|

Twitter ve Facebook sizin olsun, bize Erdoğan'ı verin

Dikkat çekici husus şu ki Erdoğan güneşinin parlaklığından endişe eden bazı Arap ülkeleri, onun imajını çarpıtmak için ellerinden geleni yapmışlar, onu kötüleyen her şeyi abartmışlardı. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde Türkiye'ye yönelik açılım yapan Arap aklı, Arap gençliği, Arap elitleri ve Arap kurumları, bu medya dalaverelerine aldanmadı.

Dr. Nizar El-Hirbavi
00:00 - 20/04/2014 Pazar
Güncelleme: 20:34 - 19/04/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Twitter ve  Facebook  sizin olsun,  bize  Erdoğan'
Twitter ve Facebook sizin olsun, bize Erdoğan'

Arap dünyasındaki otoriter rejimlerden bir kısmının, bölgedeki güçlü değişim akımını kırmaya dönük girişimleri bağlamında, son yerel seçimler sürecinde Türkiye'yi ve iktidarını hedef tahtasına koyan resmi medya sloganlarından içi yanan ve siyasi baskının hararetinden muzdarip Arap gençlerinden biri tarafından sıradan bir cevap olarak yazılmış, sosyal medya sayfalarında beğendiğim güzel bir yorumdu bu.

Arap gençlerinin arzusu bu değil mi? Gerçekten liderlik karizmasına, liderlik ruhuna ve liderlik felsefesine sahip bir Arap siyasi liderlik vizyonu istemiyorlar mı? Tıpkı Türk Başbakan Erdoğan'ın şahsında olduğu gibi? 

Bugün Arap gençliği on yıllardır, halkın tartışmasız yüzde 99 oranında desteklediği, ilham verici, otoriter bir lideri, istemeye istemeye alkışlamaya mecbur bırakıldığına inanmıyor mu? İşte bugün, mukayese imkanları daha açık hale geldi. Küreselleşme çağında, bazı Arap kanalları Erdoğan'ın imajını çarpıtmaya dönük kampanyalar yürütüp sandıkların kapanmasının üzerinden henüz birkaç saat geçmişken, onun siyasi rakiplerini medya köşelerine davet ederken, Türkiye gibi demokratik bir ülkeye karşı resmi Arap davranışlarının tipik ve çirkin bir görüntüsünü yansıtıyorlardı. Çünkü dünyanın pek çok bölgesinde, nice akıllar taşlaşmış kalmaya devam ediyor ve hala 1950'li yıllarda olduğumuzu sanıyor. 

Arap Gençliğinin Erdoğan'a Bakışı

Arap gençliği ise daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde Türkiye'deki gelişmelere ilgi duyuyor. İşte, tam da bazı TV kanallarının, özellikle Körfez'dekilerin medya baskısı ve Türkiye'deki her şeyde yolsuzluk bulunduğuna ve Erdoğan'ın keyfi davranan küstah ve zalim bir diktatör haline geldiğine dair medya bombardımanının bir sonucu olarak, Türk halkının cevabı tokat gibi çarptı. Halkın Erdoğan'a verdiği destek, önceki belediye seçimlerinde elde ettiği oy oranını aştı.

Erdoğan balkona çıktı ve ilk zafer konuşmasını yaptı. Türk halkını selamlamadan önce Filistin, Suriye ve Mısır'ı selamladı, Rabia işareti yaptı. Bu tutum, Arap medyasında oldukça büyük bir yankı uyandırdı. Erdoğan'ın konuşmasını simültane tercümeyle canlı yayınladılar. Ardından konuşma hakkındaki analizler, bu zafer ve bu konuşmadan önceki söylemlerden tamamen farklı oldu.

Çok açık ki bugün Türkiye, özellikle Türk Başbakan Erdoğan'ın şahsı ve gerek iç, gerekse dış politika bağlamında partisinin siyasi yaklaşıma yönelik bir referandum niteliği taşıyan bu yerel seçimlerden sonra, artık dünün Türkiyesi değildir ve bu seçimlerin sonrası da öncesi gibi değildir.

Bazı Arap yönetimleri endişe edince!

Dikkat çekici husus şu ki Erdoğan güneşinin parlaklığından endişe eden bazı Arap ülkeleri, onun imajını çarpıtmak için ellerinden geleni yapmışlar, onu kötüleyen her şeyi abartmışlardı. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde Türkiye'ye yönelik açılım yapan Arap aklı, Arap gençliği, Arap elitleri ve Arap kurumları, bu medya dalaverelerine aldanmadı. Kimi Arap medya organları, Türkiye'ye ve Başbakanı Erdoğan'a karşı kin kustukça, Arap sokakları ve Arap sosyal medya siteleri, bu tip söylemlerle alay edip biçim ve içerik olarak reddetti.

Gerçekten, çok açık konuşmak gerekirse, Facebook'u, Twitter'ı, Youtube'u kapatın, telefonlarımızı elimizden alın, bize halkını koruyan, mutluluk endeksini yükselten, güvenlik, istikrar ve refah sağlayan, olgun, güçlü ve sözde değil özde davranmaya muktedir Arap liderler verin. Twitter, Facebook, hatta cep telefonlarımız size mübarek olsun.

10 yıl önce