|
Zurnanın ‘zırt’ dediği yer…
Karizması çizilen Putin “Türkiye bizden halen daha özür dilemedi” demiş! Suriye sınırımızı kasten ihlal edeceksiniz; defalarca uyarılan uçağınız jetlerimiz tarafından düşürüldüğünde, üstüne bir de “özür” bekleyeceksiniz! Bu gibi durumlarda “Oh ne ala, muallâ!” diyoruz.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Özür dilemesi gereken bir taraf varsa, o da hava sahamızı ihlal edenlerdir” diyerek Putin'e hak ettiği cevabı vermekte gecikmedi.

Şimdiye kadar Türkiye Diplomasisi'nde “kulağa hoş gelen” repliklerle “tiyatro” oynayan Vladimir Putin'in uçak hadisesinden sonra maskesi düştü, hakiki yüzü ortaya çıktı…

Eh, bu da az bir kazanç değildir.

Rusya Devlet Başkanı'nın son açıklamaları arasında yer alan bir cümle var ki, zurnanın zırt dediği yer işte burasıdır. Bakınız, ne diyor:

“Sorun sadece yaşadığımız son trajediyle ilgili değildir, derindir; sadece biz değil bütün dünya görüyor ki, mevcut Türkiye yönetimi yıllardır ülkesini kasten İslamlaştırmaya yönelik iç politika izliyor.”

*

Putin, bu zamana kadar içinde biriktirdiği rahatsızlığı artık dışa vurmuş durumdadır:

Türkiye'nin “kendisi olmaya” başlamasından, bir başka deyişle Bağımsız Müslüman Türkiye'den dolayı bunalım yaşıyor!

Türkiye Cumhuriyeti'nin uzun yılların ardından Haçlı-Siyonist Cephesi'nin boyunduruğundan kurtulmuş olması, arzın merkezindeki hadisedir!

*

Rusya dört yıldır Şam Rejimi'ni ayakta tutabilmek için devrede; baktı ki, Esad duvara dayandı, sonunda doğrudan savaşa dâhil oldu…

İran, Şam Şeytanı'nı kurtarabilmek için zaten savaş alanında…

ABD ve İsrail ise “kayıkçı kavgası” görüntüsü verip arka planda Diktatör Esad'ın ayakta kalabilmesi için destek verdiler…

Vermeye devam ediyorlar: Beşşar'ın devrilip, Türkiye ile uyumlu bir Şam yönetimi oluşmasını istemiyorlar. Finalde, “Türkiye'nin nüfuz alanına dâhil olmuş bir Suriye” görmekten korkuyorlar!

Ekim 2014'te “Şam Rejimi düşerse, İsrail'in güvenliği tehlikeye girer” diye “alarm” veren mi; İran'ın Dışişleri Bakan Yardımcısı idi!

Beşşar Esad, geçen hafta “Amerika'nın bir yılda yapamadığını, Rusya sadece iki ayda yaptı” diyerek; Sam Amca'sının “aslında kimin safında yer aldığını” açık etmiş oldu!

*

Şam Rejimi ile Rusya ve İran; Türkiye için hayati öneme sahip Türkmendağı'na kahpece saldırdılar…

Türkiye, kulağının üzerine yatmayacağını; bu katliama sessiz kalmayacağını gösterdi: sınır ihlali yapan ve işbu ihlali Türkmenleri “tam isabetle” vurabilmek için icra eden Rus uçağına çaktı!

Sovyetler Birliği döneminde (1 Eylül 1983) Güney Kore'nin yolcu uçağını “hava sahamızı ihlal etti” diyerek savaş uçaklarıyla düşüren ve 269 yolcunun hayatını kaybetmesine yol açan trajik hadiseyi bizler çoktan unuttuk da, Putin unutmuş olamaz! O sıra, Putin KGB'deydi; Devr-i Putin'de neler olduğunu da (üstelik geçen yıl) bir hatırlayalım:

“Ukrayna'da, Rusya sınırında yaşayan soydaşlarımıza saldırılar var!” diye Moskova “çizmeleri” giymişti; o bölgeye tanklarıyla girdi. Yine soydaşlarını gerekçe göstererek Kırım'ı “ilhak” eden de Rusya idi!

Türkiye mi, Bayırbucak'taki Türkmen kardeşlerine gayet tabii sahip çıkacaktır: Orası, bin yıldır emanetini taşıyan bir sınır bölgesidir.

Bu yolda; Rus uçağını da düşürür, sınırın karşı tarafına da girer!

*

Rusya, 4 yıldır Suriye'deki deniz üssü Tartus'u dert edecek de…

Türkiye Cumhuriyeti, Yayladağı ilçemizin burnunun dibindeki Türkmendağı'na gözlerini mi kapatacaktı? Asla; mümkün değil!

*

“Rusya hava sahanızı ihlal ediyor, gıkınız çıkmıyor. Bize parmak sallıyorsunuz. Putin'e sallayın da görelim!” diyen Terör Partisi'nin eş genel başkanı Mister Demirtaş, Rus uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesinden sonra adeta dilini yuttu!

Demirtaş'a (uydurma olduğu ortaya çıkan) suikast girişimini manşetine çeken Ecnebi Hürriyet de; milli menfaatlerimizin değil, Rus uçağının derdine düştü, birinci sayfasından Putin'in tehditlerine sarıldı!

*

Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte, Rusya'nın Ankara'da bir de “Küçükelçi” bulundurduğunun farkına vardık!

Kemal Putindaroğlu adlı “küçükelçi” Suriye sınırımızı ihlal eden Rusya'ya tek laf etmedi; Türkiye'nin hükümranlık haklarını korumuş olmasından dolayı Ankara'yı suçladı!

“Sınırımızı ihlal etti diye uçak düşürdük. Bu olayın sorumlusu kim?” diyerek Moskova ağzıyla konuştu, faturayı hükümete ve dahi Saray'a çıkardı!

Daha önce Şam Şeytanı'na CHP heyetini göndermiş olan Kemal Bey, önümüzdeki günlerde Şam'daki Diktatör'e koltuk çıkmak için bir heyet daha gönderecekmiş!

Bayırbucak Türkmenleri'ni katleden Zalim Beşşar Esad'ın sırtını sıvazlayan; Türkmendağı'nı bombalayan Rusya'nın safında yer alan Kemal Kılıçdaroğlu'nun aslında “Ecnebi Kemal” olduğu bir kere daha kanıtlanmıştır. Bağımsız Müslüman Türkiye'nin düşmanlarıyla “kol kola”dır!
#Türkmendağı
#Rusya
#Şam Rejimi
#Bayırbucak Türkmenleri
8 yıl önce
Zurnanın ‘zırt’ dediği yer…
hakiki bir dil öğretimi için..
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü