İşin işleyişi ise şöyle, diyelim ki bir festival var ve bu festivali organize eden kişi Türkiye'ye gelecek olan sanatçının taleplerini yazılı olarak bildiriyor. Ne yiyip ne içeceğine hatta içtikleri suyun markasına kadar yazdırıyor. Eğer Türkiye'de istedikleri markadan yoksa PH derecesine göre muadili olan bir su öneriliyor. Ya o suyu tercih ediyorlar veya kendileri yanlarında getiriyorlar. Her sanatçıya kendi ruhuna uygun odalar yapılıyor. Biri diğerine hiç benzemiyor. Mobilyası, halısı, gardrobu her şeyiyle adeta mini bir ev düzenlediklerini belirten Danielsson, kulisleri dekore etmeden önce gelecek olan sanatçı hakkında mini bir araştırma yaptıklarını söylüyor. "Nelerden hoşlandığına bakıyoruz. Sevdiği renklere, nasıl bir eşya sevdiklerine bakıyoruz ki geldiklerinde kendilerini evlerinde gibi hissedebilsinler".
Danielsson bu işe başlamadan önce sanatçıların kulis isteklerini çok abartılı buluyormuş fakat işin içine girince hiç de öyle olmadığını anlamış. "Bakıyorsun ki sanatçı yedi ay boyunca turnede. Uçaktan inip konser alanına oradan tekrar uçağa ve tekrar konser alanına geliyorlar. Çoğunluğu otelde bile kalmıyor. Rahat oturacağı bir koltuk olsun ister o kişi haklı olarak. Bu talep fazla değil ki… Bana hiç anormal gelmiyor. Bize gelen sanatçıların tek gördükleri yer kulis bu nedenden dolayı biz onlara mümkün olduğu kadar Türk misafirperverliğini gösteriyoruz" diyor.
Altı yıl boyunca özellikle yabancı festivalleri yaptıkları dönemde iyi paralar kazandıklarını, fakat bu konuda Avrupa ülkelerinden gerilerde olduğumuzu da itiraf ediyor. Organizatör piyasasının küçük olduğunu belirten Lale Hanım, ilk kulis tasarlama ve oluşturma işini dünyaca ünlü Lara Fabian'a yaptıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Organizasyon piyasasında iyi kötü birilerini tanıman gerekiyor. Lara Fabian'ı yaptığımızda kızımın bir arkadaşı organizatördü. Ben afişleri görünce zaten para falan istemeden hemen çalışmak istediğimi bildirdim. Kuliste nasıl hizmet verdiğimizi görenler başka işe çağırmaya başlıyorlar. Bu şekilde bir çevre oluşuyor. Ayrıca işinizi zorluğuna rağmen titizlikle yapmanız şart. Abdi İpekçi'de Enrique İglesias kulisini yaptık. Malzemeyi öğlen indirdik kurulumu ancak ertesi günün sabahında bitmişti. Duvarlara 800 metre kumaşla kapladık".
Marilyn Manson sessiz sakin biri
Leyla Danielsson'a ünlüler kaprisli mi diye soruyorum, bana ağzını bükerek elini havaya kaldırarak şöyle cevap veriyor "Yok canım. Dünya starları başta olmak üzere bugüne kadar hiçbirinin kaprisli olduğunu görmedim. Biz bütün starları insanüstü gibi görüp çok abartıyoruz. Mesela, Evanescence grubunun solisti Amy Lee çok mutevazı bir kızdı. Hiçbir şekilde bir şey istemedi" diyor. Aynı şekilde "Marilyn Manson hiç tahmin ettiğim gibi çıkmadı. Dışarıdan bakıldığında çok marjinal görünüyor fakat son derece sessiz ve sakin biri. Çok şaşırttı beni. Pink mesela çok kibirli sanıyordum fakat çok tatlı bir kadın çıktı. Gözünde büyüttüğüm kişiler de çok mesafeli oluyorlar" diyor. Bugüne kadar Sertab Erener, Sezen Aksu, Candan Erçetin, Seda Sayan, Ferhat Göçer gibi isimlerle çalıştığını, bunların dışında Beyonce, Justen Timberlake gibi isimlerin kulislerini yapmak istediğini söylüyor.