili düşüncelerini açıkladı Öcalan. Oral Çalışlar''a söyledikleri, biraz da Cumhuriyet gazetesine ve gazeteyi okuyan Kemalistlere bir mesaj olarak değerlendirilebilir.
Öcalan, Oral Çalışlar''a, şunları söylemiş: "Kemalizmin kişiliği çözümlenmeden fazla bir çıkışa yol açamaz. Bu, Mustafa Kemal''i küçültmek, değerden düşürmek değildir. Sizin gazetenin de Kemalistliğinden söz edilir... Sizin gazete de Kemalizme eleştiri getirerek ancak olumlu işlevini sürdürebilir. Sayın İlhan Selçuk Kemalizmi çok iyi dile getirmeye çalışıyor. Olumlu işlevlerini açığa vurmaya çalışıyor. Ama bana göre biraz da eleştirisini yapabilmeli... Zaten Kemalizm tarihte bir yer işgal ediyorsa, bu yeni konuma basamak teşkil ettiği oranda anlam ifade eder. Kemalizm adına Kemalist cüceleri maalesef çözümü tıkıyorlar. Önümüzdeki dönemde Cumhuriyet''in yeniden yapılanması konusunda görüşümü söyledim. Bunun içine Türk de girer, Kürt de girer, ulusal azınlık kültürleri de girer. Bunlar Türkiye''yi zenginleştirir."
İlhan Selçuk, yıllar önce söylenmiş bu sözlerde itiraz edecek fazla bir şey bulamamış görünüyor. Öcalan bir de ''aydınlanma'' sözcüğünü ağzına alabilseymiş o görüşlerini aktarırken hiçbir itirazı olmayacakmış izlenimini veriyor ''Sayın İlhan Selçuk''. PKK liderinin Milli Misak sınırlarına saygısından söz açtığını kaydedip ''Kürt Kurtuluş Savaşı'' diye bir lâf etmediğini de -galiba takdirle- vurguluyor.
Ben İlhan Bey''in esas şu satırlarını kayda değer buldum: "Apo diyor ki: ''Önümüzdeki dönemde Cumhuriyet''in yeniden yapılanması konusunda görüşümü söyledim. Bunun içine Türk de girer, Kürt de girer, ulusal azınlık kültürleri de girer.'' Girer, girer de cinayet işleyerek giremez; kardeş ve bebek katillerinin ''ulusal azınlık kültürleri''nde yerleri ne olabilir ki?.."
Terör örgütü lideri Öcalan''ın, zihninde Mustafa Kemal''in silinmez bir yeri olduğu kendini hemen belli ediyor. Sadece Oral Çalışlar''a söylediklerinden çıkarmıyorum bunu, başka görüşmelerde de adını sık sık andığı görülüyor. Kiminde Osmanlı''dan Cumhuriyet''e geçişte izlediği strateji ve taktiklere dikkat çekiyor ve takdir ediyor, kiminde kendisinin zorladığı çözümde fikirlerini engel gördüğünü ifade ediyor. Bir mülâkatta, Mustafa Kemal''i çok iyi tanıdığını, onu taklit için değil yenmek için taktiklerini öğrendiğini söylüyor. Hatta bir yerde cuş-u huruşa gelip, Mustafa Kemal''in yaptığını 70 sene sonra Ankara''da kendisinin yaptığını bile söylüyor... Ancak, İlhan Selçuk haklı, o kadar kaynak taradım, Öcalan''ın ''aydınlanma'' felsefesiyle Kemalizm arasında irtibat kurabildiğine dair bir ipucu yakalayamadım. Zaten Kemalizm ile aydınlama felsefesi arasında birebir ilişkiyi sadece İlhan Selçuk kuruyor.
Atatürk''ün milliyetçiliği, Cumhuriyet''i kurma sırasında uyguladığı yöntemler, çevresiyle ilişkileri gibi konularda okumalar yapmış, bulguları üzerinde düşünmüş Öcalan. Bir yerde, Kemalizm''in aslında İttihat ve Terakkicilik''in devamı olduğunu da söylüyor...
Bu yazıyı yazmak için başvurduğum kaynaklarda, "Ben Atatürk milliyetçisiyim" demesine yol açan bir zihni önceliğin izlerine rastlayamadım. Tam tersine, Abdullah Öcalan, İmralı''ya düşene kadar, Atatürk''ün milliyetçilik anlayışını küçümsüyor; bazen aşağılayıcı ifadelerle mahkum bile ediyor. Dahasını söyleyeyim, Atatürk''ün milliyetçiliğinden ''şoven milliyetçilik'' diye söz ettiği, Atatürk''ü Cumhuriyet''i plansız ve programsız kurmakla eleştirdiği de göze çarpıyor... Mustafa Kemal''i ''eklektik'' buluyor, ideolojisiz olduğunu söyleyip ona yakıştırılan ''Cumhuriyet ideolojisi'' kavramının içinin boş olduğunu, Atatürk döneminde Türk milliyetçiliğinden bile söz edilemeyeceğini söylüyor... Bu nasıl ''Atatürk milliyetçisi''?
Aslında, sadece mahkeme salonunda ağza alınmış yakışıksız bir cümle olarak kalsa, Oral Çalışlar ve ardından İlhan Selçuk tarafından Cumhuriyet sütunlarına taşınmasaydı, Abdullah Öcalan''ın ''Atatürk milliyetçisi'' olduğu iddiası üzerinde hiç durmayacaktım. Ancak, onlar değer verip gündeme sokunca, hele Öcalan''ın deyimiyle ''Sayın İlhan Selçuk'', PKK ile bütün sorunu bebek ve kardeş kâtili olmaya indirgeyiverince, tarih merakım galebe geldi. Biraz da, ''Yeni Dünya Düzeni''ne karşı olduğunu bildiğim İlhan Bey''in bir oyuna gelmesi ve yanlışı savunur duruma düşmesi ihtimali beni böyle bir çabaya sürükledi.
Kanaatim şu: Sadece ''aydınlanma'' kavramından yoksunluk bakımından değil, İlhan Selçuk''un gözünde Mustafa Kemal''in taşıdığı değerin asgarisi kadar ona saygısı olmadığından, Abdullah Öcalan, ''Mustafa Kemal milliyetçisi'' olamaz.
Cumhuriyet gazetesi ve İlhan Selçuk aksini düşünmekte elbette özgürdür.
