|

Astana’yı sabote ediyor

Muhaliflerin önemli isimlerinden Yasir Farhan, Esed rejiminin İdlib’deki savaşı tahrik ederek Tahran Zirvesi’ni ABD ile işbirliği halinde sabote etmek istediğini söyledi.

Yılmaz Bilgen
04:00 - 7/09/2018 Cuma
Güncelleme: 03:20 - 7/09/2018 Cuma
Yeni Şafak
​Muhaliflerin önemli isimlerinden Yasir Farhan
​Muhaliflerin önemli isimlerinden Yasir Farhan

Astana müzakere heyeti üyesi Yasir Farhan, Yeni Şafak’a konuştu. Aynı zamanda Suriyeli muhaliflerin çatı yapılanması Suriye Muhalif Devrimci Güçler Koalisyonu yönetiminde yer alan Yasir Farhan, Guta, Humus, Dera ve İdlib’in Astana sürecinde ‘gerilimi azaltma bölgeleri’ ilan edilmesine rağmen İdlib dışında kalan alanların Şam kaynaklı sabotajlar nedeniyle katliam bölgelerine dönüştüğünü söyledi. Rejimin, Tahran Zirvesi’nden olumlu bir sonuç çıkmasını engellemek ve İdlib’de savaş başlatmak için kirli yöntemler uyguladığını kaydeden Farhan, Beşşar Esed’in sürecin sabote edilmesine yönelik ABD ile de gizli görüşmeler yaptığını vurguladı. Astana görüşmelerinde Hukuk Komitesi Başkanlığı görevini yürüten Yasir Farhan, şu bilgileri paylaştı:

WASHINGTON-ŞAM HATTI

“ABD-Esed gizli görüşmeleri, PKK’nın korsan yapılanmasını garantiye alma müzakeresi olarak özetlenebilir. Rejim, İdlib sürecini ABD ile işbirliği halinde sabote etmek istiyor. 7 Eylül zirvesi öncesi başlayan saldırılar açık bir provokasyondur. Esed’in hedefi, yeni anayasa sürecine muhalifleri dahil etmeden yeni anayasayı oldu-bittiye getirmek... Bu sebeple sahadaki varlığımızı sona erdirmek için saldırıyor. İlk Astana’dan itibaren konu başlıklarımız belli. Bunlar; çatışmasızlık bölgeleri, istikrar, tutukluların bırakılması, yeni bir anayasa ve özgür seçimlerin yapılması şeklinde özetlenebilir.”

HİÇBİR ANLAŞMAYA UYMUYOR

“Ben muhalif kanatta Hukuk Komitesi Başkanlığı görevini yürütüyorum. Halen tutuklu durumdaki kayıtlı 65 bin kişinin listesini rejime verdik. Bu kişilerin aşamalı olarak serbest bırakılması kararı alındı. Fakat aradan geçen 1 yıla rağmen tek bir tutsak özgürlüğüne kavuşamadı. Öte yandan gayrıresmi olarak 7 yıllık süre zarfında tutuklanan Suriyeli sayısının 450 bin olduğunu, bunların önemli bir kısmı işkence altında öldürüldüğünü biliyoruz. Uluslararası bir komite oluşturuldu ve net kararlar alındı. Fakat Esed tüm uluslararası hukuk kurallarını yok saymaya devam ediyor.”

ABD’nin önceliği PKK ve İsrail

Suriyeli muhaliflerin önemli isimlerinden Yasir Farhan, “ABD ve müttefikleri İdlib’e yönelik kimyasal saldırısı olursa rejimi vuracaklarını açıklıyorlar. Peki kimyasal olmazsa bunca katliam meşru mudur?” diye sordu. Batı ülkelerinin hiçbir şekilde katliamı önlemeyi amaçlamadığını kaydeden Farhan, ABD’nin ajandasını da şu sözlerle yorumladı: “PKK’nın Suriye’de meşruiyyet kazanması ve İsrail’in güvenliği için Suriye’deki İran varlığı ve rejimin hava, kara gücünün zayıflatılması açıklanmayan öncelikleri. İdlib’i bahane ediyorlar. Rejim ve ABD’liler Şam ve Halep’te 2 ayrı görüşme yaptılar. Bu görüşmelerin ana gündem maddesi PKK’ya anayasal güvencenin verilmesi oldu. Esed adına Şam’da ABD heyeti ile bir milletvekili ve İstihbarat Başkanı Ali Memlük görüştü. Halep’teki temasta ise rejimin müsteşarları ile Amerikalılar vardı.”


Golan’ı Tel Aviv’e verdi!

Siyonist İsrail yönetiminin çıkarlarını Siyonistlerden bile daha fazla savunmasıyla bilinen ABD’li Büyükelçi David Friedman, Golan Tepeleri’nin ebediyen Suriye’den koparılacağını iddia etti. ABD’nin İsrail Büyükelçisi Friedman, “Ben şahsen Golan Tepeleri’nin yeniden Suriye’ye döndüğü bir durumu düşünemiyorum” diyerek İsrail’in 1967’den buyana devam eden Golan Tepeleri’ndeki işgaline desteğini dile getirdi. Israel Hayom gazetesine röportaj veren Friedman, Golan’ın stratejik öneme sahip olduğunu ve Golan’dan çekilmesi halinde İsrail’in güvenliği açısından ciddi bir dezavantaj oluşabileceğini iddia etti. Bölge halkının da Suriye’ye katılmak istemediğini ileri süren Friedman, Golan Tepeleri’ndeki mevcut statükonun korunacağına inandığını belirtti. Yahudi asıllı David Friedman, İsrail’in yeni yerleşim yerleri inşa etmesi ve ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasına verdiği desteğinin yanısıra İsrail ile çok yakın ilişkilere sahip bir isim olarak biliniyor.


İdlib’in maskeli çocukları

İdlib’de kimyasal bir saldırıya karşı çocukların aldığı önlem yürek dağlıyor. Altına küçük delikler açtıkları karton bardakları plastik poşete saran çocuklar, kimyasal bombanın atılması halinde neler yapacaklarına ilişkin tatbikat yapıyor. İdlib’in mazlum çocuklarına talimler sırasında bazen babaları da yardım ediyor. Rusya ve Esed güçlerinin havadan ya da karadan yolladığı füzelerden korunmak için ise yine bu çocuklar, babalarının kaya oyuklarında oluşturduğu mini sığınakta sabahlıyor.

#İdlib
#Suriye
#Astana
#Yasir Farhan
6 yıl önce