|
İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz! 

Gazze’de soykırım bütün hızıyla devam ediyor! Ama biz bir haftadır bir tiyatro izliyoruz İsrail ile İran arasında! İsrail-İran valsini.

Altını çizerek hatırla-tıyorum yeniden: İsrail’in İran’ın Şam Büyükel-çiliği’ni bomba-lamasını şiddetle kınamak gerekiyor!

Ama bunun bir oyunun parçası olabileceğini de aslâ gözardı etmemek önemli.

Çok büyük bir tehlike var: İran tehlikesi bu. Şiilik üzerinden yayılan Fars emperyalizmi projesi. 


OSMANLI DURDURULDU, İRAN’IN ÖNÜ AÇILDI…

 İran bölgeye yerleştirildi adım adım. Önce Sünnî dünyanın merkez üssü Osmanlı ve hilâfet durduruldu, Sünnî dünya paramparça edildi. Hilâfetin yurdu ve Müslümanların umudu Türkiye laikleştirildi; önce devlet, devletin bütün kurumları İslâm’dan uzaklaştırıldı; sonra da İslâm hayattan ve toplumdan uzaklaştırılma sürecine girdirildi. Türkiye’nin ruhunu oluşturan İslâmî duyarlıklar okullardan, kültür, sanat, düşünce ve akademi hayatından uzaklaştırdı, etnik duyarlıklar ve kimlikler kaşındı, kışkırtıldı. Toplumu ayakta tutacak, birbirine kenetleyecek bütün dinamikler dinamitlendi, bütün bağlar yok edildi.

Oryantalist literatür iki asırdır, İslâm’ın otantisitesini bozmaya, kaynaklarını aşındırmaya çalışıyor. Bu arada İslâm medeniyetinde, tarihinde, düşüncesinde ve kültüründe Şia’nın belirleyici konumda olduğu fikrini ince ince işlemeye çalışıyor.

En önemli, en yaygın İslâm felsefesi tarihi yazarlarından Henry Corbin, İslâm felsefesini ve düşüncesini Şia’nın temsil ettiğini söyleyecek kadar ileri gidiyor. Yazdıkları en çok okunan ana referans kaynaklarından biri olarak dayatılıyor.

İslâm düşüncesi, sanatı, kültürü ile ilgili yapılan araştırmaları incelediğinizde karşımıza ya Şiiler ya da Şiîliği öne çıkaran metinler çıkıyor.

Dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerini veren Ağa Han, İsmailî biri. İsmâililer kim? Tarihte bizim haşhaşiler olarak bildiğimiz gruplar!

Nereden nereye, değil mi? 


AFRİKA’YI ŞİİLEŞTİRECEK BÜYÜK PROJE 

Dün ülkemizi ziyaret eden Tanzanya Cumhurbaşkanının ülkesi Tanzanya’nın Zenzibar Adası, İslâm’ın Afrika’ya açılan kapısı ve halkının % 99’u Müslüman. Zenzibar’da üç tane üniversite var’dı pandemiden önce. Üç defa gittim Zenzibar’a.

Birincisi devlete, ikincisi Suudlara, üçüncüsü de İranlılara ait bu üniversitelerin.

Devletin üniversitesi dökülüyor, tahmin edilebileceği üzere.

Suudların üniversitesi, tenekeden tayyare, şaşaa, tantana, gösteriş has safhada, fos bir üniversite.

Ama asıl üniversiteyi İranlılar yapıyor: Afrika’nın gelecek yüzyıllarını belirleyecek tohumları İranlılar buradan ekiyorlar!

Biz uyumaya devam edelim.

Biz bunları bilmiyoruz bile. Afrika İslâm’ı yüz sene, ikiyüz sene sonra Şia’nın şekillendirdi bir İslâm olacak!

Bu nasıl beş felâkettir, düşününce uykularım kaçıyor benim.

Aynı şeyi Batı’da İslâm medeniyeti, tarihi, kültürü ve sanatı ile ilgili çalışmaların merkezinde İran’ın olduğunu görünce de yaşadım, şok oldum.

Avrupa’da, Balkanlar’da ve hatta bütün dünyada İran kültür merkezleri inanılmaz güçlüler ve dolu dolu programlar yapıyorlar Şiîliğin öne çıkmasını sağlayan.

Teorik, akademik olarak İslâm algısı Şiilik üzerinden inşa ediliyor. Pratik olarak İran, İslâm dünyasının hâmisi, Batılı emperyalistlerin mağdur konumuna düşürdükleri ülke olarak sunuluyor. Ve adım adım İslâm dünyasına işgal yoluyla yerleştiriliyor!


BATILILARLA DEĞİL BİRBİRİMİZLE BOĞUŞACAĞIZ BUNDAN BÖYLE! 

Bugüne kadar, Batılılarla, emperyalistlerle savaştık, mücadele ettik. Artık bundan sonra Batılılarla değil bizim birbirimizle mücadele edeceğimiz çok tehlikeli bir sürecin yapı taşları döşeniyor, temelleri atılıyor.

Akîdevî olarak heretik bir akımı, demografik olarak da azınlık bir nüfusu temsil eden İran, İslâm dünyasına kan kusturacak güce ve konuma kavuşturuluyor.

İslâm dünyasını İran üzerinden sopalayacaklar! İran, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de olduğu gibi güdümlü / vekil örgütleri ile İslâm dünyasına kan kusturacak. Son 20 yılda sadece Irak ve Suriye’de 1,5 milyon insanı katletti İran’ın vekil güçleri!

Irak’ın ve Suriye’nin akîdevî ve etnik hatlarını yerle bir ediyor. Her şeyi yıkıyor.

İran bir hançer gibi saplandı İslâm dünyasının kalbine. Daha şimdiden Filistin’i esir almış durumda. Son Gazze katliamıyla birlikte İran nihâî olarak yerleşti Filistin’e. 


DİKKAT! TÜRKİYE İLE İRAN KAPIŞTIRILMAK İSTENİYOR! 

Altını özene bezene çizerek söylüyorum: Emperyalistlerin en büyük projelerinden biri İran ile Türkiye’nin kapıştırılması. Türkiye bu oyuna gelmemelidir ve gelmeyecektir de.

Bir daha toparlanmaz İslâm dünyası Türkiye ile İran kapıştırılırsa.

Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya.

İran nükleer güç olunca, İran’ı kimse durduramaz artık. O yüzden Türkiye’nin de derhal nükleer güç olma hazırlıkları yapması lazım.

İslâm dünyasını nefes alabilmesi için, İran’ın kendi doğal sınırlarına çekilmesi, işgallerine son vermesi, işgal ettiği yerlerden de çıkarılması kaçınılmaz.

Vesselâm.

#İran
#Gazze
#Yusuf Kaplan
13 gün önce
İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz! 
Kadınlardaki “risk bilinci” erkeklerden daha mı fazla?
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!