|

Hepsi gidecek buradan

1942 yılında daha 13 yaşındayken Rakka’dan gelip Suriye sınırında Akçakale’nin Bedri köyüne yerleşen 90 yaşındaki Hüsnü Kayabaş, sınır hattında yaşadıklarını anlattı.

Kıymet Sezer ve
04:00 - 20/10/2019 Pazar
Güncelleme: 02:24 - 20/10/2019 Pazar
Yeni Şafak
Hüsnü Kayabaş
Hüsnü Kayabaş

Türkiye’ye yerleştiği tarihlerde henüz hudut diye bir şey olmadığını, Suriye’ye sürekli gidip döndüklerini anlatan Hüsnü Dede, “Sınırı Fransa çekti, bizi ayırdı” diyor. Babasının mezarı Rakka’da, savaş başladıktan sonra uzun süre babasının mezarını ziyaret edemediğinden yakınıyor. Hüsnü Kayabaş’ın Suriye’de pek çok akrabası var. Hem Tel Abyad yakınlarında hem de Rakka’da evleri var.

“Irak Savaşı’nı hatırlarsınız. Savaş başlamış Irak’ta. Akşamdı. Biliyorsunuz Kerkük hep Türk’tür. Hakiki Türk’tür hem de. Orada bir kadına sordular: ‘Bu savaş niye, ne için, Saddam Hüseyin için mi?’ Kadın dedi ki, ‘Hayır efendim, Saddam için değil. Bu petrol belasıdır.’ Şimdi Suriye’deki de petrol belası. Bu Amerika 10 bin kilometre uzak. Ne hakkı var burada? Rusya kuzey tarafında. Ne hakkı var? Ne işleri var? İşte petrol belası. Ama hak bizimdir” diyen Hüsnü Kayabaş, bu ülkelerin hepsinin de bir gün buradan kaçarak gitmek zorunda kalacağını söylüyor:

KAÇIYORLAR KAÇACAKLAR

“Kaçıyorlar, kaçarlar. Dayanamazlar. Evvel Allah, bizim devletimiz Müslüman devlet, İslam devletidir. Peygamber Muhammed’in bayrakları bayraklarımız. Bana telefonda gösterdiler. Rasulayn’da bir çocuk bizim binbaşıya koşmuş. Binbaşı çocuğun elini tutmuş ‘adın ne’ diyor. Çocuk Arap, anlamıyor dilinden ama diyor adını, ‘Muhammed.’ Bizim komutan çocuğun el avucunu öpüp gözyaşını döktü. Böyle Müslüman bir devletin karşısında kimse duramaz. Şimdi karşıda, o tüneli Fransa yaptı. Ben daha dünyaya gelmemişim. Anneme söylemişler o zaman, Fransa gelmiş Urfa’ya girmiş. O tarihte Kahraman Urfa diyorlar. ‘Söyle nerelisin’ demiş anneme, ‘Kahraman Urfalıyım’ demiş. Millet çıkardı, kovdu bu Fransa’yı. Millet sarmış bunların çevresini, diyor ki ‘bize yol verin’. Yol verdiler, Antep’e giden yol. Millet kovalamış, oradan çıkmışlar. Şimdi de kaçacaklar.”

VATAN BENİM ANAM

“Bu terörist PYD, 24 Haziran 2015 seçimleri zamanında, Türkiye seçimle meşgulken bizim buralarda Amerika ile Rus birleşip sınır boyunca uçakla bombardımanla vura vura Rasulayn’ı, Tel Abyad’ı 1 haftada ele geçirdiler. Şimdi Trump korkusundan diyor ki, Türkiye’ye teşekkür, Erdoğan’a teşekkür... Bizim askerimiz cesurdur. Tünel yapmamış olsalar 1 saatte alırız. Ama tünel yapıp saklanmışlar tilki gibi. Bu yaşımda bile savaşa hazırım ben. Devlet ne derse o olur. Çünkü vatan anamdır. Anasını bırakır mı insan? Mümkün değil. Dünya bütün savaş olur, Türkiye kalır. Kuran’dan okuyorlar. Son savaşa Türkiye kalır. Türkiye bitmez hiç korkmayın siz. Top patlamasa, tüfek patlamasa, atla kılıçla savaşa gider bu millet. Türkiye bitmez. Burası hasso cello değil. Bu savaş var ya çocuk oyuncağı. Amerika, Rusya, İran olmasa Suriye 24 saat dayanamaz. Suriye topraklarının hepsi bize aittir. Tapusu bizimdir. Suudi’ye Mısır’a kadar bizim devletimize aittir. Fransa, İngiliz, Araplar bize savaş yaptılar, parçalandık. Hâlâ söylüyorlar, ‘İskenderun bize ait’ diye. Yalan. Bu topraklar bizimdir.”

  • Sınırların akil adamı
  • Abilerinin askerlik yaşı gelince bu görevi Suriye’de değil Türkiye’de yapmak için 1942’de Rakka’dan Akçakale’ye göç eden Kayabaş Ailesi, yerleştikleri Berdi köyünde 1955 yılında tapu sahibi oldu. 1962 yılında askerlik dönüşü evlendiği eşini 2002’de kaybeden Hüsnü Dede, sonra hiç evlenmeyip, 12 çocuğuna baktı. Bugün o çocuklardan 100’e yakın torunu var. Hüsnü Kayabaş, Akçakale’de Suriye sınırı boyunca yerleşen civar köylerin en yaşlı ve akil insanı. 27 Mayıs darbesi sırasında askerde olduğunu anlatan Hüsnü Kayabaş, merhum Başbakan Adnan Menderes’i darbecilerin esasen ‘ezan için’ astığını söylüyor.
#Akçakale
#Hüsnü Kayabaş
4 yıl önce