|
Kalecinin penaltı anındaki endişesi
Allahu Teala, insanların alemi iyice anlamaları için enva-yı çeşit vesileler yaratıyor. ‘Hayret makamı’ ne güzel bir kelime. İbret almasını bilirsen, ‘la galibe illallah’ diye diye seyret.

Arınç-Gökçek polemiği böyle bir vesileydi.

Sürmeneli bir arkadaşım anlattı. Münasip düşer mi bilmiyorum. La teşbih ve la temsil.

Fırtına varmış denizde, gırgır, fındık kabuğu gibi sallanıyormuş, bir iskele tarafına yatıyormuş, bir sancak tarafına.

Tayfa, gırgır iskeleye yatınca sancağa, sancak tarafına yatınca iskeleye atlıyor.

Temel, pek tezcanlı, kendisi atladıkça, tayfayı da teşvik ediyor.

“Bu darafa gelun.”

Sonra karşıya atlıyor.

“Bu darafa gelun.”

Son çarpan dalgada kapaklanmış güverteye. Yapışmış ıskamroza, kendisi bir yere gidemiyor. Çenesi de durmuyor.

“O darafa gidun.”

Neyse, geçti gitti. La teşbih vela temsil dedim çünkü Allah’a şükür, bugünlerde bizim siyasette, fırtına denecek bir durum yok.

Ne var?

Oradan oraya atlamalar var. Olsun o kadarcık.

Yahu, ben bunu yazmak için oturmadım ki masaya!

* * *

Kılıçdaroğlu’nun emekliye bayram ikramiyesini yazacaktım. Halk Parti’nin televizyonunda buna çok önem verdiler, ‘seçim projesi’ dediler, hatta birisi yandaş medyanın bu çıkıştan çok rahatsız olduğunu söyledi.

Vaat bir şey değil. Edersin, geçersin. Şu devirde, kim söylüyor ki, doğruluğun bir meziyet olduğunu? Senede iki bayram ikramiye. Ver gitsin, sanki senindur!

Benim hoşuma giden kısmı Noter.

Gidiyor Noter’e, taahhütname hazırlatıyor. ‘Yapamazsam, Başbakanlık’tan istifa edeceğim, siyaseti bırakacağım.’

İyi ki ‘şart olsun’ demedi.

Bir kısım Hanefi uleması, gerçek olmayan ‘mesele’lere fetva vermezmiş. Demek ki modern mevzuatta saçma sapan her türlü vaatte bulunmak serbest.

Noter katibi kilitlenmiştir. Başlamıştır emeklilik hayali kurmaya.

Şimdi, Noter’den taa nerelere gideceğim.

Bizim Ağasar’da, eskiden, bir adamcağız varmış. Celeplik yaparmış. Adını demeyeyim, kimse üzülmesin.

Adam, hayvanları Şalpazarı’na indirirken, daha sabahın erken saatlerinde, ya bir tezeğin üstünden ya başka bir yerden, bir sinek yakalayıp, foterinin altına bırakırmış.

Bir köylü, bunun düvesini satın alacak, ama, acaba düve yüklü mü değil mi?

“Bak” diyor, “Karım hamile, uşak doğduğu zaman süt lazım, yüklü değilse ineği almam.”

Celep, “Yüklü” diyor, parmağıyla foterini işaret ederek, “Eğer yalanım varısa, habu başımdaki candan hayır görmeyeyim.”

Tabii ki, noter taahhütnamesi, bizim köylünün ‘sinek yöntemi’ne göre daha gelişmiş, daha çağdaş bir yöntem.

Aynı gün mü, iki gün sonra mı, bir de Kemal Derviş mevzuu çıktı. Kılıçdaroğlu, Noter’e yaptığının bir benzerini Derviş’e yaptı.

Jüpiter’de arazi satar gibi, eğer seçimi kazanırsa kuracağı kabinede başbakan yardımcılığı vaat etti. Şeklini de anlattı. Efkan Ala’nınkine benzer bir şekilde, ‘dışarıdan’ bakan.

Sülün Osman’ın vatandaşa belediyenin tramvayını satması gibi bir şey!

Doğrusu, Kemal Derviş’in insani yönünü bilirdim ama bu kadar bilmezdim. Çok nazik davrandı, hiç bir menfi karşılık vermedi Kılıçdaroğlu’na.

Üste bir şey de istemedi. ‘Faydalı olmaya çalışırım, sosyal demokrasiyi anlatırım’ falan deyip geçiştirdi.

Ben olsam, iş daha tatlılaşsın diye, “Notere götür beni” derdim, “Lafla olmaz. Ya seçimi kazanınca beni tanımazsan?”

* * *

Siyaset zemini hassas. Duracağın yeri, su terazisi gibi bir aletle ölçüp biçmek gerekiyor. Hava kabarcığı tam ortada duracak. Öyle sağlam zemini nerede bulacaksın.

Hem de bugünlerde. Tam, kurmaylar milletvekili aday listeleri üzerinde çalışırken…

Acaba aday olacak mıyım, olmayacak mıyım? Olacaksam, kaçıncı sıraya koyacaklar. Hangi sırada olursam seçilirim, hangi sırada olursam seçilmem.

Filana söylesem mi acaba? Filana söylemesem mi acaba?

Tam, ‘Kalecinin penaltı anındaki endişesi’ durumu (Peter Handke, Roman.)

Allah kolaylık versin.

Heyecan güzel şey.

‘Kalecinin penaltı anındaki endişesi’ gol olsa da geçer, olmasa da.
#Arınç
#Gökçek
#AK Parti
#Kemal Derviş
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
9 yıl önce
Kalecinin penaltı anındaki endişesi
Darbe marşı
Boğaz’dan çıkan Arap Baharı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı