|

Binyıl kalkınma hedefleri beklentilerin gerisinde

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Daimi Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson-Golinski, binyıl kalkınma hedeflerinin beklentilerin gerisinde kaldığını bildirdi.

İha
00:00 - 4/07/2009 Cumartesi
Güncelleme: 10:32 - 4/07/2009 Cumartesi
Yeni Şafak
Binyıl kalkınma hedefleri beklentilerin gerisinde
Binyıl kalkınma hedefleri beklentilerin gerisinde

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Daimi Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson-Golinski, 2015 yılına kadar yerine getirilmesi planlanan Binyıl Kalkınma Hedefleri hakkında, "Dünyada bin 300 şirket Birleşmiş Milletlerin bu girişimine taraf oldu. Türkiye'de 60 firma kabul ederek sözleşmeyi imzaladı" dedi.

"İskenderun Körfezi'nde Endüstriyel Ortak Yaşam Projesi"nin açılış toplantısına katılan Golinski, Birleşmiş Milletler (BM) Binyıl Kalkınma Hedefleri'nin, birliğe üye 192 ülke tarafından 2015'e kadar yerine getirilmesi planlanan sekiz hedefin, Eylül 2000'de New York Binyıl Zirvesi'nde resmileştirildiğini hatırlattı.

Kalkınma çalışmalarının zorluğuna değinen Golinski, kalkınmanın ortaklıklarla gelişme kaydedebileceğini belirtti. Binyıl Kalkınma Hedefleri'nin 2000 yılında dünya liderlerinin birçoğu tarafından onaylandığını dile getiren Golinski, "Binyıl Deklarasyonu, 2015 yılına kadar yoksulluğun azaltılması, eğitim, anne sağlığı, cinsiyet eşitliği, çocuk ölümleri, AIDS ve diğer hastalıklar ile mücadele edilmesi gibi spesifik hedefler içermektedir. Bu hedeflere ulaşma konusunda izleme yapmak amacıyla küresel olarak gerçekleştirilen son toplantılarda, ilerlemenin yavaş olduğu netlik kazandı. Bu hedeflere 2015 yılına kadar ulaşabilmek için ortak hareketin gerekli olduğu anlaşıldı" diye konuştu.

Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne ulaşabilmek ve özel sektörün kalkınmaya katkıda bulunabilmesini kolaylaştırmak amacı ile bir önceki BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından 2000 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin oluşturulduğunu belirten Golinski, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Küresel İlkeler Sözleşmesi şirketlerden, Birleşmiş Milletler birimlerinden, iş derneklerinden, Sivil Toplum Kuruluşlarından ve işçi sendikalarından oluşuyor ve insan hakları, çalışma koşulları, çevre ve yolsuzlukla mücadele gibi temel değerleri teşvik ediyor. Şimdiye kadar, dünyada bin 300'den fazla şirket Birleşmiş Milletlerin bu küresel girişine taraf oldu. Türkiye'de ise açılışından bu yana 60'dan fazla Türk firması Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne katıldı.

Golinski, BM tarafından yapılan her işin zayıf ve savunmasız gruplara odaklandığını ve onların hayat kalitesini iyileştirmeye, hayatlarını etkileyebilecek olan kararlara katılabilmelerine olanak yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Dünyada 170 Birleşmiş Milletler Kalkınma Ofisi ile hizmet verildiğini kaydeden Ulrika Richardson-Golinski, Türkiye'yle ilgili olarak da şunları kaydetti.

"Üretim, enerji üretimi, madencilik Türkiye Gayrisafi Milli Hasılası'nın yüzde 25'ini oluşturmaktadır. Avrupa Birliği ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) pazarlarında var olan büyük ölçekli endüstrilerin çoğu uluslararası standartları karşılayabilmektedir. KOBİ üreticileri ise, Türkiye'de üretim sektörünün yüzde 90'ını oluşturuyor. Sadece bu rakamlar bile Türkiye'de yerelde sosyo-ekonomik büyüme ve ilerleme için KOBİ sektörünün ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. KOBİ'lerin büyük bir kısmı küçük kar marjları, küçülen uluslararası pazar payları, en yeni çevresel teknoloji bilgisine kısıtlı ulaşım ve yatırım sermayesi eksikliği gibi zorluklarla karşılaşıyor."


15 yıl önce