Mescid-i Aksa, 53 yıl önce 21 Ağustos 1969’da Avustralya asıllı fanatik Michael Dennis Rohan tarafından kundaklanarak yakılmıştı. Mescidin güney kesimindeki “Kıble Mescidi” olarak bilinen doğu bölgesinde meydana gelen yangında, aralarında “Selahaddin el-Eyyübi’nin Minberi” olarak bilinen tarihi eser de olmak üzere tüm eserler yanıp kül olmuştu. Aradan geçen 53 yılın ardından Harem-i Şerif’in içinde bulunduğu durum hakkında değerlendirmelerde bulunan Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer el-Kisvani, “Aksa’da günlük olarak gerçekleştirilen ihlallerle bugün yangın başka şekilde devam ediyor” dedi.
GEÇ OLMADAN HAREKETE GEÇİLMELİ
Yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimcinin İsrail güçlerinin himayesinde Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskınlara dikkati çeken Kisvani, İsrail’in Mescid-i Aksa’nın altında ve çevresinde yürüttüğü kazıların da yangının bir başka boyutu olduğunu söyledi. Kazıların, Mescid-i Aksa’nın batı ve güney duvarlarının çatlamasına neden olduğunu aktaran Kisvani, uluslararası yasalara ve kararlara aykırı olması nedeniyle Birleşmiş Milletlerin (BM) bu kazıları durdurması gerektiğini kaydetti. İsrail’in bu kazılarının tarihe ve tarihi eserlere zarar verdiğini ifade eden Kisvani, bütün bu ihlallerinin dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini vurgulayarak hepsinin sorumluğunun İsrail’e ait olduğunu belirtti. “Yahudilerin acımasız saldırıları karşısında Aksa’yı korumak Arap ve tüm İslam aleminin görevidir” ifadelerini kullanan Kisvani, her şey için çok geç olmadan harekete geçilmesi çağrısında bulundu.