***
Terk edip etmediğini bilmiyorum…
Asıl merak ettiğim, bazı şöhretli derin isimlerin tüyüp tüymediği!
***
Kimileri, 28 Mayıs günü daha sandıklar kapanmadan yurtdışına uçmuş!
Mesela, Baron Mister Simit’in mutemet adamı olan eski bir siyasi, soluğu Londra’da almış!
Uzunca bir müddet Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyormuş!
Orada Akın İpek gibi Fetullahçı hainlere taktik falan veriyor mudur, acaba?
Daha önce bu sütunda…
***
Twitter’da “THY uçaklarının kuyrukları mavi olmuş” diye yakındığını görünce…
“Sahi, Paralel Muhibbi Albay, yurt dışına topuklamış olabilir mi?” diye mırıldandım!
***
FETÖ’cülerin Youtube’taki kanallarında sahne alan; Twitter hesabında ise Fetullahçı hainlerin hamiliğini yapıp onları “masum ve mağdurmuş” gibi göstermeye yeltenen Jemre Albay’ın NATO’daki özel görevi halen daha devam ediyor olmalı!
***
Albay ile FETÖ’cülerin stratejik ortaklığı Baronsal Gladyo temellidir.
***
Batıcı Birand çiftinin, başka “off shore” hesapları da var mıydı, acaba?
Bu kadar yüklü miktarda paraların nasıl kazanılıp istiflendiği ise ayrıca dikkat çekici bir konudur!
Terörist Başı Abdullah Öcalan ile basında ilk röportajı, Milliyet’te iken Memdali Birand yapmıştı. (1988, Bekaa Vadisi, Lübnan)
Mösyö Birand, 1991’de Şam’da Öcalan ile ikinci kez buluşmuş ve o röportaj 32. Gün’de yayınlanmıştı.
Memdali, Apo’yu “sempatik!” göstermeye yelteniyor, PKK’nın propagandasına kucak açıyordu…
Türkiye’deki Gladyo, işbu röportajlarla Bebek Katili “Made in USA” Apo’nun bir anlamda PR’ını yaptırmanın hesabındaydı!
***
Off-shore hesapların akçesi, buralardan mı geliyordu, acaba?
Mösyö Memdali Birand’ın “gazeteciliği, televizyonculuğu” başta Washington olmak üzere Batı Cephesi’nin tezleri, politikaları, hedefleri, çıkarları doğrultusunda şekillendi.
***
NATO’nun Albayı Jemre, 4 Mayıs günü (2023) Twitter’da şöyle yazdı:
“Dünya Basın Özgürlüğü gününde on yıldır yapılan M. Ali Birand konuşmalarında onun gazeteciliğini anlattım…
Bir gün, eminim temsil ettiği gazetecilik anlayışına döneceğiz.”
***
Bu satırların hemen altındaki ilginç bir mesaj ise geçmişteki akçeli işlere gönderme yapıyordu:
***
1985 yılından itibaren TRT’deki 32. Gün programıyla ekran kariyerine başlayan M. Ali Birand’ın “devlet kanalındaki akçeli işlerini” 1992’de Cumhuriyet’te belgeleri ile deşifre eden ise merhum Uğur Mumcu idi!
Mumcu, Birand’ın 32. Gün’deki yamağı John Dündar’dan bahisle şöyle yazmıştı:
“Geldi buraya, şu köşeye oturdu…
‘Abi, ben yıkıldım. Mahvoldum. Mehmet Ali’nin böyle olduğunu bilmiyordum. Ben daha gencim. Lütfen beni bunlardan ayırın, bir tutmayın. Ben bu işleri hiç bilmem’ dedi!
Ben de ‘İyi, tamam’ dedim. Gitti…
Sonradan anladık ki, meğerse Mehmet Ali’nin koltuğuna yıkılmış!”
Bu hadiseden tam yirmi yıl sonra (2012) John Dündar “Birand” adlı biyografik kitabı yazdı.
–Ustasını göklere çıkardı!
***
Sonrasında, Uğur Mumcu’nun gazetesi Cumhuriyet’e önce yazar sonra Genel Yayın Yönetmeni bile oldu!
***
Casusluğu tescillendi…
Amerikan bayraklı battaniye ile uyudu!
Kaçtı, Alman devletine sığındı…
Hainliğini oradan sürdürüyor!
