Avrupa günümüzde yabancı göçmenlere yönelik sert tutumu ile eleştirilirken, İngiliz arşivlerinden çıkan
belgeler ise 'ırkçı' tutumun kökenlerine dair ipuçları veriyor.
İngiltere'nin 1850-1960 yıllarını kapsayan arşiv çalışmaları polis teşkilatının yabancı göçmenlere yönelik ırkçı tutumunu gözler önüne seriyor. Leeds şehrinde arşiv uzmanları 7 ay boyunca 3 bin göçmen kayıt kartını tek tek inceledi. Ortaya çıkan tablo, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı dönemini de kapsayan zaman zarfında, çatışmalardan kaçarak, 'daha iyi bir hayat' için İngiltere'ye sığınmak isteyen yabancılara nasıl yakıştırmalar yapıldığını gösteriyor.
İngiltere sınırına gelen yabancılar günlerce göçmenlik bürosunun kapısında günlerce bekletildi. Binlerce insan 'iyi hal' ve İngizce sınavlarına tabi tutuldu. I. Dünya Savaşı sırasında 32 binden fazla yabancı erkek İngiltere'ye girdi. Bunlardan çoğu Alman olmak üzere 28 bin 744'ü ülkelerine geri gönderildi. İngiliz polis yetkililerinin göçmenlere yönelik tavrı ise arşiv belgelerinde deşifre oldu. Polislerden biri yabancı sığınmacılara 'ahmak köylü' derken, bir diğeri ise 'dik kafalı Yahudi' ve 'akılsız tür' gibi ırkçı sözler sarf etmiş.
Ortaya çıkarılan koleksiyonun oldukça şaşırtıcı gerçeklerle dolu olduğunu belirten arşiv uzmanı David Morris, 'Göçmen kartlarının bir raf ömrü vardır ve bu insanlar vatandaşlığa kabul edildikten sonra yok edilir' diye konuştu. Morris, isim, yaş, meslek bilgileri ve diğer detayları kayıtlara geçen göçmenlerin genel olarak Almanya, Belçika, Romanya, Polonya, Rusya, İtalya, Fransa, Yugoslavya ve ABD'den sığınma talep eden insanlar olduğunu ifade etti. Dosyalar aynı zamanda birçok göçmenin isimlerini, telaffuzu daha kolay olan ya da daha kabul edilebilir bulunan isimlerle değiştirdiğini gösteriyor.
Yakın zamanda Leed Polis Teşkilatı'nda halka açılan arşiv belgelerine göre, 1936'da eşi Arran ile birlikte İngiltere'ye sığınan Türk göçmen Refika (Rifka) Yafe'nin adı Rebecca olarak değiştirilmiş. Yafe'ye vatandaşlık verilmesi ise 1967 yılını bulmuş. Sığınmacılardan bir diğeri de Alman vatandaşı Hermann Anspacher. Eski bir at satıcısı olan Anspacher'in kayıtlarına göre eşi Frederika ile 16 yaşındaki kızları Rosa Maria Naziler tarafından öldürülmüştü. Rus Anthony-Ophelia Yezavitovitch çiftinin soyadı da 'Thompson' olarak değiştirilmiş. Ailenin oğlu Edward ise Avustralya'da atom testlerinde yer alan bir bilimadamı olmuş.
