2011 yılında Sudan'daki referandum sonucu bağımsızlığını ilan ederek Afrika'nın en genç ülkesi haline gelen Güney Sudan, aradığı istikrarı 'ayrılık'ta bulamadı.
Uluslararası insan hakları örgütleri ve Birlemiş Milletler'in sıkça uyarıda bulunduğu Güney Sudan, 'soykırım' tehlikesi ile yüz yüze.
- Güney Sudan'da 2011'den itibaren devam eden iç çatışmalarda onbinlerce insan hayatını kaybetti. 2 milyon kişi yer değiştirdi veya komşu ülkelere sığındı. Yaklaşık 2 buçuk milyon kişi ise açlık tehlikesi ile karşı karşıya.
Güney Sudan'da yapılan etnik temizlik, BM raporlarına yansıdı
Güney Sudan'ın ilk devlet başkanı olan ve hala devlet başkanlığı görevini yürüten Salva Kir, bu etnik temizlikten ve Güney Sudan'da köylerin yakılıp yıkılmasından sorumlu tutuluyor. BM denetçileri, halkın göçe zorlandığını belirtiyor. Kesin rakamlar bilinmiyor ancak, 2 buçuk milyondan fazla kişinin ülkeyi terk etmek durumunda kaldığı raporlara yansıyor. Hayatını kaybedenler ise on binlerle ifade ediliyor.
Aralık ayında ateşkes imzalandı
Savaşın büyüttüğü kabilecilik ve etnik düşmanlık halk arasındaki birlikteliği zedelerken Aralık ayında imzalanan ateşkes anlaşması ile ülkede barış umutları yeniden doğdu.
Güney Sudanlı genç yazar Robert Kwith yapılan anlaşmanın tam anlamıyla uygulanmadığı takdirde bir anlamı olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
Ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi halinde insani yardım geçişleri bir nebze olsun rahatlayacak olsa da durma noktasına gelen eğitim ve sağlık sisteminin gelecek sene de ülkenin en büyük sorunları olması bekleniyor.
- BM'ye göre, savaşın beraberinde getirdiği ekonomik kriz ülke halkının en temel ihtiyaçlarına ulaşmasını bile zorlaştırıyor.