Zeynep Tuba Kesimli
Mafalda 9 yaşında ve on bin kişide bir rastlanan Stargardt hastalığına sahip. Hikaye Mafalda ve ailesinin hastalığın belli bir aşamaya geldiğini, mutlak körlük için artık 6 aydan kısa bir süre kaldığını öğrenmesiyle başlıyor. Görmeden hayatını nasıl sürdüreceği konusunda derin bir ümitsizliği var Mafalda’nın. Hikaye ilerledikçe küçük kızın dilinden, çevresini algılayış şeklindeki değişimleri, gittikçe daha belirgin bir şekilde içine düştüğü yalnızlık hissini ve geleceğe dair korkularını okuyoruz. Ailesi onun için endişeleniyor ve kaçınılmaz son geldiğinde çok sevdikleri küçük kızlarının rahat edebilmesi için yaşam tarzlarında ciddi değişiklikler yapıyorlar. Ancak bunlar elbette Mafalda’nın iç dünyasını onarmakta ve onu yarına hazırlamakta yeterli olmuyor. Burada ise devreye arkadaşı Estella giriyor. Mafalda, Estella’nın tavsiyesi ile çok sevdiği ama artık yapamadığı şeylerin listesini tutmaya başlıyor. Böylece gözleri olmasa da daha evvel yapabildiklerini unutmayacak.
Gözlerim olmadan da yapabileceğim bir şey
Başlardan itibaren çizilen karamsar tablo, küçük kızın giderek daha sık buğulanan gözlükleriyle okuyucuyu da ümitsizliğe sürüklüyor. Zira bölümler halinde ilerleyen kitapta bölüm başlıkları bile artık vazgeçilen şeylerden ve giderek kısalan görme mesafesinden oluşuyor. Küçük kıza gittikçe daha fazla üzülüyor, kafanızda senaryolar üretiyorsunuz. Öyle ya yalnız kalmaktan ya da dipsiz bir karanlıktan korkmayan kaç kişi var ki şu dünyada? Bu kızı ancak bir mucize kurtarır demeye başladığınız anda, başka bir çıkışın da mümkün olduğunu anlamaya başlıyorsunuz. Kitap kesinlikle mutlu sonla bitmiyor; ancak tüm zorluklarına rağmen yaşamın nasıl yaşamaya değer kılınabileceğine dair bir yol sunuyor. Mafalda, görme duyusu gerilerken, giderek daha keskinleşen hisleriyle bu yolu kavrıyor ve yaşamaya devam etmek için Estella’nın yardımıyla “vazgeçilmez olan şey” i buluyor; gözleri olmadan da yapabileceği bir şey.
Paola Peretti henüz 14 yaşındayken, neredeyse bir gecede görme yetisini kaybetmiş. O da Mafalda gibi mutlak karanlığın geleceği günü beklerken yalnızlık ve karanlık korkusuyla yüzleşmiş. Yazarın Mafalda ile aynı kaderi paylaşıyor olması Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe’yi daha gerçekçi ve etkileyici kılıyor.