|

Gıda karşılığı petrol

Berlin Konferansı sonuç bildirisinde Batılı ülkelerin Libya için sömürge niyetleri bir kez daha gözler önüne serildi. Libya’nın petrol ve diğer gelirlerine ‘uluslararası denetim mekanizmaları’ önerisiyle Saddam döneminde Irak’ta uygulanan petrol karşılığı gıda programının benzeri isteniyor. Kayyum benzeri uygulamayla Irak’ta Gıda Karşılığı Petrol Programı’nda yolsuzluğun boyutu 11 milyar doları bulmuştu.

Kıymet Sezer
03:30 - 22/01/2020 Çarşamba
Güncelleme: 03:56 - 22/01/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Merkel ve Macron
Merkel ve Macron

Libya için toplanan Berlin Konferansı sonrası yayınlanan bildiri, Batılı ülkelerin sömürge yöntemlerini sürdürme niyetlerini bir kez daha ortaya koydu. Libya’nın petrol ve diğer gelirlerinin yönetilmesinde kayyum olarak algılanan ‘uluslararası denetim mekanizmaları’ önerisi ile Saddam Hüseyin döneminde Irak’ta uygulanan petrol karşılığı gıda programının benzerinin Libya’da uygulanabileceği belirtildi. Libya’nın kayıp 150 milyar dolarına el koyan batılı ülkelerin petrol gelirini yönetmek istemesi dikkat çekici bulundu. 55 maddelik bildirideki ekonomi ve finans önerileri, 1800’lerin sonunda yine Berlin’de toplanan ve Afrika’da Batılı ülkelerin sömürgeciliğinin yasal başlangıcı olarak görülen tarihi Berlin Konferansı’ndaki zihniyetin sürdüğü yorumlarına neden oldu.

Libya’ya yönelik ağır ambargolar öngören bildirgenin ‘ekonomik ve finansal reform’ başlıklı 7. maddesinde, ülkenin ekonomisinin kaynağı olarak görülen Libya Merkez Bankası, Yatırım Ajansı, Ulusal Petrol Şirketi ve Finansal İnceleme Otoritesi gibi kurumlara ‘uluslararası heyet yönetimi ve denetimi’ önerildi. Bu kurumların şeffaflık, hesap verilebilirlik ve etkinliğini artırmak için ‘teknik yardım’ ve ‘denetimler’ dahil uluslararası standartlara uygun hale getirme önerisinde bulunuldu. Libya petrol gelirlerinin adil ve şeffaf şekilde dağıtımı amacıyla önerilen mekanizmalar ‘kayyum’ olarak yorumlanıyor.

IRAK’TA UYGULANDI AMA...

Sonuç bildirgesinin BM Güvenlik Konseyinde kesin kararlara dönüştürülmesi isteniyor. Ancak bildirinin Libya ekonomisine ilişkin maddelerinin bu haliyle uygulamaya konulması halinde, Saddam Hüseyin döneminde Irak’ta uygulanan ‘Petrol Karşılığı Gıda Programı’nın bir benzerinin Libya’da uygulanmasının yolunu açılacak. BM tarihinin bu alandaki en büyük programı Irak Petrol Karşılığı Gıda, İlaç ve İnsani İhtiyaç Maddeleri Programı, Aralık 1996’da başlatılmış ve 2003 sonunda sona ermişti. Program kapsamında Irak rejimi yaptırımlarla ezilirken, petrolünün işlenerek satılması ve halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması öngörülmüştü.

11 MİLYARLIK YOLSUZLUK

Petrol Karşılığı Gıda Programı, uzunca bir süre uluslararası kamuoyunda tartışıldı. BM, petrol gelirlerinin idaresinde yolsuzluk yapıldığı suçlamalarına maruz kaldı, yolsuzluk suçunu devrik lider Saddam’a yıkmak isteyen itirafçılar ortaya çıktı, BM üst düzey yöneticilerinin yakınlarına ait şirketlere verilen komisyon iddiaları gündeme geldi. Dönemin Irak hükümeti ve birçok uluslararası şirketin bu programda yolsuzluk yaptığı ortaya çıktı. BM tarihinin en büyük insani operasyonu olarak görülen Gıda Karşılığı Petrol Programı’nın eski başkanı Benon Sevan örgütten istifa etti. İddiaları araştırmak için kurulan Volcker Komisyonu, yolsuzluğun boyutunun 11 milyar doları bulduğunu açıkladı.Irak modeli son olarak ekonomik ve siyasi krize itilmek istenen Venezuela’da da gündeme gelmişti. Başkan Nicolas Maduro’nun siyasi rakiplerinden, eski Lara valisi Henri Falcon, bir dönem Irak için hayata geçirilen ‘Petrol Karşılığı Gıda’ programının benzerinin Venezula’da uygulanması teklifini BM ve ABD’ye sunmuş ancak bu öneriye sıcak bakılmamıştı.

KAYIP PARA ORTADA YOK

Berlin Konferansı’nda Libya’nın gelirlerine kayyum öneren Batılı ülkeler, Kaddafi’nin malvarlığı olarak anılan Libya’nın kayıp 150 milyar dolarına el koymakla da suçlanıyor. Bu paranın nerede olduğu bilinmiyor. Halen 300 milyar dolar olarak ifade edilen Libya’nın mevcut nakit parasının da bir kısmının ABD’de, kalanın ise başta Fransa olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde tutulduğu öne sürülüyor. BM kuralları gereği Merkez Bankası’ndaki paradan kamu görevlilerinin ücretlerinin ödenmesi dışında herhangi bir para harcanamıyor. Ancak bu kural, darbeci Hafter cephesinde Libyalılara saldıran milislerin maaş ödemelerinde kullanılıyor. BM, meşrû Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Libya’nın yurtdışındaki parasını ülkeye getirmesine de engeller çıkarıyor.


Irak modeli nasıl işledi?

Uluslararası denetim mekanizmasıyla satılan Irak petrolünden elde edilmiş gelir, BM hesabına geçiriliyor, Iraklılar ise belli bir çerçeve içinde, önemli maddelerin satın alınabilmesi için müracaat edebiliyor. Bu maddeler arasında, askeri amaçla kullanılabilecek malzemeler yer almıyor. Bu yolla, petrol satışından elde edilen gelirin büyük bir bölümünün Irak halkına geri dönmesi amaçlanıyordu. Gelirin geri kalan kısmı tazminat olarak Kuveyt’e ve silah denetçileri ve ‘Petrol Karşılığı Gıda’ programının masrafları nedeniyle BM’ye aktarılıyordu. Programın uygulandığı süreçte toplam 65 milyar dolar değerinde petrol satışının yapıldığı ve bunun 48 milyar dolarlık bölümünün gıda, ilaç ve altyapı projeleriyle ülkeye geri döndüğü iddia edildi.

FRANSA’DAN 30 MİLYARLIK ŞANTAJ
  • Libya’da Hafter’i destekleyen Fransa, Afrika’nın en geniş rezervlerine sahip ülkedeki petrol kuyularını kapattırarak meşrû hükümetin kontrol ettiği nüfusu darboğaza sürüklemeye çalışıyor. İtalyan La Repubblica gazetesine konuşan UMH yetkilileri, Hafter güçlerinin Berlin Konferansı’ndan hemen önce ülkenin doğusu ve batısındaki 4 ana terminali kapattığını hatırlatarak, konferansta bu saldırgan eylemin kınanması yönünde ABD, İngiltere, İtalya ve Almanya’nın hazırladığı bildirinin Fransa’nın karşı koyması sonucu yayınlanmadığını söyledi. UMH’ye göre Paris, petrolün satılmasıyla elde edilen gelirin taraflara aktarılmasından sorumlu olan Libya Merkez Bankası’nı ve petrolün çıkarılması işlemini yürüten Libya Petrol Şirketi’ni sıkıştırmak istiyor. Çünkü iki şirketin yönetimi Trablus merkezli UMH’de bulunuyor. “Bu, halkımıza karşı çok ciddi bir savaş eylemidir” diyen UMH yetkilisi, Hafter’i kullanan Fransa’nın çözümsüzlüğü derinleştirerek Libya halkına ekonomik kuşatma uyguladığını dile getirdi. Macron yönetimindeki Fransız hükümetinin, Libya’nın petrol gelirinden ‘pay kapma peşinde olduğunu’ kaydeden yetkili, “9 yıl süren iç savaştan sonra petrol endüstrisinin sözleşmeye hazırlandığı 30 milyar dolarlık işe girmek istiyorlar. Şu ya da bu şekilde bu yatırımların başlaması gerekecek” dedi. Hafter’in işgal ettiği kuyuların ve terminallerin kapatılmasıyla birlikte Libya’nın günlük toplam petrol üretimi 1,2 milyon varilden 70 bine düşmüştü.
#BM
#Libya
#Berlin Konferansı
#Yolsuzluk
4 yıl önce