Times gazetesine özel bir röportaj veren Collins, Suriye yönetimini "içi oyulmuş bir ağaç gövdesine benzetti.
Büyükelçi Simon Collins Suriye ordusunun yorgun ve moral bozukluğu içinde olduğunu, Suriye ekonomisinin de çökmeye başladığını belirtiyor.
"Bu durumda Rusya ve Çin bile savunulmazı savunmaktan vazgeçiyor" görüşünü ifade eden Collins, 'Ülke bir baraja benziyor. Çatlaklar var ve içeride basınç artıyor. Bir patlama olduğunda herşey çok çabuk çöküverecek. Esad'ın yıl sonuna kadar dayanabileceğini sanmıyorum. Çok daha önce devrilecek" diyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ise Cumhuriyetçi senatör John McCain, Amerika'nın, Suriye birliklerini hedef alan hava saldırıları düzenlemesi gerektiğini söyledi.
Washington'da Senato'ya hitaben yaptığı konuşmada McCain, hava saldırılarının, Suriye halkını korumayı amaçlayan uluslararası çabaların bir parçası olması gerektiğini belirtti. Bu operasyonların, özellikle ülkenin kuzeyinde, rejim muhaliflerine destek olacağını belirten McCain, direnişçi gurupların, bu destek sayesinde siyasî ve askerî eylemlerini planlayabileceklerini savundu.
2008 yılında başkanlık seçimlerinde Barack Obama'nın rakibi olan McCain, Senato'nun Silahlı Kuvvetler Komitesi'nin önde gelen üyesi.
Öte yandan Suriye'nin Humus kentinden kaçanlar BBC'ye güvenlik güçlerinin orada insanlık suçları işlediğini anlattılar.
BBC muhabiri Paul Wood'un Humus'un dış mahallelerinde konuştuğu bir kadın isyancı Baba Amr mahallesinden çekildikten sonra, Cuma günü, askerlerin 12 yaşındaki oğlunun boğazını kestiğini söyledi.
Aynı kadın mahallede 35 diğer erkek ve erkek çocuğunun da toplanıp öldürüldüğünü anlattı.
Hükümet ise güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesiyle Kızılhaç'a dördüncü gününde de Baba Amr'a giriş izni vermiyor.
Mahallede elektrik, su ve telefonlar kesik ve son günlerde havanın iyice soğuması yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
Yiyecek stoklarının da iyice tükendiği ve insanların korkudan dışarı çıkamadıkları söyleniyor.
Perşembe günü, kendilerini 'Özgür Suriye Ordusu' diye adlandıran isyancıların çekilmesi ardından askerler, tanklar eşliğinde Baba Amr'a girmişti.
Uluslararası Kızılhaç Örgütü ve Suriye'deki ortağı Kızılay o günden beri mahalleye giriş izni bekliyor.
Hükümet yetkilileri yardım örgütlerinin bölgeye girişine dört gündür bölgede bubi tuzağı ve mayın tehlikesi olduğunu söyleyerek izin vermiyor ama devlet televizyonundaki haberlerde mahallenin "silahlı gruplardan tamamen temizlendiği" söyleniyor.
Muhalefet ve insan hakları grupları güvenlik güçleri ve hükümet yanlısı milislerin Baba Amr'da kalan 14 yaşından büyük erkekleri toplayıp işkence ettiğini ve öldürdüğünü söylüyorlar.
Bu iddialar kanıtlanabilmiş değil, ama Humus'tan kaçan insanlar BBC muhabirine güvenlik güçlerinin esir alınanların kurşuna dizilmesi ya da boğazının kesilmesi gibi insanlık suçları işlediğini anlatıyorlar.
Üç gündür yürüyerek kaçmakta olan bir kadın, Cuma günü askerlerin bir bölgedeki 36 erkek ve erkek çocuğunu toplayıp öldürdüklerini söyledi, "Oğlumun boğazını kestiler, 12 yaşındaydı" dedi.
Kadının kocası ise 50 metre kadar ileride saklandığı sırada bir askerin oğlunun başına postalıyla bastığını, diğer bir askerin ise onu öldürdüğünü gözleriyle gördüğünü anlatırken, "çığlıklarını duyuyordum" dedi.
Geçen hafta seçkin bir askeri birlikten firar ettiklerini söyleyen bir kaç kişi de muhabirimize güvenlik güçlerinin sivil halkı özellikle hedef aldığını ve esirlerin öldürüldüğünü söylediler.
Birisi "Teğmen emir verdi bize. Hareket eden herşeyi vuracaksınız dedi, sivil ya da silahlı, ateş edeceksiniz dedi. Yaşlı bir adam yakalanmıştı. Bir subay kafasına silahı dayayıp, 'bu özgürlük için' dedi ve vurdu adamı" diye konuştu.
