|

Körfez’den büyük kaçış

Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan halkı, ülke yönetimlerinin baskıcı rejiminden kaçıyor. Sadece 2012-2017 yılları arasında bu iki ülkeden mülteci olarak başvuraların sayısında yüzde 300 artış yaşandı. BM raporlarındaki bilgiye göre bu kaçış dalgası, özellikle gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesinin ardından Suudi Prens Selman’a yönelik tepkiyle hızlandı.

Yeni Şafak
04:00 - 20/01/2019 Pazar
Güncelleme: 01:13 - 20/01/2019 Pazar
Yeni Şafak
Muhammed bin Selman
Muhammed bin Selman

2010 yılında Tunus’ta başlayan ve tüm bölgeye yayılan ‘Arap Baharı’ dalgasını, Batı destekli askeri darbeler, siyasi şiddet ve psikolojik baskılar ile engelleyen bazı Körfez rejimlerinden büyük kaçış yaşanıyor. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, benzer bir dalganın yaşanmasının önüne geçmek amacıyla kendi toplumlarına yönelik baskı ve şiddeti her geçen gün artırıyor. Baskı sonucu söz konu ülkelerden özellikle genç nüfus, diğer ülkelere sığınma yolu arıyor. Son olarak aile şiddetinden kaçarak, Avustralya’ya gitmeye çalışan 18 yaşındaki Suudi kadın Rahaf Muhammed El Kunun, dikkatleri Körfez ülkelerinde yaşanan toplumsal ve siyasi baskı sonucu ortaya çıkan sığınma başvurularına çekti. The Economist internet sitesinin Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı’nın (UNHCR) raporundan derlediği habere göre, Körfez ülkelerinden sessiz şekilde kaçan yüzlerce insan bulunuyor. Büyük kaçış dalgasında başı, Batılı ülkelere “reformist” olarak sunulan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ülkesinin çekmesi dikkat çekiyor.

YÜZDE 300 ARTIŞ

  • Rapora göre, 2017’de 815 Suudi, sığınma başvurusunda bulundu. Rakam az gözükse de, 2012’den bu yana Suudi Arabistan’dan yapılan sığınmacı başvurularında yüzde 318 artış olduğuna dikkat çekildi. Bu hızlı artışın, Muhammed bin Selman’ın Veliaht Prens olarak görevlendirilmesi sonrası yaşandığı dikkat çekerken, öncesinde de küçük artışlar yaşandığı gözden kaçmadı.

BAE GÖZETİMİ ARTIRDI

Bu kaçışın yalnızca Suudi Arabistanla sınırlı olmadığı ifade ediliyor. UNHCR verilerine göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ve Umman’dan da sığınmacı başvuruları son yıllarda artış gösterdi. Arap baharından ciddi olarak etkilenmeyen Körfez ülkelerinin, olası bir halk isyanına karşı aldıkları önlemlerin bu artışta etkili olduğu değerlendiriliyor. Arap baharı sonrası Abu Dabi’nin ve Riyad’ın dijital teknolojiler ve siber casusluk vasıtasıyla, yerli gözetimi artırdığı belirtilirken, UNHCR verilerinde, BAE vatandaşı olup da UNHCR’den mülteci statüsü için başvuranların sayısının 2012’ye oranla 2016’da yüzde 300 arttığı görülüyor. Mülteci statüsü için başvuranların, can korkusuyla başvuru nedenlerini tam olarak belirtmediği ifade ediliyor.

  • Dönüm noktası Kaşıkçı
  • The Economist haberinde, iki yıl önce, yurt dışında yaşayan Suudi gençlerin, yeni reformlar yapılacağı propagandasına inanarak Veliaht Prens Muhammed’le çalışmak için ülkeye akın ederken, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesi sonrası her şeyin değiştiği vurgulandı. Veliaht Prens Muhammed’in gerçek yüzünün, baskıcı ve otoriter kimliğinin, ortaya çıkması sonucu adeta ülkeden kaçış dalgası başladı. The Economist’e konuşan bir kişi, Kaşıkçı cinayeti ve yüzlerce aktivistin tutuklanması sonrası istifa etmeyi düşündüğünü ifade etti.


#Birleşik Arap Emirlikleri
#Suudi Arabistan
#BM
#Cemal Kaşıkçı
#Göçi
5 yıl önce