|

Gileya’da vahşi katliam

Zeytin Dalı Harekatı sürerken PKK’ya yardıma giden Şebbihalar, Halep’e bağlı 600 nüfuslu Gileya köyünde 208 kişiyi öldürdü. Katliam, eşini kaybeden Mecide Şevvale’nin anlatımıyla ortaya çıktı. Cerablus’a sığınan Şevvale şunları söyledi: 15-20 araçlık konvoyla geldiler. ‘Hainsiniz ve bedelini ödeyeceksiniz’ diyorlardı. Köylüler tarlalara kaçmaya çalıştı. Bazılarını vurup sağ kalanları meydana topladılar. Sürekli silah sesi geliyordu. Bazı köylüler yakıldı. Kuyularımızdaki su tuzlu Cübbul gölünden gelir. 17 kişi bu kuyulara sarkıtılarak öldürüldü.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/03/2018 Cumartesi
Güncelleme: 08:12 - 24/03/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Mecide Şevvale PKK Şebbiha katliamını anlattı
Mecide Şevvale PKK Şebbiha katliamını anlattı

Mehmetçiğin ablukası sırasında PKK’ya yardıma giden Esed’e bağlı yağmacı Şebbihalar, Afrin yolunda girdikleri Halep’in Gileya köyünde 208 kişiyi katletti. Saman deposunda saklanarak katliamdan kurtulan 4 çocuk annesi Mecide Şevvale, yaşadığı o korkunç anları Yeni Şakaf’a anlattı.

Zeytin Dalı Harekâtı sırasında PKK’ya yardıma giden Şebbihaların Halep’e bağlı Gileya köyünde yaptığı katliam, korkunç saldırıdan sağ kurtulmayı başaran bir tanığın anlatımıyla ortaya çıktı. Hanasır kasabasındaki köyde 208 kişinin acımasızca öldürüldüğünü belirten 29 yaşındaki Mecide Şevvale, eşi Abid Şevvale’yi de kurban verdiği vahşeti Yeni Şafak’a anlattı. Esed’in yağmacı milis topluluğu Şebbihaların PKK’lı teröristlerle birlikte yaptığı saldırıda kurbanlardan 17’si ayakları bağlanıp göle sarkıtılarak katledildi. Erzak deposuna saklanarak hayatta kalan, daha sonra her yeri ceset dolu köyden kaçıp çocuklarıyla Cerablus’a sığınan acılı kadın şunları söyledi:

KÖYE KONVOYLA GİRDİLER

“Bir gün öğle saatlerinde 15-20 araçlık bir konvoy köyümüze geldi. Araçların bazılarında PKK, bir kısmında ise Suriye rejimine ait bayraklar vardı. Gelenler nizami askerler değildi ve köye girerken her yanı tarayarak giriş yaptılar. Köyümüzün nüfusu 600’den fazlaydı. Gelenler köy genelinde birkaç tur atıp bazı insanları pikapların arkasına zorla bindirdi. ‘Hepiniz hainsiniz ve ihanetin bedelini ödeyeceksiniz’ diye bağırıyorlardı. Çok korkmuştuk. Tam bir korku ve kabus havası hakimdi. Bizim köyün tamamı Araptır. Bu yüzden köye dışarıdan gelenlerin lisanı, lehçesi, farklı yerlerden geldiklerini gösteriyordu. Bazı köylüler ailelerini alarak tarlalardan kaçmaya çalıştı ancak köye giren eşkıyalar bazılarını vurup sağ kalanları da köy meydanına topladı. Eşim, beni ve çocuklarımızı zahire ve saman depoladığımız yere saklayıp gitti.”

ÖLÜLER 45 GÜN ORTADA KALDI

“Sürekli silah sesleri geliyordu ve çok korkuyorduk. Çığlıklar, silah sesleri gün batımına kadar devam etti. Eşimin akrabaları akşam bizi saklandığımız yerden çıkarıp Münbiç yönüne doğru kaçırdılar. Eşimin de aralarında olduğu 208 kişi orada öldürüldü. Ölenlerden bazılarının yakıldığını, bir kısmının ise silahla değil boğularak öldürüldüğünü gördük. Olayların üzerinden 45 gün geçti ve Esed rejimi yakınları ölenlere eman verip, şikayette bulunanların hakkının aranacağı garantisi verdi. Bizimle birlikte o gece kaçanlardan 28 kişi hem cenazeleri defnetmek hem de hakkını aramak için köye geri döndü. Köyün her tarafı cesetlerle dolmuştu ve 45 boyunca kimse giremediği için her tarafı ceset kokuları sarmıştı.”

BOĞMA DA VAR İŞKENCE DE

“En korkunç cinayetler ise köydeki tuzlu su kuyusuna sarkıtılan 17 kişinin öldürülme şekliydi. Köyümüze yakın bir noktada Cübbul gölü vardır. Oranın suyu oldukça tuzludur ve bizim kuyuların da su kaynağı bu göldür. Yüzlerinde, vücutlarında işkence izleri olan 17 kişi, işte bu suya sarkıtılıp boğularak öldürüldüler. Rejim askerleri ve Şebbihalar ‘herhangi bir şikayette bulunan olursa cezası ağır olur’ diyerek dönen sivilleri tehdit etti. Eşim ve diğer yakınlarımızın defin işlemlerini tamamlayıp köyden tekrar çıktık. O dönem hamileydim ve yaşadığımız olaylar sebebiyle en küçük kızım hasta doğdu. Birçok sağlık sorunu var. Türkiye’de 4 farklı ameliyat geçirdi ancak sağlık sorunları devam ediyor.”

Çadırda yaşıyor

Köylerinin işgali ve eşinin öldürülmesinden sonra 4 çocuğuyla Cerablus’a sığınan genç anne, Kızılay tarafından verilen bir çadırda yaşam mücadelesi veriyor. Yaz boyu tarlalarda günlükçü olarak çalışan Mecide Şevvale, bir yandan da eşinin ölümünden sonra doğan kızı Şemse’nin sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Şevvale ailesinin 4 yaşındaki kızlarından Fatıma da yürüyemiyor. Doktorlar “Beyninde su var, ameliyat olursa düzelir ve yürüyebilir” diyorlar. Savaş, şiddet ve yokluk ortamında doğan çocuklardan 2’si de astım hastası.

Peynir tulumunu bile götürdüler

PKK’lı teröristlerle yağmacı Şebbihaların Gileya köyündeki her şeyi talan ettiğini söyleyen Mecide Şevvale, “Tüm evleri yağmaladılar. Bazı evleri ateşe verip çıktılar. Televizyon, buzdolabı, klima gibi beyaz eşya ürünleri ile birlikte peynir tulumlarını dahi alıp gittiler. Köyden giderken birçok aracı da çalıp götürdüler. Tahıl depolarımızı, ekmek fırınımızı ve köye elektrik sağlayan jenaratörü de imha ettiler” dedi.

#Zeytin Dalı Harekatı
#PKK
#Şebbihalar
#Halep
#Gileya
6 yıl önce