|

Kimse duymasın

Almanya'da neo-nazilerin yargılanacağı davayı takip için Türk basınına mahkeme salonunda yer verilmemesi tepki çekti. Ülke kamuoyunda 'Bir şeyler saklanıyor' yorumları yapıldı.

Aa
00:00 - 28/03/2013 Perşembe
Güncelleme: 00:18 - 28/03/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Kimse duymasın
Kimse duymasın

Almanya'da 2000-2007 yılları arasında Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen 8'i Türk 10 kişinin davasının görüleceği davada Türk medyasına yer verilmezken, ülkede adı duyulmamış bir ajans ile yerel radyonun davayı takip edecek medya organizasyonları listesine alınması tepki çekti. Davanın görüleceği Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin açıkladığı akreditasyon listesinde 50 kuruma daimi yer verilirken, ikinci listede 73 kurum yer aldı.

YEREL RADYO VAR NY TIMES YOK

Salona alınacak 50 medya kuruluşu arasında hiç bir Türk bulunmazken, buna karşılık ülkede adı duyulmamış Mandoga adlı bir ajans ve Radio Arabella gibi yerel yayın bir radyo akredite yapılarak listeye dahil edildi. Yabancı basın olarak Hollanda'dan iki medya kurumu ile Reuters'e yer verildi. Uluslararası medyadan New York Times, International Herald Tribüne, BBC, El Cezire gibi medya kurumlarına da ikinci listede yer verildi. Alman kamuoyunda bu uygulamanın nedeni olarak davanın uluslararası bir boyut kazandırılmaması amacının güdüldüğü yorumları yapılıyor.

YER VERMEYE DE RET

Bazı Alman basın kuruluşları, kendilerine verilen yerleri Türk basın mensuplarıyla paylaşabileceklerini ifade etmesine karşın, mahkeme basın sözcüsü, buna da izin verilmeyeceğini belirtti. Mahkeme, davada daimi yeri olan medya kuruluşundan temsilcinin duruşmanın başlamasından 15 dakika önce gelmemesi veya salondan çıkması durumunda, ikinci listede yer alan basın mensubunun davaya girebileceğini açıkladı.

Almanya bir şeyler saklıyor

Mahkemenin kararını değerlendiren Alman siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları ile gazeteci birlikleri mahkemeye sert tepki gösterdi. Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, bu uygulamanın bir şeyler saklandığı imajı verdiğini belirterek, bunu 'kepazelik ve skandal' olarak gördüğünü ifade etti. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, bu konuya gerekli duyarlılık ve esneklik gösterilerek yabancı medyanın da davadan ilk elden haber yapmaları gerektiğini vurguladı. Alman hükümeti ile mağdur aileler arasına ombudsmanlık görevinde bulunan Barbara John da, davanın sadece Türkiye'de değil, Almanya'da yaşayan Türkler tarafından da dikkatle takip edildiğini ifade etti.

SORUŞTURMA HATALIYDI

Almanya Gazetecileri Birliği (DJU) Genel Müdürü Carnelia Hass, Almanya'daki ırkçı saldırılarla ilgili kritik davada Türk medyasına salonda sabit yer verilmemesini eleştirerek, NSU davasında yapılan soruşturmalardaki hatalardan sonra Almanya'nın bir kez daha rezil olmaması ve 17 Nisan'da başlayacak davada özgür şekilde haber yapılması için yolun açılması gerektiğini kaydetti. Bu arad mahkeme, duruşmaların başka bir salona, görüntülü bir şekilde aktarılmasının da yasal olmadığını savundu.

Akreditasyon için zamanında başvuru

Mahkeme, bu uygulamayı duruşma salonunun küçük olması nedeniyle yaptığını ileri sürerken, sıralamanın akreditasyon başvurusuna göre yapıldığını iddia etti. Fakat, AA'nın davayı takip için belirtilen tarihten 10 gün önce başvuru yaptığı öğrenildi. Diğer Türk medya kurumlarının da belirtilen başvuru tarihinde 10 dakika ve 3 saat aralığında davayı takip için gerekli girişimi yaptığı kaydedildi. AA Genel Müdürü Kemal Öztürk, mahkemeye mektup yazarak Türkiye'de bin 500'e yakın medya kuruluşunun abone olduğu kurumunun önemli sorumluluğu yerine getireceğini belirtti.

Alman hükümetten duyarlılık çağrısı

Alman hükümeti, 2000-2007 yılları arasında aşırı sağcı Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen 8'i Türk 10 kişinin cinayetleriyle ilgili Münih'te görülecek davada, mahkemeden, Türk medyasına yer vermesi konusunda duyarlılık göstermesini istedi. Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, mahkemenin tepki çeken akreditasyon uygulamsıyla ilgili dün yaptığı açıklamada, hükümetin, Türk medyasının davaya olan ilgisinin yüksek olmasını anlayışla karşıladığını belirterek, 'Bu medya ilgisine hassasiyetle davranılmasını ümit etmek gerekir' şeklinde ifade kullandı.


11 yıl önce