Sinema sektörünün olduğu kadar toplumsal her kesimin ya da iştigal alanının daimi başlıklarından biri “kimlerden kurtulmalıyız” olmalı. Zira her alanın kendini kemireni, içerden çürüteni, hasetten çatlayanı, gelişime mani olanı, her şeyi sahipleneni var. Haliyle, sinema bazı sinemacılara bırakılmayacak kadar önemlidir, demekten kendimi alamıyorum.
Her meselede olduğu gibi tedaviden bahsetmeden önce teşhisi doğru koymak gerek. En başta altını çizelim; söz konusu sinema ve sanat olunca bütün kesin ibareler boşa düşebilir. Kesinliğin, netliğin, son kararın, ulaşmışlığın olduğu yerde sanat biter. Üretim durur. Kendini tekrar etmek başlar. Arayış sona erer. Kim, kime, farkında olmadığı ne söyleyecektir ki üretsindir! Teknik meseleler ayrı elbet. Daha çok içerik, anlam ve duygudan bahsediyoruz. Elbette bunlar teknik ile birlikte somutlaşır. Ama bu durum farklı.
MADDE MADDE SIRALAYALIM: