|

Fırtınalı 2 yıl

20 Ocak 2017’de ABD’nin 45. Başkanı olarak resmen göreve başlayan Donald Trump, geçen iki yılda dış politikada dikiş tutturamadı. İnişli çıkışlı ve zikzaklı bir çizgi izleyen Trump’ın Suriye’den çekilme kararı 2018’de uluslararası gün deme bomba gibi düştü. Trump yine, Kudüs, İran’a tek taraflı yaptırım, Suudi Arabistan ile ilişkiler ve Çin olmak üzere pek çok tartışmalı karara da imza attı.

Yeni Şafak
04:00 - 22/01/2019 Salı
Güncelleme: 02:02 - 22/01/2019 Salı
Yeni Şafak
Donald Trump
Donald Trump

Beyaz Saray’daki başkanlık koltuğuna iki sene önce oturan ABD Başkanı Donald Trump, bu süre zarfında dış politikada inişli çıkışlı ve zikzaklı bir performans çizdi. ABD’nin en yakın müttefikleriyle gerilimli bir ilişki tarzı benimseyen Trump, özellikle 2018 yılı içinde aldığı, Kudüs, İran’a yaptırım, Suriye’den çekilme ve Kuzey Kore’yle diplomatik temas hamleleriyle küresel sistemi hareketlendirdi. Trump’ın ilgili dönemde birlikte çalışacağı ekipte de istikrar yaklayamaması dikkat çekti. ABD Başkanı iki yıllık görev süresince, dışişleri bakanı, ulusal güvenlik danışmanı seçiminde sorunlar yaşadı. Son olarak Savunma Bakanı Jim Mattis’in görevinden istifası da bu istikrarsız tabloya ek oldu.

SURİYE’DE TEK BAŞINA

ABD Başkanı’nın 2018’de verdiği belki de en önemli karar, “Suriye’den çekilme” oldu. Trump’ın seçim döneminde ABD kamuoyuna vaadlerinin başında ABD askerlerini Suriye’den çekme sözü geliyordu. Çekilme süreci ve Fırat’ın doğusunda bundan sonraki duruma ilişkin Türkiye ile daha yakın iş birliği yapmaya istekli gözüken Trump, 19 Aralık’taki kararının ardından Washington’da adeta yalnız kaldı. ABD Kongresi’nden, kabine içindeki direnişe kadar geniş bir yelpazede Trump “geri çkeilme” kararı nedeniyle ağır eleştirilere göğüs germek zorunda kaldı. Savunma Bakanı James Mattis bu kararın ardından 20 Aralık’ta istifa ederken, ABD’nin DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk de 22 Aralık’ta görevinden ayrıldığını duyurdu.

KRİZ ÇIKARTAN KUDÜS KARARI

  • Trump, dış politikada İsrail’i baş dost, İran’ı da baş düşman olarak gören bir yaklaşımı benimsedi. OrtaDoğu barışı ile ilgili tüm müzakereleri ve Filistin tarafını hiçe sayan Trump’ın “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma” adımı karşısında, İsrail ve birkaç ada ülkesi dışında neredeyse tüm dünya birleşti. 6 Aralık 2017’de bu karar açıklanırken, 21 Aralık’ta Türkiye’nin de girişimiyle hazırlanan ve ABD’nin kararını eleştiren tasarı, Trump’ın “ekonomik yardımları kesme” tehdidine rağmen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda 9’a karşı 128 oyla kabul edildi.

İRAN’A TEK TARAFLI YAPTIRIM

Trump liderliğindeki ABD, “tarihi” olarak nitelendirilen, İran nükleer anlaşmasından ayrılma konusunda da İsrail dışında güçlü bir destekçi bulamadı.

Bu uluslararası anlaşmadan 8 Mayıs 2018’de tek taraflı ayrıldığını açıklayan ABD’ye, anlaşmanın diğer paydaşları İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya’dan güçlü itirazlar geldi. Özellikle Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin “anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi” yönündeki çağrılarına kulak tıkayan Trump yönetimi, ağustos ve kasım aylarında iki paket halinde yürürlüğe giren İran yaptırımlarıyla “tek taraflı bir yaptırım rejimi” için adımlarını attı.

RİYAD’A AÇIK ÇEK

Obama dönemindeki İran’la yakınlaşma sürecini tersine çeviren Trump, damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’i görevlendirdiği Suudi Arabistan misyonunda yeni bir açılım yapmak istedi. İlk yurt dışı ziyaretinde Riyad’a giden Trump, bu ülkeyle 110 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladı. Riyad yönetimine adeta açık çek veren Trump yönetimi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın bölge politikasına da destek verdi. Trump yönetimi, 2 Ekim 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından ciddi şekilde bocaladı. Kaşıkçı’nın ölümündeki sorumluları bulmak ile Prens bin Selman’ı korumak arasında gidip gelen Trump, kendi deyimiyle “en zor dış politika sınavını” bu süreçte verdi.

  • Pekin ile ticaret savaşı
  • Trump'ın seçim kampanyası döneminden itibaren dile getirdiği ve iki yıllık dış politikasındaki ana maddelerden biri olan "ticaret savaşları" da uluslararası kamuoyunu epey meşgul etti. Çinli muhataplarıyla yakın temaslarda bulunan Trump'ın zaman zaman Çin'i hedef alan açıklamaları bu alanda da inişli çıkışlı bir grafik ortaya koydu. Bu süreçte Çin ile daha derin bir ekonomik savaşa giren ABD'nin çelik ve alüminyuma getirdiği gümrük vergilerine karşılık Pekin, ABD menşeli 128 ürüne yüzde 15 ila yüzde 25 ek tarife getirdi. Son olarak geçen aralık ayında Washington - Pekin hattında varılan uzlaşma, geçici bir süre ticaret savaşlarını durdururken, ABD - Çin mücadelesindeki detaylar için iki ülkeye de zaman kazandırdı.

#ABD
#Donald Trump
#Suriye
#Kudüs
5 yıl önce