Avrupa Birliği-Türkiye Ortaklık Konseyi toplantısı dün Lüksemburg'da yapıldı. AB dönem Başkanı İsveç'in Dışişleri Bakanı Anna Lindh başkanlığında toplanan Ortaklık Konseyi'ne Türkiye adına Dışişleri Bakanı İsmail Cem katıldı. Toplantının ardından, AB dönem başkanı İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh, genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Verheugen ve Dışişleri Bakanı Cem ortak basın toplantısı düzenlediler.
Türkiye'nin durumunda pek çok ilerleme kaydedildiğini ancak bazı sorunlar olduğunu söyleyen Anna Lindh, toplantıda, Kopenhag kriterleri, insan hakları, kültürel haklar, ifade özgürlüğü, Fazilet Partisi'nin kapatılması, ölüm oruçları, işkence, Kıbrıs ve sınır konularını ele aldıklarını belirtti. Lindh özellikle Türkiye-Yunanistan arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Lind, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine yönelik sorununun devam ettiğini söyledi. Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Komisyon üyesi Günter Verheugen da AB-Türkiye ilişkilerinde önemli gelişmeler kaydedildiğini belirtti ve toplantıda konuşulan en önemli konulardan birinin Kıbrıs olduğunu ifade etti. Verheugen, Kıbrıs sorununun Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB'ye girişinden önce çözülmesi gerektiği görüşünde olduklarını söyledi ve mali yardım konusuna değindi. Verheugen, "Mali yardımın da rasyonelleşmesi gerekiyor. Türkiye'ye bu parasal yardımın yapılması şartlara bağlıdır. Komisyon özellikle Gümrük Birliği konusunda doğrudan görüşmelere geçilmesine önem vermektedir" diye konuştu.
"Demokrasi için tehdit"
Toplantıda son olarak söz alan Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB-Türkiye ilişkilerinin çok önemli bir aşamada olduğunu belirtti ve geleceğe yönelik AB kurumlarından söz ettiklerini, bazı yeni boyutlar getirmeye çalıştıklarını söyledi. Cem, sorunlar konusuna da tek tek açıklama getirdi. Cem, Fazilet'in kapatılmasını savunurken oldukça talihsiz benzetmeler yaptı. Fazilet Partisi'ni Almanya'da kapatılması için tartışmaları devam eden Neo-Nazi partisine benzeten Cem, ırkçı şiddeti öngören, terör çağrıları yapan, yapancılara yönelik saldırılar düzenleyen neo-nazilerle Fazilet Partisi'ni bir tuttu.
"Bütün ülkelerde demokrasiye yönelik tehditlere karşı bazı yaptırımlar vardır" diyen Cem, FP'nin demokrasi için bir tehlike olduğunu öne sürdü. Kapatma kararının genel bir uygulama olduğunu söyleyen ve her ülkenin aynı tavrı sergilediğini iddia eden Cem, "Nazizme yönelik çok sıkı politikalar uygulanıyor. Benim ülkemde böyle bir tehdit yok, ancak din sömürü yaparak rejimi değiştirme konusunda bir takım girişimler var" diyerek Türk halkının dini duygularını nazizmle bir tuttu. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen ise, "FP'nin kapatılması ne kadar büyük bir sorun yarattı" sorusuna, "Karar Anayasaya uygundur ama Türkiye'nin Anayasasına bakmak lazım" diye cevap verdi. Verheugen, "Kapatma anayasal olmakla birlikte demokrasi, çoğulculuk ve fikir hürriyeti açısında tehlikeli" dedi.
