Dört aydır devam eden Rusya’nın işgali öncesi ve süresince “Her ne pahasına olursa olsun Ukrayna’nın arkasındayız” mesajı veren Batı, Kiev yönetimine askeri ve maddi yardımda bulunurken, Rusya’yı yaptırım kıskacında güçsüzleştirmeye çalışıyor Buna karşılık Moskova yönetimi, elindeki en büyük koz olan doğal gaz kesintileriyle “enerjiyi silah olarak” kullanıyor. Kış öncesi enerji krizi ve yüksek enflasyon nedeniyle alarma geçen Batı’da, şimdiden savaşın uzamasıyla ile ilgili endişeler dillendirilmeye başlandı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Ukrayna’nın işgalinin Avrupa’da meydana getirdiği ekonomik sonuçlar nedeniyle, Kiev’in ‘yararına olmayan bir barış anlaşması için baskıya maruz kalmasından korktuğunu’ söyledi.
AVRUPA’NIN MOBİNGİ ARTABİLİR
- Ruanda’da konuşan Johnson, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonrası dünya genelinde artan enerji fiyatlarının ülkeleri zorladığını belirtti. Bu doğrultuda Ukrayna’nın üzerindeki baskının arttığına işaret eden Başbakan, “Birçok ülke bunun gereksiz bir Avrupa savaşı olduğunu söylüyor. Bu nedenle Ukraynalıları kötü bir barışa teşvik etmek belki de zorlamak için baskı artacak” dedi.
UKRAYNA NATO’YA BAĞIMLI
Geçtiğimiz ay ABD istihbarat raporunda, Ukrayna’nın eski Sovyet yapımı teçhizat, tank, tüfek ve cephanesinin tükendiği açıklandı. Ukrayna stoklarında sadece NATO mühimmatlarının kaldığı ve Kiev yönetiminin direnebilmesi için silah akışının devam etmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu rapor, savaşın gidişatını silah veren ülkelerin belirlyeceği yorumuna neden oldu.
SÖZ SİLAH VEREN DEVLETLERDE
- Geçen günlerde ABD Başkanı Joe Biden, “Barış için Ukrayna’nın toprak tavizi verip masaya oturması gerekebilir” diye konuşmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Rusya’yı küçük düşürmemeliyiz” açıklaması, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski tarafından sert sözlerle eleştirilmişti. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak da, Macron’un dışında AB’de bazı siyasetçilerin de Zelenski’ye “Rusya’ya tavizler vermesini” teklif ettiğini öne sürmüştü. Batı’nın silah tedarikinde uygulayacağı politikayla, “Ukrayna’nın taviz vermesi gerektiği” söylemini desteklemesinden ve “Kiev yönetimine eli zayıfken masaya oturması için baskı yapmasından” endişe duyuluyor.