|

İspanya'da ötanazi yeniden gündemde

MADRİD (A. A)
00:00 - 15/03/2007 Perşembe
Güncelleme: 15:57 - 15/03/2007 Perşembe
Yeni Şafak
İspanya'da ötanazi yeniden gündemde
İspanya'da ötanazi yeniden gündemde

İspanya'nın güneyindeki Granada kentinde 10 yıldır felç nedeniyle yatalak durumda olan 51 yaşındaki bir kadının solunum cihazı yasal izinle kapatılarak ölüme terk edilmesi ötanazi tartışmalarını yeniden başlattı.

Granada'da 10 yıldır Katolik Vakfına ait bir hastanede tedavi gören Inmaculada Echevarria, "ölmek için" Endülüs Özerk Yönetimine yaptığı başvuruya geçen 24 Şubatta olumlu yanıt aldı.

Echevarria'nın bakımını üstlenen Katolik hastanesi, Kilisenin baskısı yüzünden hastanın burada ölmesinin uygun olmadığını belirterek, hastayı dün başka bir hastaneye gönderdi.

Inmaculada Echevarria'nın bağlı olduğu solunum cihazının dün akşam kapatıldığı belirtilirken, Endülüs Sağlık Servisi (SAS) "hastanın hiç acı çekmeden öldüğünü" açıkladı.

Verilen bilgiye göre, 11 yaşından beri hastalıklarla boğuşan Inmaculada Echevarria, kocasını trafik kazasında kaybetti ve hastalığından dolayı 8 aylık çocuğunu evlatlık vermek zorunda kaldı.

El Pais gazetesine konuşan talihsiz kadın, "27 yıl önce oğlumu evlatlık verdiğim andan itibaren ölmek istedim" dedi.

Kadının ölümüyle yeniden gündeme gelen ötanazi tartışmalarıyla ilgili açıklamada bulunan İtibarla Ölüm Hakkı Derneği, Inmaculada Echevarria'nın ölümünün, onun durumunda olup yasal yollar içinde ölme hakkını kullanmak isteyen diğer hastalara da örnek olacağı görüşünü dile getirdi.

İspanya'daki sosyalist hükümetin ötanazinin yasallaştırılmasına olumlu baktığı bilinirken, Katolik Kilisesi ve muhafazakar ana muhalefet buna karşı çıkıyor.

Ötanazinin yasa dışı olduğu ve ölüme yardımcı olana 7 aya kadar hapis cezasının verildiği İspanya'da, "hastanın tedaviyi reddetme hakkı" adı altında, hastanın kendi yaşamını belirleme hakkına yasal olanak sağlanıyor.

İspanya'da geçmişte makineye bağlı olarak yaşayan ve ötanazi talepleri reddedilen iki kişi, farklı tarihlerde farklı yöntemlerle arkadaşlarının veya bazı sivil toplum örgütlerinin yardımıyla yaşamına son vermişler, bu ölümler ülkede önemli tartışmalara yol açmıştı.


17 yıl önce