Önce ABD-İngiltere-Fransa üçlüsünün saldırdığı ardından NATO'nun operasyon başlattığı Libya'da işler sarpa sarıyor. Kaddafi'nin geri adım atacağına dair en ufak bir sinyalin bulunmadığı ve sivil ölümlere her gün yenilerinin eklendiği ülkede, dünyaca ünlü iki foto muhabiri, Kaddafi diktatörlüğünün ve NATO kuşatmasının son kurbanları oldu. En iyi belgesel dalında 2010 Oscar'ına 'Restrepo' adlı filmle aday gösterilen İngiliz foto muhabiri Tim Hetherington önceki gün, uluslararası bir çok ödül kazanmış foto muhabir Chris Hondros da dün Misrata'da Kaddafi güçleriyle muhalifler arasındaki çatışmada hayatını kaybetti. İki ünlü muhabirin öldürülmeleri batı medyasını yasa boğdu.
İngiltere'nin Liverpool şehrinde 1970 yılında doğan ve ölmeden önce Brooklyn'de yaşayan Hetherington, Vanity Fair dergisi için çalışıyordu.
Yakın zamanda evlenen Hetherington, hayatını kaybettiği çatışmadan bir gece önce Twitter profilinde, “Libya'nın kuşatma altındaki Misrata şehrindeyiz. Kaddafi güçleri hedef gözetmeksizin atışlarını sürdürüyor. NATO'dan eser yok” diye yazdı. Hetherington, belgesel filmiyle ilgili verdiği bir röportajda, “Çatışma anında çok şey yaşadığınız zaman, duygusal bir dürüstlük arıyorsunuz. Bunun sağ-sol siyasetle alakası yok. Mesele bu insanları oldukları gibi göstermek” demişti. Merkezi New York'ta bulunan Getty Images ajansı adına çalışan, Pulitzer ödüllü Hondros ise geçtiğimiz on yıl içinde Kosova'dan Angola'ya, Sierra Leone'den Afganistan'a, Keşmir'e, Batı Şeria'ya, Irak'a ve Libya'ya kadar, dünya üzerindeki neredeyse bütün savaş alanlarında görev yaptı. Hondros, 2006 yılında dünyanın en değerli savaş fotoğrafçılığı ödülü olan Robert Capa Altın Madalyası'na layık görülmüştü. Hondors bu onura Irak'ta gösterdiği "benzersiz cesaret ve girişimleri"yle ulaşmıştı.
