|

1945’ten Mavi Vatan’a: Türkiye Akdeniz’de gelecek kuşaklara bırakacağı mirası belirliyor

Yunanistan uzun bir süredir Türkiye'nin Akdeniz’deki kıta sahanlığında hak iddia ediyor. Bu iddiası için Rodos ve Meis adalarını kullanan ülke, geçtiğimiz günlerde ne kadar güvenilmez olduğunu bir kez daha gösterdi. Almanya Başbakanı Merkel üzerinden Türkiye'ye ‘meseleyi diplomatik yollarla çözelim’ talebini ileten Yunanistan aynı günlerde Mısır ile MEB imzalayıp karasularımızı işgal etmeye kalkıştı. Mısır'ın, adalar üzerinden kurulan tezi kabul etmemesine rağmen antlaşmayı imzalayan Yunan Devleti, İtalya ile de Korfu adası olmadan MEB imzaladı. Yunanistan, Türkiye'ye karşı hala adalar üzerinden hak iddia ediyor. Türkiye bugün, Ege’deki adaların 1945 yılında Yunanistan'a verilmesinin bedellerini ödüyor ve yarının Türkiye’sini de alınan kararlar belirleyecek.

Ahmet Fadıl Erarslan
14:20 - 11/08/2020 Salı
Güncelleme: 16:58 - 12/08/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Mavi Vatan, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını gösterirken vatanın sınırlarının 783 bin km kareden ibaret olmadığını üç tarafımızı çeviren denizlerdeki sınırlarımız olan 462 bin kilometrekarenin de vatanın bir parçası olduğu görüşünü dayanıyor.
Mavi Vatan, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını gösterirken vatanın sınırlarının 783 bin km kareden ibaret olmadığını üç tarafımızı çeviren denizlerdeki sınırlarımız olan 462 bin kilometrekarenin de vatanın bir parçası olduğu görüşünü dayanıyor.

Türkiye, 21 Temmuz tarihinden itibaren Rodos ile Meis adaları arasında yeni bir sismik araştırma faaliyetinde bulunacağını duyuran bir NAVTEX ilan ettiğinde Yunan tarafı Almanları araya sokup konuyu görüşmek istedi.

Türkiye; Merkel’in araya girmesiyle Yunanistan’ın görüşme talebini kabul edip Oruç Reis’i bölgeye göndermedi. Türkiye'nin bu iyi niyetli yaklaşımını bir zaaf olarak gören Yunan tarafı bir yandan Türkiye’ye konuyu masada çözmek için teklif iletmişken öte yandan Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge antlaşması imzaladı.


Kendini tek akıllı sanan Yunanistan bu hamle ile Türkiye’nin Mavi Vatanı’nın bir parçası olan kıta sahanlığını kendi münhasır ekonomik bölgesi ilan etti. Bunun üzerine Türkiye bu antlaşmayı tanımadığını belirtip bölgeye tekrar Oruç Reis’i gönderip sismik araştırmalar için harekete geçti.
Oruç Reis bölgeye kablo döşemeye başlamışken Yunan tarafı ikili oynamanın bedelini ödüyor.

Oruç Reis denizden donanmanın koruması altında ilerlerken havadan da SİHA’lar tarafından korunuyor.


Yunanistan’ın iddialarının arkasında küçücük bir ada bulunuyor: Meis.

Meis ve Rodos üzerinden Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerine hak iddia eden Yunanistan, aynı tezleri ise Mısır ve İtalya’ya karşı savunmadı.

İtalya ile İyonya Denizi üzerinden imzaladığı MEB ile adaların kıta sahanlığı olmadığını kabul ettiler.

  • Mısır ile yapılan antlaşmada da Mısır tarafının tezlerini kabul edip Rodos ve Meis üzerindeki tezlerinden vazgeçtiler.

Bütün bunlara rağmen Akdeniz’de en uzun kara sınırı bulunan ülke olan Türkiye’ye karşı küçücük adalar üzerinden hak iddia ediyorlar.

Türkiye, bugün bu iddiaları kabul ederse yarın Akdeniz’de balıkçı tekneleri için dahi Yunan tarafından izin almak zorunda kalacak.

Türkiye, Yunan tarafının absürt haritalarını ciddiye almazkan Mavi Vatan doktrini ile sınırlarını ilan etti.

  • Mavi Vatan, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını gösterirken vatanın sınırlarının 783 bin km kareden ibaret olmadığını üç tarafımızı çeviren denizlerdeki sınırlarımız olan 462 bin kilometrekarenin de vatanın bir parçası olduğu

    görüşüne dayanıyor.

Bugün Türkiye bunu resmi devlet politikası haline getirmişken dün yapılan hataları tekrarlamamak için tüm riskler alınmış durumda.


İtalyanlar, Meis'i bıraktığı zaman Türk medyası bunu müjdeli bir haber gibi vermişti

İtalyanlar, 2. Dünya Savaşı’nda mağlup olduktan sonra Meis gibi birçok adadan çekilmiş bu adaların Yunanistan’a devrine Türkiye ses çıkarmamıştı.


İhsan Sabri Çağlayangil gibi durumun vahametinin farkında olanların aksine dönemin gazeteleri bunu müjdeli bir haber gibi vermişti. O gün Hüseyin Cahit Yalçın köşe yazısında;
“Bundan 25 yıl önce 12 Adanın Yunanistan’a verilmesi söz konusu olsaydı Türkiye’de büyük fırtına kopardı. Bugün ise fırtına değil, memnuniyet dalgalanıyor”
diyerek şaşkınlığını belirtmiştir.

Bugün Türkiye, İtalyanlar çekildiğinde adaların Yunan’a peşkeş çekilmesini alkışlayanların hatalarının bedelini ödüyor.

Yarının Türkiye’sini ise bugün bizim verdiğimiz kararlar belirleyecek.

  • Türkiye’nin şu an için vatanın tek bir damla suyundan taviz vermeye niyeti yok. Bunun için hem askeri tedbirler hem de hukuki tedbirler alınmış durumda.

Yunan tarafının askeri bir harekata girişmesi pek öngörülmüyor. Böyle bir ihtimal ise hukuksuz bir şekilde işgal ettikleri adaların durumunu tekrar tartışmaya açar.

Türkiye tarihi günlerden geçerken bugün Akdeniz’deki kararlılığımız
bizden sonraki kuşaklar için de son derece hayati.
#Mavi Vatan
#Türkiye'nin egemenlik hakları
#NAVTEX
#Oruç Reis
4 yıl önce