|

'Derin' şüphe

Dış Haberler
00:00 - 22/11/2011 Salı
Güncelleme: 00:36 - 22/11/2011 Salı
Yeni Şafak
'Derin' şüphe
'Derin' şüphe

8 Türk esnafı öldüren iki katil neonazinin otopsi raporu, cinayetlerdeki derin devlet bağlantısını güçlendirdi. Katillerin İddia edildiği gibi intihar ederek ölmedikleri, bilinmeyen bir el tarafından öldürülmüş olabilecekleri şüphesi Alman basınında geniş yer buldu. Alman yetkililerin açıklamasına göre katiller, banka soygunundan sonra polis izlerini bulunca silahla intihar edip ardından yaşadıkları karavanı ateşe vermişlerdi. Ancak otopsi raporunda katillerden birinin hem şakağına hem ağzına kurşun sıkıldığını ortaya çıkardı. Üstelik bazı görgü tanıklarına göre silah sesleri duyulduktan hemen sonra karavan ateş aldı. Bu durum aynı zamanda katillerden birinin diğerini öldürdükten sonra intihar etmiş olabileceğini de gösterdiği gibi, karavana bir kaç metre uzaktaki evlerde oturan bazı görgü tanıkları hiç silah sesi duymadıklarını, karavanın aniden ateş aldığını söylediler.

ASKERİ GÜVENLiK SERViSi DE iŞiN iÇiNDE

Alman devlet televizyonu ARD'nin açıkladığı yeni bilgiye göre dönerci katliamı olayına sadece Anayasayı Koruma Dairesi'nin değil, Askeri Güvenlik Servisi'nin de adı karıştı. Jena kentinde kullanılan bombanın Alman ordusunun mühimmat deposundan temin edildiği iddia ediliyor. Focus'un haberine göre Askeri Güvenlik Servisi'nin Leipzig kentindeki bürosuna 1998 yılında üç kişilik terörist grubun kaybolmasından sonra bulundukları yer hakkında bilgi verildi. Ancak Askeri Güvenlik Servisi'nin Köln'deki merkezi tarafından bu bilginin değerlendirilmediği öne sürüldü.


Katiller 1 düzine

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, 2000 yılından beri öldürülen Türkler ile ilgili cinayetlerin araştırılmasında hata yapılmış olmasının mümkün olduğunu söyledi. 4.5 saat süren toplantının ardından konuşan Friedrich, sistematik bir şekilde bugüne kadar sonuçlandırılamayan eski olayları da araştırdıklarını belirterek, “Yaklaşık 1 düzine suçlu var. İlk araştırmalara göre hata yapılmış olması mümkün” dedi. 10 cinayet işlenmesi ve 14 bankanın soyulmasından sonra bu olayların aydınlatılamamış olmasının anlaşılır gibi olmadığını kaydeden Bosbach, “İnsanlar her zaman hata yapabilir, ancak bu kadar fazla hatanın yapıldığı bir olaylar silsilesini politik yaşamımda ilk kez görüyorum” şeklinde konuştu. Bu arada öldürülen Türkleri anmak amacıyla Alman Federal Meclis'te bir tören düzenlenecek.


Solingen katliamı Neonaziler'in işi

Almanya'da aşırı sağcı şiddetin boyutları resmi makamların tahmin ettiklerinden çok daha büyük. Federal İstatistik Dairesi, 1990-2009 yılları arasında aşırı sağcı saldırılar nedeniyle 47 kişinin öldüğünü kaydederken, Amadeu-Antonio Vakfı 1990'dan bu yana tam 182 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Alman Die Welt gazetesinin haberine göre, öldürülenler arasında sadece yabancı kökenliler değil, Alman polisler, avukatlar, evsizler, pankçılar hatta çocuklar da var. İşte utanç listesindeki bazı isimler: Nihad Yusufoğlu: 17 yaşındaki Yusufoğlu, 28 Aralık 1990'da kalbine aldığı bıçak darbesi ile yaşıtı bir dazlak tarafından öldürüldü. Samuel Kofi Yeboah: 1991'de Saarlouis'deki mülteci kampına yapılan kundaklamada hayatını kaybetti. Bahide Arslan, Ayse Yilmaz, Yeliz Arslan (10 yaşında): Üçü de 1992'de, Schleswig-Holstein Eyaleti'nde Mölln'deki evlerinde yakılarak öldürüldü. Gürsün Ince, Hatice Genç, (18), Hülya Genç (9), Saime Genç (4): Solingen kentinde, 1993'de evlerinin kundaklanması sonucu yanarak öldüler.



12 yıl önce